Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ağır afeti olarak tarihe geçti. Vefat edenlerinin sayısının 100 bini geçmesinden endişe ediliyor, zira yıkılan yüz binlerce binanın enkazı altında hâlâ en az 60 bin cenazenin olduğu tahmin ediliyor.
Deprem felaketi 13.5 milyon insanın yaşadığı 11 kentte ağır yıkıma neden olurken, Marmara denizinde beklenen 7.5 büyüklüğündeki depremin 19.5 milyon nüfuslu İstanbul'a ağır hasar vermesi bekleniyor.
"DEPREMLER TÜRKİYE'NİN RUTİNİ"
Beklenen büyük Marmara depremi ile ilgili alanında uzman kişilerden açıklamalar ve uyarılar gelmeye devam ediyor. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanı Jeoloji Profesörü Prof. Dr. Şükrü Ersoy, dikkat çeken uyarılarda bulundu. Ersoy, depremlerin büyüklüğüne vurgu yaparak, şunları ifade etti:
"Özellikle o bölgede çok sayıda deprem oluyor. 11 bine yakın deprem var bölgede. Bu 11 bin depremin 5 ayda olması gerekirken, biz bunu 3 haftada gördük. Türkiye'de deprem aktivitesi bakımından bir hareketlilik var. Bu artçılar da bir yıl kadar sürecek.
Türkiye'nin diğer yerlerinde de deprem oluşturabilir. Fay zonları olduğu için oralarda da aktiviteler var. Nitekim değişik alanlarda depremler oluyor, bir kısmı Türkiye'nin rutini içerisinde. Deprem bölgesindekiler özellikle artçı depremler. Büyük bir gerilim var, rahatlaması için en az bir yıl, belki biraz daha uzun bir süre gerekli.
Küçük depremlerden yola çıkarak, ardından büyük deprem geliyor deme şansımız yok. Eninde sonunda bölgede küçük depremler dışında, büyük depremler de olacak çünkü bölge buna müsait. Dolayısıyla İstanbul çevresinde, Marmara Denizi'nin içerisinde, İzmir ve Muğla'da da deprem olacak. Muğla büyük bir deprem bölgesidir.
Türkiye'nin en tehlikeli yeri, bütün kıyılarının girintili çıkıntılı olmasının nedeni, işte bu faylar ve depremler. Dolayısıyla elbette riskleri de var. Konya'dan Tuz Gölü fayı geçiyor. Biz depremden kurtulamayız."
İSTANBUL'DA ZEMİNİ SAĞLAM VE RİSKLİ İLÇELERİNİ AÇIKLADI
Marmara depremiyle ilgili konuşan Prof. Dr. Şükrü Ersoy, İstanbul'un en sağlam ve en riskli ilçelerini açıkladı. Parsel bazında yersel değişimler olduğunu ifade eden Ersoy, "Benim söylemimden yola çıkarak ben sağlam yerde oturuyorum diyemezsiniz" dedi.
Prof. Dr. Ersoy'a göre İstanbul'un en sağlam ve riskli ilçeleri şöyle:
İSTANBUL'DA ZEMİNİ SAĞLAM İLÇELER
Şile
Çekmeköy
Beykoz
Ümraniye
Kadıköy
Ataşehir
Sultanbeyli (Yüksek kesimleri iyi)
Sancaktepe (Yüksek kesimleri iyi)
İSTANBUL'DA DEPREMİN ETKİLEYECEĞİ RİSKLİ İLÇELER
Maltepe
Pendik
Kartal
(Bu ilçelerin sahil kesimleri iyi değil, iç kesimleri iyi)
İSTANBUL'DA ZEMİNİ ZAYIF OLAN RİSKLİ İLÇELER
Büyükçekmece
Küçükçekmece
Avcılar
Zeytinburnu
Esenler
Bağcılar
Fatih
Beylikdüzü
Bakırköy
Güngören
Esenyurt
İSTANBUL'DA ZEMİNİ İYİ VE KÖTÜ İLÇELER HANGİLERİ?
CNN Türk'te canlı yayında katılan Prof. Dr. Şükrü Ersoy, İstanbul'un ilçelerinin zeminleriyle ilgili şöyle konuştu:
"Haliç'ten Bahçeşehir'e oradan Sarıyer'e kadar olan alan Türkiye'nin en sağlam kayaçları sayılabilecek bir yer. Sarıyer'de dere yatakları kötü. Parsel olarak söylemiyoruz. Bu genel bir yaklaşım.
Anadolu yakası genel olarak sağlam. Dere yatakları ve kayaçların üzerindeki çürümüş yeri kaya olarak kabul etmemek lazım. Sert bir kaya ise yapıyı daha kolay yaparsınız. Şile kısmen iyi, Çekmeköy, Beykoz, Ümraniye, Kadıköy, Ataşehir iyi.
Maltepe, Pendik ve Kartal'ın sahil kesimleri iyi değil, iç kesimleri iyi. Sultanbeyli ve Sancaktepe'nin yüksek kesimleri iyi. Benim söylemimden yola çıkarak ben sağlam yerde oturuyorum diyemezseniz.
Parsel bazından yersel değişimler olabiliyor. Büyükçekmece, Küçükçekmece, Avcılar, Zeytinburnu, Esenler, Bağcılar, Fatih, Beylikdüzü, Bakırköy, Güngören'in zemini kötü. Yapı stoğu da kötü. Oralarda müdahale ekiplerinin çok zorlanacağını düşünüyorum.
Esenyurt'a yapılan gökdelenle Şişli'de yapılan gökdelen depreme karşı farklı sınav verecek. Esenyurt'un zemini kötü. Bu nedenle Esenyurt'taki gökdelenler teorik olarak zarar görebilir."
EGE'DEKİ DEPREMLER MARMARA DEPREMİNİ TETİKLER Mİ?
Ege Bölgesi'nde son günlerde yaşanan depremlerin İstanbul depreminin tetiklemesinin mümkün olmadığını kaydeden Prof. Dr. Ersoy, şunları söyledi:
"Bu büyük depremler olmasaydı bile Foça ve Düzce depremi yaşanacaktı. Çünkü bu depremlerin mekanizması farklı. Ege Bölgesi'nde deprem mekanizmaları farklı çalışır. İstanbul depremini öne çekmesi mümkün değil.
Her iki günde bir 4 büyüklüğünü aşan depremler oluyordu. Biz 4 büyüklüğündeki depremi ayakta bile hissederiz. 5 büyüklüğündeki deprem enerji olarak ondan 30 kat fazla olduğu için çok bariz hissederiz. 5.5'i geçerse hasar da verebiliyor. Çok hassas insanlar bazen 3 ve 3.5 büyüklüğündeki depremi hissedebiliyor."