Şehir'den Marmara'ya geçen öğrenciler isyan etti: Yapılanlar psikolojik zorbalık!

Kapatılan İstanbul Şehir Üniversitesi'nin öğrencileri, geçtikleri Marmara Üniversitesi'nde baskı gördüklerini söylediler: 'Baba parasıyla okuyan' biri gibi davranıyorlar. Bu, sadece öğrenci arkadaşlardan gördüğümüz bir psikolojik zorbalık değil.

Geçen Haziran ayında kapatılan İstanbul Şehir Üniversitesi'nin öğrencileri, Marmara Üniversitesi'ne geçiş sonrası baskı yaşadıklarını anlattı.

Independent Türkçe'den Cihat Arpacık'ın haberine göre, Hasan Süheyl, yüksek lisans eğitiminin ders dönemini Şehir Üniversitesi'nde tamamlayan, tez dönemine geçtiğinde okulu kapatılan ve Marmara Üniversitesi'ne geçmek zorunda kaldı.

Süheyl, Şehir Üniversitesi'nden gelen hem lisans hem de yüksek lisans öğrencilerinin, eğitimlerin başından beri Marmara Üniversitesi'nde bulunan diğer öğrenciler tarafından adeta 'lince' uğradığını söyledi.

"BABA PARASI İLE MARMARALI OLDULAR"

Online derslerde bazı öğretim görevlilerinin Şehir Üniversitesi'nden gelen öğrencilere hakaret ettiği de iddia edildi. En fazla hakaret ise İstanbul Şehir Üniversitesi öğrencilerinin 'maddi olanaklar' ya da 'baba parası' sayesinde 'Marmaralı' oldukları şeklinde. Süheyl, ''Bu hakaretler öğrenci arkadaşlarımızı kırıyor'' dedi.

Bu hakaretlerin dışında alınan bazı idari kararların öğrencileri mağdur ettiğini söyleyen Süheyl ''8 ders alması gereken mühendislik fakültesi öğrencileri 15 ders almak zorunda bırakıldı ve okulları uzadı. Çift ana dal programları entegre edilmedi'' ifadelerini kullandı.

"SESLERİNİ YÜKSELTEREK CEVAP VERİYORLAR"

Mahmut Ertürk de kayıt yenileme aşamasında 10 gün boyunca uğraştırıldığını söyledi.

Kaydına bir türlü onay alamadığını belirten Ertürk, ''Telefonlara ya da e-postalara bir türlü yanıt vermediler. En son attığım e-postada rektör beyi de CC’ye ekledikten sonra dönüş yaptılar. Öğrenci işleri personeli arkadaşlarımıza cevap verirken sesini yükseltiyor'' diye konuştu.

İstanbul Şehir Üniversitesi’nin 100 dolar depozito karşılığında öğrencilerine verdiği bilgisayarları Marmara Üniversitesi'nin geri istediğini hatırlatan Ertürk, yönetimin daha sonra ''Yanlış anlaşılma oldu'' diyerek bu istekten vazgeçtiklerini de anlattı.

"YAPILAN PSİKOLOJİK ZORBALIK"

Lisans öğrencisi A.A da "Şehir, İstanbul'daki iyi üniversitelerden biriydi. Geniş bir kütüphanesi vardı. Şehir dışında herhangi bir devlet okulunda okumaktansa burslu olarak orayı tercih etmiştim'' dedi ve ekledi:

"Şimdi 'Baba parasıyla okuyan' biri gibi davranıyorlar. Bu, sadece öğrenci arkadaşlardan gördüğümüz bir psikolojik zorbalık değil. Bunları akademisyenler de bize hissettiriyor. Şehir Üniversitesi'nde yaşadığımız herhangi bir sorun 2 e-posta yazışmasıyla çözülürdü ama şimdi günlerce uğraşmak zorunda kalıyoruz. Evet, Şehir Üniversitesi'nden gelmeyen diğer öğrenci arkadaşlarımız da benzer sorunları yaşıyor ama bize yönelik farklı tavırlar var."

"HERKESE İYİ AKŞAMLAR, ŞEHİRLİLER HARİÇ"

 

Bir ders grubunda öğrencilerin İstanbul Şehir Üniversitesi'nden gelen öğrenciler, hakkında şöyle konuşmaların yapıldığı iddia edildi.

 

''-Özel üniversiteden gelenlere bizle aynı soruları mı soracaklar. Çok saçma, hepsi kalır.

 

-Bizimle aynı sınava girerlerse onlara yıkım olur.'

 

-Herkese iyi akşamlar, Şehirliler hariç.''

 

"AKADEMİK KADRO İÇİN YEKPARE BİR ÇÖZÜM SUNULMADI"

İstanbul Şehir Üniversitesi'ni kuran Bilim ve Sanat Vakfı'nın Başkanı Ahmet Okumuş da sürecin başından beri yalnızca öğrencilere dönük taahhütlerde bulunulduğunu, akademisyenler ve genel olarak personele dair bir çözüm üzerinde hiç durulmadığını belirterek ''Karar alıcıların Şehir’in akademik birikim ve kazanımlarının korunacağına dair sarf ettikleri sözlerin de karşılığı olmadığı anlaşıldı'' dedi.

''Neticede gayet keyfi bir takım tasarruflarla akademik personelin çok az sayıda bir kısmı Marmara Üniversitesi’ne kabul edilmiş oldu'' ifadelerini kullanan Okumuş şunları söyledi:

Akademik kadro için yekpare bir çözüm sunulmadı. Bazı nitelikli arkadaşlar Marmara’da görev alabilirken, aynı ölçüde nitelikli başka arkadaşlara o yol açılmadı. Kendi gayretleri ya da irtibatlarıyla başka akademik kurumlarda çalışma imkanı bulanlar da oldu. Bu arada kapatılma sürecine daha açıktan karşı çıktığı için sakıncalı ya da üstü çizilmiş kişilerden sayılan bir kısım akademisyene kapılar özellikle kapatıldı. Hatta bunların bazıları çağırılıp, başvurusu alınıp, süreci başlatıldıktan sonra ‘kusura bakma yapamıyoruz’ diye sonradan geri çevrildi. Bazı ellerin uzanıp engel olduğu belliydi. "

Bilim ve Sanat Vakfı'nın Başkanı Ahmet Okumuş 

"RENCİDE EDİCİ BİR TECRÜBE OLDU"

Üniversitenin kapatılmasını ''Asla unutulmayacak haksız ve zorbaca bir karar'' olarak nitelendiren Okumuş, ardından yaşananlar için ise ''Muhatapsızlık, mağduriyetlere ilişkin başvurulacak bir merciin bulunamayışı çalışanlar için ayrıca rencide edici bir tecrübe oldu ve oluyor.

Kararın haksızlığı bir kötülüktü, devamında iş tutma biçiminde, usul ve üslupta sergilenen keyfilik, sorumsuzluk ayrıca bir kötülük oldu” ifadelerini kullanan Okumuş, ''Marmara Üniversitesi, YÖK ve ilgili diğer kurumlara baktığımızda iktidarsızlık ile iktidarı kötüye kullanmanın garip bir karışımıyla karşılaştığımızı söyleyebiliriz. Bu nedenle hakların korunması, haksızlıkların telafisi için yargı düzeyinde hukuki çabalarımızı da sürdürmemiz gerekecek'' diye konuştu.

"BAZI TATSIZLIKLARIN YAŞADIĞINI DUYUYORUZ"

Şehir Üniversitesi öğrencilerini kampüste sorunlar yaşadığını belirten Okumuş şunları kaydetti:

Kendilerinin hiçbir dahli olmayan bir mesele nedeniyle yolları kesilmiş, üniversite yaşamları başka bir yöne çarpıtılmış oldu. Düzenleri bozuldu, yerleri yurtları dağıtıldı. Bu zaten kabul edilmesi, kaldırılması kolay bir muamele değildi. Ayrıca farklı bir kurum kültürüne alışmış bu öğrencilerin yeni geçtikleri yapıya intibak etmeleri zaman alacaktı. Mevzuat meseleleri belki bir şekilde ve zamanla aşılacaktır. Bugün için daha önemli olan, kampüs hayatı, ders ortamı, üniversite içi insani ilişkiler düzeyinde herhangi bir huzursuzluğun yaşanmaması. Maalesef bu açıdan bazı tatsızlıkların yaşandığını duyuyoruz.

"BUNLARIN SİSTEMATİK OLDUĞUNU ZANNETMİYORUM"

Şehir'den geçen öğrencilerin dışlayıcı muameleye maruz kaldıkları bazı örnekler… Ben bunların yaygın ve sistematik tutumlar olduğunu zannetmiyorum. Böyle olabileceğini düşünmek istemiyorum. Hatta bilakis gayet buyur eden, içselleştirici, cana yakın tavırlarla geçiş yapan öğrencileri karşılayan hoca arkadaşların olduğunu da duyuyoruz. Bu tür iyileştirici tutumların çoğalması, yaygınlaşması gerekiyor."

İddialar ile ilgili soru sorulmasına rağmen Marmara Üniversitesi Rektörü Erol Özvar, herhangi bir açıklamada bulunmadı.

"AYRIMCILIK VE ZORBALIKLA KARŞI KARŞIYAYIZ"

Daha önce de İstanbul Şehir Üniversitesi'nin öğrencilerinin kurduğu 'Şehir Hepimizin' platformu hem 'Şehirli' öğrencilerin hem de akademik kadronun baskıya uğradığını açıklamıştı.

 

Twitter'dan yapılan açıklamada şunlar kaydedilmişti: "Bizler irademiz dışında üniversitesine kayyum atanan, üniversitesi kapatılan ve değiştirilen öğrenciler olarak şimdi de girdiğimiz her derste hem öğrenci arkadaşlarımız hem de akademik kadro tarafından ayrımcılık ve zorbalıkla karşı karşıya bırakılıyoruz.

 

Girdiğimiz her derste ayrıştırıcı söylemlere maruz kalmaktan bıktık! Böyle söylemlerde bulunan öğrenci arkadaşlarımıza sürecin ne karar ne de uygulama mekanizmasında bulunmadığımızı hatırlatıyor, mağdurun suçlu görülmesinin adaletsizliğini anlamalarını bekliyoruz.

 

Öğretim görevlilerinin bile ayrıştırıcı söylemlerde bulunduğu bir ortamda öğrencilerin farklı bir tavır takınmalarını beklemeyi mantıksız buluyor, önce öğretim görevlilerinin akademik ahlakı uygulamalarını talep ediyor ve YÖK disiplin yönetmeliğinin hatırlatıyoruz.

 

Üniversitenize kayyum atanınca düzelecek denildi, düzelmedi. Üniversiteniz kapatılacak, Marmara’da ‘huzurlu’ bir eğitim alacaksınız denildi, olmadı. Rektörlük gereken tedbirleri almadığı ve öğretim görevlileri öğrencileri doğru yönlendirmediği sürece mağduriyet devam edecektir...

 

Tüm olumsuzluklara rağmen bizlere anlayışlı davranan, yardımcı olmaya çalışan tüm öğrenci dostlarımıza, öğretim üyelerimize ve idari çalışanlarımıza da teşekkür ederiz. Bu davranışların ayrımcılığı körükleyenlere de sirayet etmesini dileriz."

İstanbul Şehir Üniversitesi, eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun kurucusu olduğu Bilim ve Sanat Vakfı tarafından 2008 yılında kurulmuştu. 

ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ NASIL KAPATILDI?
 

Halkbank tarafından 'Kredi borçlarını ödenmiyor' iddiasıyla eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun kurucusu olduğu Bilim ve Sanat Vakfı tarafından 2008 yılında kurulan İstanbul Şehir Üniversitesi'nin, hesaplarına tedbir kararı koymuştu.

 

Daha sonra da üniversite garantörü olan Marmara Üniversitesi'ne devredilerek kurucusu Bilim ve Sanat Vakfı'na da kayyum atanmıştı.

 

Danıştay 13'üncü Dairesi de İstanbul Kartal'da bulunan, TEKEL'e ait 297 bin metrekarelik kıymetli taşınmazın, bedelsiz olarak İstanbul Şehir Üniversitesi'ne devrinin yürütmesini de durdurmuştu.

 

30 Haziran'da da Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Şehir Üniversitesi'nin faaliyet izni kaldırılarak kapatılmıştı.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla yer alan kararda, "Kurucu vakfına kayyım atanan ve garantör üniversitesi tarafından yapılan denetimler sonucunda mevcut mal varlığıyla eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdüremeyeceği tespit edilen ve bu durumu da Yükseköğretim Kurulu'nca onaylanan İstanbul Şehir Üniversitesi'nin faaliyet izninin kaldırılmasına, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun ek 11'inci maddesi gereğince karar verilmiştir" ifadeleri kullanılmıştı.

 

YÖK, Cumhurbaşkanı kararıyla faaliyet izni kaldırılan İstanbul Şehir Üniversitesi'ndeki öğrencilerin, garantör üniversite Marmara Üniversitesi'ne aktarılmasına karar vermişti.

 

YÖK'ten yapılan açıklamada "Bilinmelidir ki öğrencilerimizin eğitim ve öğretimi önceliğimizdir. Bu hususta öğrencilerimizin, eğitim ve öğretimlerine dün olduğu gibi bundan sonra da en uygun şartlarda devam etmeleri için gerekli her türlü tedbirin vakit geçirmeksizin alınacağını bilmelerini isteriz. Öğrencilerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamaması için azami hassasiyetin gösterileceği hususu başta öğrencilerimiz ve aileleri olmak üzere kamuoyuna duyurulur" ifadeleri kullanılmıştı. 

 

Yorum Yap
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Yorumlar (17)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

İlgili Haberler

Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a "Fikir iktidarı" cevabı: Senin iktidarın Orta Çağ fikri bile değil
Şehir Üniversitesi öğrencileri: Bir hırs yüzünden bizi mağdur ettiler
Şehir'e infaz

Güncel Haberleri