İstanbul Tozkoparan'da kentsel dönüşüm mağduru mahalleli günlerdir evlerinden çıkmamak için seslerini duyurmaya çalışıyor. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Tozkoparan mahallelileriyle basın açıklaması gerçekleştirdi.
Özkoç, CHP Genel Merkezi önünde yaptığı açıklamada "Evleri varken şu anda evleri ellerinden alındı. Orada oturuyor yaşlılarına, hastalarına bakıyorken; elektrikleri, doğal gazları kesildi. Şimdi evleri yok" dedi.
"Ben gittiğimde oradaki binaların elektriği, doğal gazı kesiliyordu. Yani, devlet yaşam imkanlarını ellerinden alarak, evlerini boşaltmak için, fiili bir uygulama içerisindeydi. İnsanlar bana dedi ki, ‘içeride Kovid’li, engelli, kanserli hastamız var’ dedi. Titreyerek, ağlayarak anlatıyorlardı" diyen Özkoç, "Devlet vatandaşını bu noktaya getirir mi?" diye sordu.
'İKTİDAR RANTTAN YANAYSA BUNU YAPABİLİR'
Özkoç, "Devlet getirmez ama, devleti yöneten iktidar getirebilir. İktidar milletten yana değil de ranttan yanaysa bunu yapabilir. Onlara bir muvafakatname imzalatmaya çalıştılar, sözleşme değil. ‘Bunu imzalayacaksınız, çıkacaksınız kiraya yerleşeceksiniz, tekrar ev sahibi olabilmek için 180 bin lira borçlanacaksınız, bunu enflasyon oranında artıracağız, tekrar ancak öyle ev sahibi olacaksınız’ diyorlar. Oysa onların evi vardı. İktidar, ‘biz buraya öyle binalar yapacağız, kar edeceğiz, rant elde edeceğiz’ diyordu. Birden Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözleri aklıma geldi, diyordu ki ‘her kent rant yaratır, bu rant paylaşılabilir ama kim tarafından? Rant iktidar sahibi ve yandaşları tarafından mı, halk tarafından mı, millet tarafından mı paylaşılmalıdır? Halk tarafından paylaşılmalıdır." dedi.
Özkoç açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
'EVLERİ HİÇ HESAP VERİLMEDEN ALINMAYA ÇALIŞILIYOR'
"Arkamda gördüğünüz arkadaşlarım, sadece aileleri için tekrar evlerinin borçlanmasına karşı çıkıyorlar. Haksızlar mı? Evleri varken şu anda evleri ellerinden alındı. Orada oturuyor yaşlılarına, hastalarına bakıyorken; elektrikleri, doğal gazları kesildi. Şimdi evleri yok. Şimdi umutları da ellerinden alınmak istiyor. ‘Bir muvafakatname değil, sözleşme imzalayalım, başımıza ne geleceğini görelim, riskli alanın bilimsel dayanağı yok, ne olacağı kaç tane bina yapılacağı belli değil’ diyorlar. Geleceklerini şeffaf şekilde görmek istiyorlar. 180 bin lira borçlanacak halleri yok. Kimin var? Şimdi evleri hiç hesap verilmeden, sorulmadan alınmaya çalışılıyor. Sonuna kadar yanlarındayız.
'KİMSEDEN BİR ŞEY İSTEMİYORLAR'
Bu arkadaşlar kimseden bir şey istemiyorlar. Sahip oldukları şeyin kendilerine hakkıyla iade edilmesini istiyorlar. Yaşlılarıyla hastalarıyla mağdur bırakılmasın istiyorlar. Bu sürecin ne kadar süreceğini ne kadar dışarıda kirada kalacaklarını ve binanın ne zaman kendilerine teslim edileceğini bilmek istiyorlar. Orada uygarca kendi geleceklerini sürdürmek istiyorlar. Şimdi onların ellerinden bu hakkı almak isteyen iktidara seslenmek istiyorum. Danıştay’ın önüne gittiler. Ne için? Hak, hukuk, adalet için. Onlar CHP’nin önüne geldiler. Hak, hukuk, adalet için.
'O SÖZLEŞMEDE ONLARI BORÇLANDIRMAYIN'
Buradan iktidarın yetkililerine sesleniyorum. Yapmanız gereken tek şey. Bir sözleşmeyi önlerine koyun. Haklarını anlatın. O sözleşmede onları borçlandırmayın. Çünkü onların evleriyle ilgili borçları yok. Yerinde dönüşüm yapın. Engelli ve hasta vatandaşlarımıza öncelik tanıyın. Bitirme süresini, bu sözleşmeye koyun. Nasıl yapılacağını, ne kadar süreçte bitirileceğini bildirin. Onları muhatap alın. Karşınıza almayın, yanınıza alın. Ve bir an önce oturup, uzlaşın. Yerel yönetimleri dışlamayın, milleti dışlamayın, insanları dışlamayın. Vergilerini ödediler, askerlik görevlerini yaptılar. Kendi alın terleri ile ev sahibi oldular. Evlerini, yaşamlarını, geleceklerini ellerinden almayın.”