İçişleri Bakanlığı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan’ı görevden uzaklaştırdı. Sabah erken saatlerde belediyelerde hayata geçirilen kararın ardından Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Mardin Valisi Mustafa Yaman ve Van Valisi Mehmet Emin Bilmez, belediye başkan vekili olarak görevlendirildi.
İçişleri Bakanlığı’nın konuya ilişkin yazılı açıklamasında, “PKK/KCK terör örgütü ve uzantıları bazı belediye başkanları aracılığıyla belediyelerin imkânlarını illegal amaçlar için kullanmışlardır. Anayasa ve kanunlarda görev ve sorumlulukları tanımlanan, devletin bütünsel organizasyonunun bir parçası ve temel görevi vatandaşların mahalli ve müşterek nitelikli ihtiyaçlarını karşılamak olan bazı belediyeleri terör faaliyetlerinin desteklenmesi için militan kaynağı, mali kaynak ve araç-gerecin temin edildiği lojistik merkezlere dönüştürmeye çalışmışlardır” denildi. Açıklamada, Türk, Ertan ve Mızraklı hakkıda yürütülen soruşturmalara da yer verilen kararda, belediye başkanlarının terör örgütlerine destek verdikleri yönünde tespit ve deliller bulunduğu belirtildi. 3 büyükşehir belediye başkanı hakkında bakanlığa çok sayıda ihbar geldiği de kaydedildi. Görevden alma işlemlerinin tamamlanmasının ardından büyükşehir belediyelerinin internet siteleri de kapatıldı.
Kararın ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu telefonla arayarak, Van, Diyarbakır ve Mardin büyükşehir belediyelerindeki görevlendirmeler dolayısıyla tebrik etti. Görüşmede Bahçeli, 3 büyükşehir belediyesindeki görevlendirmeler için Soylu’yu tebrik etti. Operasyonların önemine dikkat çeken Bahçeli, belediyelerle ilgili alınan tedbirin yerinde olduğunu söyledi. Bahçeli, terörle mücadele kapsamında hükümetin attığı adımları desteklediklerini belirterek, “Hükümete ve size desteğimiz tamdır” dedi.
31 Mart’ta gerçekleştirilen yerel seçimlerde yüzde 63 oy alan Selçuk Mızraklı, yüzde 56 oy oranına ulaşan Ahmet Türk ve yüzde 54 oy toplayan Bedia Özgökçe Ertan hakkındaki uzaklaştırma kararına muhalefetten sert tepki geldi. Sosyal medyadan hem Türkçe hem İngilizce paylaşımda bulunan İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu “31 Mart Yerel Seçimlerinde milletin oylarıyla seçilmiş Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevlerinden alınarak yerlerine kayyum atanması demokrasiyle ve demokratik teamüllerle izah edilemez. Milletin iradesini yok saymak kabul edilemez” dedi. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de “Şimdi demokrasi zemininde, demokratik siyaset zemininde, demokrasi mücadelesinde buluşma zamanı. Asla bu zemini terk etmeyeceğiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu ülkeye dayatırken, şimdi de örtülü bir OHAL rejimini dayatmaya devam ediyorlar” ifadesini kullandı. Aralarında İstanbul, Ankara, İzmir Baroları’nın da yer aldığı 28 baro kayyım atamasına ilişkin yaptıkları yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı: Seçim ve onun tezahürü olan halk iradesinin, idari bir karar ile ortadan kaldırılması en hafif deyimiyle idari bir darbedir. Halk iradesine karşı gerçekleştirilen bu darbe, Türkiye’nin demokrasisine bir yarar sağlamayacak...
Çağdaş Hukukçular Derneği, Mülkiyeliler Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Demokrasi İçin Hukukçular, İstanbul Tabip Odası ve Barış Vakfı’nın ortak açıklamasında da, demokrasinin olmazsa olmaz şartının seçmen iradesini tanımak olduğu vurgulandı. “Görevden alma operasyonu Anayasa’ya mutlak aykırıdır. Doğrudan doğruya valilerin görevlendirilmesi tam anlamıyla bir OHAL işlemi. Seçimle kazanılamayan büyükşehirlerin bu şekilde valilerin yönetimine geçirilmesi demek, iktidardaki siyasi partinin yönetimine geçirilmesi demektir” denildi.
DEDEKTÖR KÖPEKLE ARAMA
İçişleri Bakanlığı’nın uzaklaştırma kararı sonrası polis, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde yoğun önlem aldı. Ekipler, çalışanları kimlik kontrolünün ardından içeri alırken, dedektör köpekler yardımıyla binada arama yapıldı. Öte yandan Muğla’da, İçişleri Bakanlığınca Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediye başkanlıklarına görevlendirme yapılması nedeniyle izinsiz gösteri düzenleyen gruptan 22 kişi gözaltına alındı.
SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİDER
CHP Sözcüsü Faik Öztrak: Daha 5 ay önce adli sicili temiz olan, YSK tarafından adaylıkları uygun görülen ve millet tarafından seçilen bu belediye başkanlarının görevden alınması kararı hukuki değil, siyasi. Görevden alınan belediye başkanları hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı ortada yok. İdari bir karar gibi gözükse de doğrudan saray tarafından verilmiştir. ‘Bu ülkede seçime girmek serbest ama seçilmek yasak’ anlamına gelen bir karar. Demokrasilerde kural son derece açıktır, seçimle gelen, seçimle gider. Seçimle gelen kayyumla gidecekse, sandık anlamını kaybeder.
DEMOKRASİ İÇİN DOĞRU OLMADI
11’inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Daha yeni seçilmiş belediye başkanlarının “bu şekilde” görevden alınmaları demokrasimiz için doğru olmamıştır.
MİLLET İRADESİNE İPOTEK KİMSEYE KAZANDIRMAZ
SP lideri Karamollaoğlu: Diyarbakır, Mardin ve Van Belediye Başkanları’nın görevden alınması milli iradeye ipotek koymaktır. Haklarında kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmayan kişilerin bu şekilde görevden alınması ne demokrasi ile bağdaşır ne de adaletle. İktidarın bu tavrı hakkı dikkate almadığı gibi halkı da dikkate almamaktır. Ülkemiz yıllarca antidemokratik uygulamaların zararını gördü. Bugün ortaya konulan bu tavır da ülkemize, barışa ve geleceğimize zarar verecek. Şunu herkes bilmeli ki; millet iradesine ipotek koymak kimseye bir şey kazandırmaz, ülkemizin huzuru ve daha müreffeh günler için seçimle gelenin seçimle gitmesi esas olmalıdır.
DEMOKRATİK SİSTEMİN RUHUNA AYKIRI
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu: Kısa süre önce gerçekleşen seçimlerle göreve gelen Mardin, Diyarbakır ve Van Belediye Başkanları’nın idari tasarrufla görevden alınması demokratik sistemin ruhuna aykırı. Seçimle gelenlerin seçimle ayrılması milli irade ilkesinin gereğidir. Adayların seçime girmesi kanuna aykırı ise Yüksek Seçim Kurulu bunu seçim öncesinde değerlendirmeli. Elbette seçim sonrasında işlenen suçlara ilişkin de gerekli tedbirler alınabilir ancak bunun öncelikle yargı nezdinde hukuki şartları oluşmalı. Esas olan seçme ve seçilme hakkı. Bu karar, toplumsal barışa katkı sunmayacağı gibi terörle mücadeleyi de zaafa uğratabilir. Terörle en etkili siyasi mücadele, demokratik temsili aşındırmakla değil milletin gönlüne girip seçim kazanmakla verilir.