Tükettiğiniz besinler hem vücudunuza hem de beyninizi direkt olarak etkiler. Günlük rutin hareketler bile tükettiğiniz besinlere bağlıdır. Eğer yürüdüğünüzde, konuştuğunuzda hatta oturduğunuz yerden bile halsizlik hissediyorsanız yanlış besleniyorsunuz! Hemen tükettiğiniz besinleri gözden geçirin. Bizde siz değerli okurlarımız için vücudu dinç tutan beyine koruma sağlayan besinleri derledik. İşte tükettiğinizde enerji ile dolacağınız o gıdalar...
BU BESİNLERLER BİRLİKTE ÖNÜNE GEÇEBİLİRSİNİZ
Vücudumuzun en önemli organı beyindir. Beyin sağlığı hayati risk taşır. Yaşın ilerlemesiyle birlikte beyindeki hücreler azalır ve bilişsel gerilemeler görülmeye başlar. Bunlar ise Alzheimer ve Demans gibi rahatsızlıklardır. Ancak doğru beslenme ile birlikte bu hastalıkların önüne geçilebilir. Bu besinler hem beyninizi korur hem de vücudunuz dinç kalmasını sağlar.
YAŞ İLERLEDİKÇE SIKÇA GÖRÜLÜR
Uzmanlar yaptıkları araştırmalarda, nöronlar olarak bilinen beyin hücrelerinin vücut yaşının ilerlemesiyle kaybedileceğini vurguluyor. Bu olay aslında tamamen doğaldır. Fakat bilişsel işlevi, hafıza keskinliğini, konsantrasyon ve odaklanmayı etkileyen zayıflamış nörolojik aktiviteye neden olabilir.
BUNLARI YAPARAK BEYİN SAĞLIĞINIZI KORUYUN
Eğer beyni bu oluşabilecek hastalıklardan korumak istiyorsanız hemen beslenme şeklinizi düzeltin. Özellikle iyi bir uyku, stres yönetimi ve beyin dostu yiyecekler tüketmek beyin sağlığı için çok önemlidir. Bu yaşam tarzı değişiklikleri, yaşlandıkça daha iyi bilişsel bir işlev sunar. Fakat aynı zamanda vücudun ihtiyaç duyduğu ancak üretemediği bazı beyin güçlendirici besinler bulunur.
İŞTE BEYİN GÜÇLENDİRİCİ BESİNLER
OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ
Omega-3 yağ asitlerinin sağlığı pek çok faydası bulunmaktadır. Kalp ve damar sağlığını korur, trigliserit düzeylerinin azaltır, iyi kolesterol olarak bilinen HDL’yi artırır, kalp krizi ve felç gibi riskini azalmasına yardımcı olur, yüksek tansiyonu önler. Omega-3 yağ asitlerinin antiinflamatuar etkisi bulunur. İltihaplı bağırsak hastalıklarına (ülseratif kolit ve Crohn hastalığı) ve otoimmün temelli romatolojik hastalıkları karşı etkilidir.
Omega-3 yağ asitlerinin bağışıklık tepkisinin düzenlenmesi ayrıca hücre çoğalmasının kontrolü ve tümörlere karşı mücadelede potansiyel etkileri vardır. Bazı nörolojik ve psikiyatrik hastalıkların semptomlarının azalması ve yaşa bağlı görme kaybının önlenmesini sağlamaktadır. Omega-3 anne karnındaki bebeklerin beyin gelişimi, merkezi sinir sistemi ve bedensel gelişimi için de çok önemlidir.
OMEGA-3 YAĞ ASİTLERİ HANGİ BESİNLERDE BULUNUR?
Omega-3'lerin bulunduğu yer söz konusu olduğunda, deniz kaynaklı Omega-3 içeren besinler ile bitkilerde bulunan Omega-3 arasında bir ayrım yapmak önemlidir.
Omega- 3'ün deniz kaynakları, kullanıma hazır EPA ve DHA yağ asitleri açısından zengindir. Özellikle deniz ürünleri EPA ve DHA açısından zengindir. Bu nedenle beslenme açısından bu yağ asitlerini almak için en iyi strateji deniz kaynaklı Omega-3 içeren gıdaları tüketmektir. Bitkiler ise ALA yağ asidi içermektedir. Bitkilerde bulunan Omega-3’ün faydalarından yararlanmak için vücudun ALA'yı EPA'ya ve bunu DHA'ya dönüştürmesi gerekmektedir.
Omega-3 açısından zengin birçok besin bulunmaktadır. ALA yönünden zengin bitkisel kaynaklar arasında kuru yemişler özellikle ceviz, fındık ayrıca keten tohumu ve keten tohumu yağı, kanola yağı, soya, chia tohumu, avokado, semizotu, ıspanak ve lahana gibi yeşil yapraklı sebzeler bulunmaktadır.
ELEKTROLİTLER VE B VİTAMİNLERİ
B1 vitamini tiamin adıyla da bilinir., 8 B vitamininden biridir. Tüm B vitaminleri, vücudun gıdaları (karbonhidratları) vücudun enerji üretmek için kullandığı yakıta (glikoz) dönüştürmesine yardımcı olur. Genellikle B-kompleks vitaminleri olarak adlandırılan bu B vitaminleri, vücudun yağları ve proteini metabolize etmesine de yardımcı olur. Sağlıklı bir karaciğer, cilt, saç ve gözler için B kompleksi vitaminlerine ihtiyaç vardır. Ayrıca sinir sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olurlar ve iyi beyin fonksiyonu için gereklidirler.
Tüm B vitaminleri suda çözünür, yani vücut onları saklamaz. Diğer B-kompleks vitaminleri gibi, tiamin de bazen “anti-stres” vitamin olarak adlandırılır çünkü bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve vücudun stresli koşullara dayanma yeteneğini geliştirebilir. Keşfedilen ilk B vitamini olduğu için B1 olarak adlandırılmıştır.
FAYDALARI NELER?
B1 vitamini veya tiamin, sinir sistemi, beyin, kaslar, kalp, mide ve bağırsaklardaki komplikasyonları önlemeye yardımcı olur. Ayrıca elektrolitlerin kas ve sinir hücrelerinin içine ve dışına akışında da rol oynar. Kalp, sinirler ve sindirim sistemi bozukluklarını içeren beriberi gibi hastalıkların önlenmesine yardımcı olur.
ANTİOKSİDANLAR
Besinlerde bulunan antioksidanların sağlık üzerinde bilinen pek çok faydası mevcuttur. Genel anlamda sağlığı iyileştiren antioksidanlar bağışıklık sistemini güçlendirici etkiye sahiptir. Bunun yanında serbest radikalleri nötralize ederek oksidatif stresi azaltan antioksidanlar, hücrelerde oluşabilecek DNA hasarlarını önlemeye yardımcıdır. Antioksidan ve serbest radikal dengesinin sağlanması için yeterli antioksidan alımına dikkat edilmesi elzemdir. Besinlerde yer alan antioksidanların vücuda sağladığı bilinen faydalardan bazıları şunlardır:
Serbest radikallerin yol açabileceği hücre ve DNA hasarlarını önleyerek kansere karşı korunmaya yardımcı olur.
Makula dejenerasyonunu önler ve göz sağlığının korunmasını destekler. Yeterli A vitamini alımı makula dejenerasyonuna yakalanma riskini %25’e kadar azaltırken mevcut makula dejenerasyonu hastalarında kalan görüş yeteneğinin korunmasını destekler.
Antioksidan A ve C vitaminlerinin yeterli alımı ile katarakt hastalığına yakalanma riski azaltılabilir. Gözün yapısında yer alan merceklerin bulanıklaşmasına yol açan protein birikimini azaltan antioksidan vitaminler ayrıca katarakt hastalarında hastalığın ilerleyişini önlemeye de yardımcı olur.
Yeterli antioksidan alımı, kalp ve damar sağlığının korunmasına, kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskinin azaltılmasına katkıda bulunur. Daha fazla meyve ve sebze tüketen insanlarda kalp hastalıkları ve felç oranlarının belirgin miktarda daha düşük olduğu bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Kötü kolesterol olarak bilinen LDL’yi düşüren ve iyi kolesterol olan HDL’yi yükseltmeye yardımcı olan antioksidanlar hiperlipidemi ve damar sertliği (aterosklerozis) gibi olumsuzluklardan korunmaya da katkıda bulunur.
Çoğu antioksidan türü beyin ve sinir hücrelerinin korunmasına yardımcı olduğundan bilişsel fonksiyonları destekler. Bunun yanı sıra Alzheimer, demans, Parkinson gibi bazı nörolojik hastalıklardan korunmada da antioksidanların önemli görevler üstlendiği düşünülmektedir.
ANTİOKSİDAN İÇEREN BESİNLER NELER?
Antioksidanların bilinen en önemli kaynakları, bitkisel kökenli gıdalar, özellikle de meyve ve sebzelerdir. Çoğu meyve ve sebzenin renkli yapısı içerdiği antioksidan bileşenlerden kaynaklanır. Antioksidan içeriği yüksek olan besinler, fonksiyonel besinler veya süper gıdalar olarak adlandırılabilir. Sağlık üzerinde olumlu etkileri bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış en güçlü antioksidanların temel kaynaklarını oluşturan bazı besinler şu şekilde sıralanabilir:
- Yumurta, karaciğer ve süt ürünleri (A vitamini)
- Fındık, ceviz gibi yağlı tohumlar, bitkisel yağlar ve yeşil yapraklı sebzeler (E vitamini)
- Çilek, portakal, limon, biber ile çoğu meyve ve sebze çeşidi (C vitamini)
- Havuç, ıspanak, bezelye, mango gibi parlak renkli meyve ve sebzeler (Beta Karoten)
- Mısır, portakal ve papaya (lutein)
- Domates, karpuz gibi pembe veya kırmızı renkli meyve ve sebzeler (likopen)
- Pirinç, buğday, mısır, diğer tam tahıllar, yumurta, baklagiller, fındık ve peynir (selenyum)
- Siyah üzüm, bitter çikolata, nar, goji meyvesi, yaban mersini, brokoli, karnabahar, mercimek, patlıcan gibi çeşitli besinler