[Karar]
Selim Yıldırım
Yazı müjdeleyen sıcak bir bahar günü. Doğru haberciliği ilke edinmiş son derece güçlü bir kadro tarafından hazırlanan ve sadece 2 gün önce yayın hayatına başlamış Karar gazetesinin tüm birimlerinde olduğu gibi bizim içimizde de büyük bir heyecan var. Gün boyu hareketliliğin bitmediği spor servisi, kadim dostum Bülent Tuncay’a emanet. Okurlarımıza elimizden gelenin en iyisini sunmaya odaklanmışız. Bütün enerjimizi de bu hedef için kullanıyoruz. Haliyle aklımız bize özel işlerde. Sinan ağabey (Vardar) ile randevulaşmış ve Nişantaşı’nda bir kafede buluşmuşum. Selamlaşma faslının ardından daha masaya yerleşmeden başlamış sohbetimiz. Karşınızdaki Sinan Vardar olunca ister istemez öncelik iki dönem yöneticiliğini yaptığı Beşiktaş oluyor…
ATINÇ’I 15 BİN TL’YE ALDIM!
İç çekiyor Sinan ağabey, ‘Beşiktaş’ deyince... Altyapıya yönelik çalışmalarını istediği gibi sonuçlandıramadığını anımsıyor. Camiaya kırgın olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Beşiktaş Futbol Araştırma Merkezi (BEFAM) büyük bir atılımdı ama karşılık bulmadı. Şu anda profesyonel liglerde oynayan 60 futbolcuyu ben keşfettim. Atınç’ı Küçükçekmece’den 15 bin liraya aldım, 5 milyon euroya satıldı. Altyapının önemi ortada ama kimse umursamıyor. Bu konuda hata yapan sadece Beşiktaş değil. Türk futbolunun genelinde altyapı sorunu var. Bugün 10 yabancı oynayabiliyor. Bu şekilde altyapıdan nasıl oyuncu çıkacak?”
"Beşiktaş'ın bu durumunun sorumluları Demirören ve Orman"
YABANCIYA YAŞ SINIRI ŞART
Altyapıya büyük önem vermesine karşın yabancı sayısının serbest olması gerektiğini ifade ediyor. Biraz şaşırıyorum ama devamında bu şaşkınlığım ortadan kalkıyor: “Barcelona 1 ay önce 70 yabancı futbolcu aldı. Ama bunlar 13-16 yaş arasında. Onlar bütün dünyayı tarıyor ve muazzam oyuncular buluyor. Birkaç tanesini A takıma kazandırıyor, diğerlerini de satıyor. Bizde seneye 14 yabancıya izin verilecek. Yaş sınırlaması da yok. Dikiş tutmamış, Avrupa’da artık para etmeyen 30 yaş üstü oyuncuları getiriyorlar. Bu büyük bir yanlış. Yabancı serbest olsun ama yaş sınırı getirilsin.”
BİR FACİA YAŞANIYOR
Konu geliyor Türk futboluna... “Bir facia yaşanıyor” diye başlıyor Sinan ağabey. “Profesyonel kulüplerin toplam borcu 3 milyar dolara yakın. Birkaç takım hariç tüm hepsi batmış durumda. Bu borçları kim yapmış? Devlet her yere stat yapıyor. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar kısa sürede bu kadar tesisleşme yok. Ama maalesef kulüpler, yöneticileri tarafından batağa sürükleniyor. Hepsinin son 20 yıldaki mali hareketleri incelenmeli. Öyle pislikler çıkar ki herkes hayretler içinde kalır. Fatih İşbecer (Galatasaray yönetim kurulu üyesi) çıkıyor, ‘Galatasaray fakirleşmiş, birileri zenginleşmiş’ diyor. Bir savcı çıkıp, ‘gel bakalım, kimlerden bahsediyorsun?’ diye sormuyor. Ne olacak bu durumda? Adnan Polat (Galatasaray eski başkanı), 40 hırsızın adını Ünal Aysal’a (Galatasaray eski başkanı) verdiğini söylüyor. Kimseden gık çıkmıyor. Bu işlerin tek bir çözümü var. Batağa neden olan yöneticiler hesabını vermeli” diye devam ediyor.
DEMİRÖREN’İ İYİ TANIRIM
“Beşiktaş’ın şu anki mali tablosunun sorumluları kim?” diye giriyorum araya. Cevabı, “Fikret Orman ve Yıldırım Demirören” oluyor. “Ama Demirören şu anda Türk futbolunu yönetiyor…” diye ekliyorum. Ve belki de sohbetimizin en sert ifadeleri geliyor: “Zaten asırlık bir kulübü bu duruma düşüren bir insanı hangi kıstaslarla federasyon başkanı yaptıklarını anlayamıyorum. Kendisini yakından da tanıdığım için hayretler içindeyim. Sonra Türk futbolunun neden bu halde olduğunu soruyorlar. Cevabı ortada aslında. Yeni bir yasa hazırlanıyor. Bundan sonra başkanlar ve yöneticiler kesinlikle borçlanmalar için şahsi kefalet vermeli. Aksi takdirde işler bu şekilde devam eder.”
YÖNETİCİ-MENAJER İŞBİRLİĞİ!
Beşiktaş’ın 150 milyon lira civarında vergi borcu olduğundan bahsediyor sonrasında. Galatasaray ve diğer bazı kulüplerin de benzer durumda olduğunu dile getiriyor. “Sanayici, bakkal vergisini ödüyor da kulüpler neden ödemiyor?” diye sürdürüyor sözlerini. Bir kerelik borçları uzun vadeye yayma gibi bir uygulamaya gidilebileceğini vurguluyor. Bu konudaki son sözleri, “İşlerin aynı şekilde devam etmesinin mutlaka önüne geçilmeli. 45 senedir bu camianın içindeyim. Bazı yöneticiler ile menajerlerin nasıl ilişkiler içinde olduğunu gayet iyi biliyorum. Bir cezai sorumluluğu da olmadığından son derece rahat hareket ediyorlar. Kulübü borçlandırıp, ellerini kollarını sallaya sallaya çekip gidiyorlar” şeklinde oluyor.
ORMAN BORCU 4’E KATLADI
Sonra söz yeniden Beşiktaş’a geliyor. Bu kez hedefte başkan Fikret Orman var: “Orman ‘hesap soracağım’ diyerek göreve geldi. Ben de oyumu kendisine verdim. Kulüp bağımsız bir şirket tarafından denetlendi. Ama 4 senedir rapor açıklanmıyor. Neden? Çünkü içinde büyük çelişkiler var. Ayrıca Orman, Beşiktaş’ın borcunu 4’e katladı. Burada olan kıt kanaat geçinmesine rağmen bir simit alıp maça giden, kulübüne destek olmak için ürünlerini alan taraftara oluyor.”
ALEXİS KATKI SAĞLAYAMAZ
Vardar, Kara Kartal’ın Fenerbahçe ve Torku Konyaspor yenilgileri konusunda, “Her takım sezon içinde 1-2 kez düşüş yaşayabilir. Bu durum kondisyon kaynaklı da olabilir, ödemelerin aksaması nedeniyle de… Oyuncular şahsi sorunlar da yaşayabilir elbette. Olcay’da, Oğuzhan’da, Sosa’da düşüş görülüyor” yorumunu yapan Vardar, “Stoper sorunu da var. Alexis boy ve kalite olarak katkı sağlayacak gibi görünmüyor. Bu konuda daha iyi tercih yapılmalıydı. Belki Atınç satılmamalıydı. Ya da Ersan sezon sonuna kadar kalmalıydı. Tabii ki Rhodolfo’nun sakatlanması da büyük bir şanssızlık” diye devam ediyor. Tüm olumsuzluklara rağmen Beşiktaş’ın şampiyonluğun iki güçlü adayından biri olduğunu hatırlatıyor ve iddialı konuşmaktan da kaçınmıyor: “Çaykur Rizespor ve Trabzonspor maçlarını kayıpsız atlatabilirse Beşiktaş ipi göğüsler.”
METE 9 AY İŞE GİTMEDİ
Siyah-beyazlı takımın şampiyonluğu son 5 haftada kaçırdığı geçen sezona yönelik değerlendirmesinde ise “Üzülerek söylüyorum; ligin bitmesine 3-4 ay kala futbolculara yapılan ödemelerde sıkıntılar yaşandı. Başkan Fikret Orman, kritik maçlarda oyuncuları yalnız bıraktı. Takımın başında sadece 1-2 yönetici vardı. Oğlum diye söylemiyorum ama Mete Vardar o dönemde ciddi katkılar sağladı. 9 ay işe gitmedi. Futbolcuların bir çok sorununu Mete çözdü. Keşke şimdi de takımla ilgilenen, futboldan gelmiş, maddi ve manevi fedakarlıktan kaçınmayan biri olsa da Şenol hocaya destek verse” ifadelerini kullanıyor Sinan ağabey.
GÜNEŞ BÜYÜK NİMET
Teknik direktör Şenol Güneş’i, “Eğitimci kimliği ve dürüstlüğü nedeniyle Beşiktaş için büyük nimet” sözleri ile anlatan Vardar, “İnşallah uzun yıllar da Beşiktaş’ta çalışmaya devam eder” diye ekliyor ve tecrübeli hocanın Beşiktaş’a gelişi ile ilgili çarpıcı ifadeler kullanıyor: “Şenol hocaya karar verilmeden önce yönetimden 9 kişi Mustafa Denizli’yi istiyor. Fikret Orman Orman ve Ahmet Ürkmezgil (yönetici) Abdullah Avcı’dan yana tavır koyuyor. Bir tek Mete (Vardar) Şenol Güneş’i istedi ve kabul ettirdi. İkinci başkan Ahmet Nur Çebi de çekimser kaldı o oylamada. Bu konuda kendisini de eleştirdim.”