Sanat adına her şeyi karıştırmaya gerek yok

A. Yağmur Tunalı ‘Devler Geçti Bu Yollardan’da altı isimle yaptığı röportajları bir araya getirdi. Kimi yaşama sebebinin roman yazmak olduğunu söylerken kimi de davul sesiyle tiyatronun aynı yerden yükselmeyeceğini dile getiriyor.

ERKUT TEZERDİ / İSTANBUL

Yazı hayatına şiirle başlayan A. Yağmur Tunalı oyunculuk da yaptı, eleştirmenlik de... “Hep şair kalmak istedim, kalamadım” diyen Tunalı “Sonra televizyonculuk geldi ama ‘televizyonda ne yapıyorsun?’ deseler, ne cevap vereceğimi bilmem. Çok şey yaptım, hangisini sayayım, hangisini öne çıkarayım?” sözlerini kaydediyor. Ardından röportaj yapmaya yöneldiğini belirterek, bunların da özellikle Ülkü Pınarı, Divan, Töre gibi dergilerde gerçekleştiğini söylüyor. Tunalı şimdi de “Çok önemli altı isim” dediği kişilerle yaptığı röportajları ‘Devler Geçti Bu Yollardan’da topladı. Kitabın adının Arif Nihat Asya’nın ‘Devler’ şiirinde geçen mısradan alındığını söyleyen Tunalı kitapta Dr. Muhtar Tevfikoğlu, Tarık Buğra, Sâmiha Ayverdi, Mahir Canova, Çinuçen Tanrıkorur ve Emine Işınsu’nun söyleşilerini aktarıyor...

KÜLTÜR AYDINLARIN DA SORUMLUĞUNDA

Tarık Buğra: “Birtakım üstadlarımız, bilim adamlarımız, köşe yazarlarımız, ikide bir ‘kültür emperyalizmi’nden söz ederler de, kültürün bir devlet politikası olduğu kadar, aydın kesimin sorumluluk çerçevesine, yani millet sevgisine bağlı bulunduğunu görüp buna göre davranmaya heves etmezler.”

İKİ KAMPA AYRILMIŞ, BİRBİRLERİNE DİŞ BİLERLER

Sâmiha Ayverdi:  “Fransız sefirinin dediği gibi Müslüman-Türk’e karşı haçlı dünya barışı birleşiverir amma, ne yazık ki, iki kampa ayrılmış olan Türk aydını, sanki memlekette yapacak iş kalmamış gibi birbirine diş bilemekte, kanını içmekte yarış eder durur. “

HALKA İNECEKSENİZ HEPSİNİ KARIŞTIRMAYIN

Mahir Canova: “Nerede neyi, nasıl yapacağımızı bilmeliyiz. Meselâ Devlet Tiyatrosu’nda bir ortaoyunu oynanamaz. Sonra kültür merkezinin yeni tanzim şekli: Efendim ben burada davul çalacağım, zurna da pehlivan güreşi de. Olmadı işte. Hepsinin yeri ayrıdır. Halka iniyorum diye bu karmaşık hale ne lüzum var?”

YAŞAMA SEBEBİM ROMAN YAZMAK

Emine Işınsu: “Evet, belki pek çok kimsenin dudaklarında alaycı gülüşmeler uçuşmasına sebep oldum; çünkü birkaç defa söyledim, her insanın dünyaya bir vazife ile gönderildiğine inanıyorum. Eğer farkına varırlarsa bu vazife onların yaşama sebebi oluyor. Benim yaşam sebebim ise yazmak değil bak, roman yazmak!”

BATI’YI DA ÖĞREN AMA ‘BİZİ’ ANLAT

Çinuçen Tanrıkorur: “Sanat, belli bir tarihin, belli bir coğrafyanın, belli bir içtimaî hayatın, belli bir kültürün, yine bu saydığım unsurların doğurduğu belli şekiller içindeki ifadesidir. O halde sanatın millî olamayacağını düşünmek, cehaletten de önce aşağılık kompleksine dayalı bir güvensizliğin eseridir. Şöyle diyelim: Biz Batı kültürüne sahip olduğumuz zaman, bizim ona ulaşabilmiş olmamız, onun millîliğini ortadan kaldırır mı? Elbette kaldırmaz. Ancak tesirleri millî sınırlar dışına taşmış bir kültür olur, çünkü sadece millî hüviyetinden hareketle oraya geliyor.”

A. Yağmur Tunalı - Panama Yayıncılık - 216 sayfa / 13 TL

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Sanatsal etkinliği az kaybı fazla bir yıldı
Bay Bond artık size ihtiyaç yok
Türk edebiyatının ‘estet’lere ihtiyacı var

Hayat Haberleri