Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüklerindeki depremlerden en çok etkilenen il olan Hatay’da enkaz kaldırma çalışmaları, depremlerin üzerinden altı ay geçmesine rağmen hala devam ediyor. Kaldırılan molozlarla birlikte asbest tehlikesi de bölgede kalan vatandaşların hayatını etkiliyor. Aradan geçen sürede uzmanlar birçok kez asbest uyarısı yaparken yıkımlarda henüz herhangi bir önlem alınmış değil. Asbest maddesi kanser başta olmak üzere ölümcül pek çok hastalığa sebep olurken bölgede hayata tutunmaya çalışan afetzedeler, durumun vahametini “Depremden kurtulduk, kanserden öleceğiz” sözüyle açıklıyor.
TOZDAKİ ÖLÜM THE GUARDİAN’IN GÜNDEMİNDE
Bölgede devam eden yıkımlar için depremzedelerin yeterli önlemin alınmadığına yönelik tepkileri sürerken, Hatay’daki asbest tehlikesi The Guardian gazetesinde, ‘Moloz temizleme şekli daha çok ölüme yol açar mı?’ başlığıyla yer buldu. Guardian’ın aktardığına göre, moloz yığınına sadece birkaç metre mesafedeki konteyner kampın sakinleri, akşamları enkazı kaldırmaya daha fazla makine geldiğinden dışarı çıkmayı bıraktıklarını söylüyor. Tozun kampı sardığını belirten bölge sakinleri, göz enfeksiyonları ve nefes alma güçlüğü çektiklerini dile getirdi.
GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMIYOR
Söz konusu haberde molozları kıran şirketlerin tozun yayılmasını engellemek için su püskürtmesi gerektiği ancak Hatay’da bu tür önlemlerin nadiren alındığı ifade edildi. Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş, depremlerden hemen sonraki günlerde seçildiğini söylediği moloz yığma alanları için AFAD’ı suçlarken, başta zararlı mikropartiküller ve asbest olmak üzere enkaz içeriğinin tehlikesinden haberdar olduğunu belirtti.
KANSER VAKALARINDA ARTIŞ YAŞAYACAĞIZ
Bölgedeki asbest tehlikesine karşı yeni bir uyarı da Kahramanmaraş Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Tiyekli’den geldi. Yıkımlar sırasında kimyasal maddelerin toz halinde ortaya çıktığını belirten Dr. Tiyekli, “Bunların en bilindik olanı ‘Asbest’ dediğimiz madde. Asbest, uzun vadede insanları kanser yapan bir maddedir ve bunun acı sonuçlarını yıllar sonra, 10 yıl sonra veya 15 yıl sonra deprem bölgesinde kanser vakalarında, özellikle akciğer kanseri vakalarında artış olarak yaşayacağız” diye konuştu.
GÖĞÜS HASTALIKLARINA BAŞVURU YÜZDE 30 ARTTI
Hasarlı binaların yıkımında yeterli tedbirin alınmadığını öne süren Dr. Tiyekli “Bu toz bulutu sadece uzun vadede zarar vermemekte, şu anda kısa vadede de zararlar vermektedir. Yıkımların bu şekilde devam etmesi uzun vadede kansere, kısa vadede de solunum sistemi hastalıklarına yol açacak. Örneğin göğüs hastalıkları servisine başvuru yüzde 30 artmıştır. Bu başvurularda öksürük genellikle ön plandadır” dedi.
6 AY BOYUNCA 74 BİN KİŞİ AMELİYAT EDİLDİ
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından 1 milyon 123 bin 211 depremzedeye sağlık hizmeti verildiğini, halen hastanelerde yatan 617 depremzedenin tedavisinin devam ettiğini bildirdi. Koca, sosyal medya hesabından, 6 Şubat’ta meydana gelen depremler sonrası verilen sağlık hizmetlerine ilişkin paylaşım yaptı.
Depremin üzerinden 6 ay geçtiğini hatırlatan Koca, şunları kaydetti:
“1 milyon 123 bin 211 depremzedeye sağlık hizmeti verilmiş durumda. 42 bin 295’i küçük, orta ve büyük (ABC grubu) ameliyatlar olmak üzere 73 bin 876 ameliyat gerçekleştirildi. Halen hastanelerimizde yatan 617 depremzede hastanın tedavisi devam ediyor. Hastalarımıza tekrar geçmiş olsun diyor, aramızdan ayrılanları rahmetle anıyoruz.”
RANT DEĞİL İNSAN YAŞAMI ÖNCELENMELİ
Türk Tabipleri Birliği (TTB), üzerinden 6 ay geçen Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili açıklama yaptı. Birliğin sosyal medya hesabında yapılan açıklamada, depremlerin 50 bini aşkın insanın hayatını kaybetmesine, 7.5 milyon insanın da evsiz kalmasına sebep olduğu hatırlatıldı. Dayanışma çağrısının yinelendiği açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Yaşanan yıkım koruyucu sağlık hizmetleri ve güçlü birinci basamağın önemini ortaya koyarken tüm sağlık kurumlarında olduğu gibi birinci basamak sağlık kuruluşlarının da deprem gibi olağandışı durumlara dayanıklı olması gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Rantı değil, insan yaşamını önceleyen politikalar bir an önce hayata geçirilmelidir. Başta hekimler/sağlık emekçileri olmak üzere depremlerde yaşamını yitirenleri saygıyla anıyoruz. TTB olarak deprem bölgesindeki çalışmalarımıza devam ediyor ve herkesi dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.”