Uzmanlar, sinüs örtü dokusunun iltihaplanması durumunu ‘sinüzit’ olarak tanımlıyor. Yaşam kalitesini düşüren bu rahatsızlık, ilaçla tedavi edilebilir. Ancak kronikleşmesi durumunda belirli bir tedavi yöntemi yok! K.B.B. Uzmanı Prof. Dr. Ali Altuntaş, sinüzitin tedavi edilmemesi halinde kronikleşebileceğine dikkati çekerek, tedaviye rağmen üç ay boyunca hastanın iyileşmemesinin sinüzitin kronikleştiği anlamına geldiğini söyledi. Altuntaş, “Kronikleşmesi halinde ise yaşam kalitesini bozan sinüzitin kalıcı tedavisi ancak ‘endoskopik sinüs cerrahisiyle yapılır” dedi. Altuntaş, sinüzitin burun tıkanıklığı, burun veya geniz akıntısı, yüzde ağrı ya da baskı hissi ve koku hissinde azalmayla kendini gösterdiğini vurgulayarak, bu belirtilerin yavaş seyretmesi nedeniyle hastalığın bazen gözden kaçabildiğini ifade etti.
Yılda birkaç kez sinüzit nedeniyle antibiyotik kullanmak durumunda kalınması veya en az iki belirtinin bulunması halinde uzmana başvurulması gerektiğinin altını çizen Altuntaş, bu belirtiler dışında kronik sinüzitin çocuklarda uzun süreli öksürük veya ağız kokusuna, erişkinlerde ise sürekli yorgunluğa neden olabildiğine işaret etti. Altuntaş, sinüzitin, kişinin yaşam kalitesini bozduğunu, burun tıkalı olduğundan yeterli oksijen alınamadığından uyku bozukluğunun görüldüğünü ve yetersiz uykunun da kişinin sağlığını olumsuz etkilediğini vurguladı. Altuntaş, bu nedenle sinüzitin mutlaka tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizdi ve kronik sinüzit için bilinen risk faktörleri arasında, mevsime bağlı ya da yıl boyu süren alerji, sigara dumanı veya çevresel toksinlere maruz kalma ve virüs enfeksiyonlarını sıraladı.