İstanbul’da yaşayan Reyhan ve Kadir Mendeş çiftinin ikinci çocuğu Rabia bebek, prematüre olarak 23 haftalıkken dünyaya geldi. 540 gram doğan minik Rabia’yı yaşatabilmek için doktorları her yolu denedi. Erken doğum nedeniyle akciğer gelişimi tamamlanmayan ve 65 gün boyunca solunum cihazından ayrılamayan Rabia bebek, aylarca ölüm kalım savaşı verdi.
İstanbul Haseki Sultangazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yenidoğan Bölümü’nden Dr. Burcu Cebeci ile Dr. Dilek Kurnaz, son çare olarak henüz dünyada da deneme aşamasında olan "kordon kanı kök hücre nakli" yöntemini uyguladı.
Kordon kanı bankasından temin edilen mezenkimal kök hücreler hem damar yoluyla kandan, hem de direkt akciğere verildi. Başka hücrelere dönüşebilme özelliği taşıyan mezenkimal kök hücreler sayesinde bebeğin akciğer dokusu hızla gelişti ve parmak bebek Rabia, tam 137 günlük yaşam savaşından zaferle çıktı. Minik Rabia, aslında doğması gereken tarihte, tam 4,5 ay sonra annesine kavuştu ve hastaneden taburcu oldu.
"Yeni doğanlarda deneme aşamasında ama sonuçlar başarılı"
Rabia Mendeş’e kök hücre tedavisini uygulayan ekipten Dr. Burcu Cebeci, pek çok alanda başarılı tedaviler sağlayan kök hücre nakli yönteminin yeni doğanlarda henüz deneme aşamasında olduğunu ancak literatürdeki bilimsel yayınlara göre sonuçların oldukça yüz güldürücü olduğuna işaret ederek, "Rabia bebeğimiz 23 haftada annede gelişen bazı komplikasyonlar sebebiyle acil sezaryen ile doğurtularak yeniden yoğun bakım ünitemize alındı. 540 gram olarak doğdu. Doğum sonrası yoğun bakım ünitesinde ciddi akciğer problemleri sebebiyle tüm tedavileri almasına rağmen maalesef takibi esnasında sıkıntı yaşadığımız bebeklerden biriydi. Ailesiyle de görüşerek kök hücre tedavisini teklif ettik ve onların da onayı ile bebek yaklaşık 16 günlükken kök hücre tedavisi verdik" dedi.
"İki ay boyunca solunum cihazından ayıramadılar"
Kök hücre tedavisi öncesi bebeğin çok ciddi oksijen ihtiyacı olduğunu ve 65 gün boyunca solunum cihazından ayıramadıklarını kaydeden Dr. Cebeci, "Kök hücre tedavisi sonrası bebeğin yaklaşık 2’nci ayında solunum cihazından ayırmayı başarabildik. Sonrasında yine oksijen desteği devam etti. Ama şu an 137’nci gününde, nazal oksijen desteği ile eve gidebilecek duruma kadar geldi. Bu kadar erken haftada, bu kadar düşük doğum ağırlıklı olan bir bebekte tabii ki, bu noktaya gelebilmek bizim açımızdan çok sevindirici bir durum. Çünkü bu bebeklerin mortalitesi (ölüm riski) çok çok yüksek, yaklaşık yüzde 70-80 civarında.
Rabia da 137 gününün 60-65 gününü solunum cihazına bağlı olarak geçirdi. En büyük başarımız, bu tedavi sayesinde cihazdan ayırıp ailesine kavuşturabilmemiz oldu. Bundan sonraki bakım ve tedavi gereksinimlerini ailesinin yanında geçirebilecek düzeye kadar geldi" diye konuştu.
Kök hücre tedavisinin her yeni doğan bebekte uygulanamadığını ancak bazı durumlarda bu tedavi ile başarılı sonuçlar alınabildiğini anlatan Dr. Cebeci, şu bilgileri verdi: "Çok ciddi ağır akciğer problemleri olan bebeklerde, akciğer gelişimi daha tamamlanamamış halde doğmuş bebeklerde, bu gelişimi dış ortamda sağlayabilmesi için verilebiliyor. Bunun dışında çok ciddi kafa içi kanamaları olan (introventriküler kanaması olan) bebeklerde denenebiliyor ve yeni yeni de bağırsak problemleri olan bebeklerde kullanımı yaygınlaşmaya başladı.
Belki de bu bebeklerin yaşam şansı açısından bir avantaj sağlamış olduğunu düşünüyoruz. Çünkü diğer var olan, bilimsel olarak da kanıtlanmış tüm destek tedavilerini bebeğe sağlamamıza rağmen sonuç alamadık."
"Ne verici ne de alıcı bebeğe zararı yok"
Yeni doğan tedavisinde kullanılan kök hücrelerin bebeğin kendi kanından değil, zamanında doğmuş bebeklerin kordon kanından temin edilerek bazı işlemlerden geçirilmiş şekilde hazır olarak "kordon kanı bankalarından" temine edildiğine de işaret eden Dr. Cebeci, sözlerini şöyle noktaladı: "Daha önceden hazırlanmış ve miyadında doğan bebeklerin göbek kordonundan elde edilen mezenkimal kaynaklı kök hücreler doku ortamında artırılarak çoğaltılıyor. Hazır halde bu bankalardan temin ediliyor. Biz de bunu hem damar yolundan hem de akciğere direkt olarak veriyoruz. Bunlar öncül hücreler aslında.
Daha akciğer gelişimini tamamlayamamış olan dokularda öncül hücre olarak o hücrelerdeki gelişimi destekliyor ve akciğeri iyileştiriyor. Zaten bu kök hücreler, donör ailelerin onamı ile alınıp doku bankasında saklanıyor. Biz de alıcı olarak bebeğin ailesinden onam alıyoruz. Bağışlanan mezenkimal kök hücrelerin kaynağı kord (göbek kordonu) olduğu için bunun ne verici bebeğe ne de alıcı bebeğe herhangi bir zararı yok."