Geçtiğimiz cumartesi günü Salda Gölü'ne giren 13 yaşındaki İlayda Kılıç, boğularak yaşamını yitirdi. Küçük kızın cansız bedenini dalgıçlar 10 metre derinlikte balçıkta bulabildi.
İlayda Kılıç'ın ölümüyle birlikte Salda Gölü'nün güvenirliliği de yeniden sorgulanmaya başladı.
Türkiye'nin Maldivleri olarak anılan göl için TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Yüksek Jeoloji Mühendisi Servet Cevni, gölde oluşan ani çökeller ve sığ bataklıkların suya girenlerin can güvenliği açısından tehdit oluşturduğunu söyledi.
Servet Cevni, "Salda Gölü'ne girmek sakıncalıdır. Hem insan canı hem de ekolojik sisteme verilen zarar açısından sakıncalı. Bu konuyla ilgili açılan davalar da var. Mümkün olduğunca koruma amaçlı, hadi doğayı düşünmüyorsak kendi can güvenliğimiz amaçlı göle girilmesi çok tehlikelidir. Acilen yasaklanması gerektiğini düşünüyorum" dedi.
'GÖLE GİRİNCE FARKLI SÜREÇ OLUŞUYOR'
Bölgenin faylanma ve tektonik açıdan oldukça hareketli olduğuna işaret eden Servet Cevni, "Salda Gölü de tektonik oluşumlu bir göl. Bu tektonik oluşumların jeolojik açıdan getirdiği farklı yan etkileri diyebiliriz. Aslında doğal süreç ama insan göle girdiğinde çok farklı bir süreç oluşuyor. Tektonik kırılmalardan dolayı gölde ani seviye alçalmaları söz konusu. Göle girdik, 1-2 metre seviyesinde olduğunu sanırken bir anda 10 metrelik derinliğe maruz kalabiliyoruz. Salda tatlı su kaynağı. Denizin kaldırma kuvvetine alışkın olan insanlarımız, yüzmeyi az bilen insanlarımız hatta çok iyi yüzme bilse bile bu duruma aniden yakalanan insanlarımız maalesef boğuluyor. Her yıl neredeyse bir- iki kişiyi gölde kaybediyoruz. Özellikle küçük çocuklar için oldukça tehlikeli" diye konuştu.
184 METRE DERİNLİĞİ VAR
Salda Gölü'nün Türkiye ve dünya ortalamasında 184 metre ile oldukça derin bir göl olduğunu anlatan Cevni, şöyle konuştu:
Çevre aktif fay hatları ile bilinen bir çevre. Bu tektonik ve karstik oluşumlar Salda Gölü'nün oluşumunda, Salda'nın 2 milyon yıl önce su biriktirmeye başlamasında oldukça etken. Salda Gölü çöküntü havzasında bulunduğu için mevsimlik tatlı suların, safa yakın doğal suyun birikmesi ile oluşan, durağan, dışarıdan çok aktif beslemesi, akarı olmayan bir yer. Bu durağanlık da aslında biraz sakıncalı. Çünkü bu çamurlu küçük malzeme dediğimiz bataklık oluşumuna sebebiyet veren kil birimlerinin kıyılarda ya da eğimin alçak olduğu ortamlarda çökelmesine sebep oluyor.
'İNSANIN BOĞAZINA KADAR SAPLANIYOR'
Bu killer de 'balçık' dediğimiz sakız kıvamında, ayağınız battığı zaman dizinize kadar battığınızda saplanıp kaldığınız, o çamurdan çıkamadığınız, yer yer gözümüzle de şahit olduğumuz insanın boğazına kadar saplanabildiği ortamlar oluşturuyor. Sığ kısımlarda bataklık tehlikesi varken, şevli kısımlarda ise aniden suyun yükselmesi tehlikesi var. Salda aslında her yönden büyük tehlike oluşturuyor.
'BALÇIK ALTTA YAKALIYOR'
Yüzmeyi az bilen, iyi bildiği halde hazırlıksız yakalananların bataklığa saplandığında yüzme yetisini kaybettiğini belirten Cevni, "Bizi altta o balçık yakalıyor. Yanımızda bizi tutup çıkarabilecek birisi yoksa büyük ihtimalle ölümle sonuçlanıyor. Bunu önlemek için girmenin tamamen yasaklanması lazım ya da güvenli bölgelerin tespit edilip, güvenlik kordonlarının oluşturulması, kulelerin, cankurtaranların konulması gerekir. Bu da ciddi bir çalışma gerekiyor. Bakanlık, ilgili belediye, ilgili kurumlar tarafından güvenli alanların tespiti, o alanların tahkimata alınması, tahkimata alınsa bile kaderine bırakılmaması, cankurtaran kulelerinin dikilerek o göle giren insan olduğu müddetçe kontrol altında tutulması gerekiyor" dedi