Ulusal Beslenme Konseyi nedir? Sağlık Bakanlığı tartışmalaı konular için harekete geçti. Bakanlık "Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı" kapsamında Ulusal Beslenme Konseyi kurulduğunu açıkladı. Konsey 9 Bakanlık, 7 sivil toplum kuruluşu, YÖK ve RTÜK temsilcilerinden oluşacak. Ulusal Beslenme Konseyi beslenme konusunda bilgi kirliliğinin önüne geçmek, kafa karışıklığına son vermek ve tartışmalı noktaları açığa kavuşturmak için çalışacak. Peki Konseyin ilk hedefi "Hareketli Hayat Programı" nedir? Konseyin görevleri nelerdir? Detaylar haberimizde...
Sağlık Bakanlığı tarafından uygulanan “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” kapsamında 9 Bakanlık, 7 sivil toplum kuruluşu, YÖK ve RTÜK temsilcilerinin katılımıyla “Ulusal Beslenme Konseyi” kuruluyor. Konsey ile beslenme konusundaki bilgi kirliliğinin ortadan kaldırılması, tartışmalı konuların açığa kavuşturulması, beslenme okuryazarlığının artırılması, sağlıklı beslenme kültürünün ülke genelinde yaygınlaştırılması, gıda güvenliği ve kronik hastalıklarla mücadele kapsamında politikalar geliştirilmesi hedefleniyor.
Ulusal Beslenme Konseyi’nin başlıca görevleri şunlar olacak:
"Sağlıklı beslenme davranışlarının geliştirilmesi için politika ve strateji önerileri geliştirmek, önerilerin kurumlarda uygulanmasını tavsiye etmek ve uygulamayı izlemek, sağlıklı beslenme davranışlarının kazandırılması ve beslenme konularında araştırma ve geliştirmeye yönelik projeler önermek, doğrudan veya dolaylı olarak beslenme kaynaklı hastalıklarla ilgili gerekli hallerde bilimsel komisyon kurulmasına karar vermek, sağlıklı beslenme davranışlarının geliştirilmesi ile ilgili konularda toplum eğitimleri, bilgilendirmeleri, bilinçlendirme çalışmaları gibi konularda görüş bildirmek, sağlıklı beslenme, yiyecek ve içecekler konusunda tüketicileri ve özellikle de çocukları yanlış yönlendiren aldatıcı, yanıltıcı algı oluşturucu reklam ve tanıtımlar konusunda gerekli önlem önerilerinde bulunmak, tüketicilerin sağlıklı gıdaya erişme hakkı konusunda bilimsel ve sosyal önlemlerin alınması için görüş ve önerilerde bulunmak."
Konsey gerektiğinde sağlıklı beslenme, yiyecek ve içecekler ile ilgili konularda bilimsel komisyonlar kurabilecek ve bilim konseyinin raporu doğrultusunda kararlar alacak.
ULUSAL BESLENME KONSEYİ'NDE KİMLER VAR?
Ulusal Beslenme Konseyinde Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Yükseköğretim Kurulu, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu, Türkiye Lokantacılar, Kebapçılar, Pastacılar ve Tatlıcılar Federasyonu, Türkiye Fırıncılar Federasyonu, Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu, Tüketici Dernekleri Federasyonu, Türkiye Diyetisyenler Derneği ve Türkiye Ziraat Odaları Birliğinden temsilciler bulunacak. İhtiyaç duyulması halinde özel sektör temsilcileri de konseye davet edilebilecek.
Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan Ulusal Beslenme Rehberi de kısa süre içinde yayınlanacak.
SAĞLIK BAKANLIĞI DAVASINDA ANAYASA MAHKEMESİ KARAR VERDİ
Anayasa Mahkemesi, 2007'de geçirdiği trafik kazasının ardından yapılan iğne sonucu sol bacağında uyuşma ile his kaybı yaşayan ve yürümekte zorlanan Emrah Egeç'in, doktorların kusuru olduğu gerekçesiyle Sağlık Bakanlığı aleyhine açtığın davanın reddedilmesini hak ihlali saydı
Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararına göre, 25 Eylül 2007'de trafik kazası geçiren Emrah Egeç, kaza sonucunda el parmaklarında uyuşukluk ve şişme şikayetiyle Adapazarı Yenikent Devlet Hastanesi'ne gitti.
Burada muayeneyi yapan doktorun talimatıyla görevli hemşirenin yaptığı iğnenin ardından Egeç'in, sol bacağında uyuşma ve his kaybı yaşandı ve Egeç, yürüyemez hale geldi.
Yapılan tedavilerden sonuç alamayan Egeç'e, 29 Aralık 2010'da Kasımpaşa Asker Hastanesince askerliğe elverişle olmadığına dair rapor verildi.
Konu hakkında Sakarya Valiliğince başlatılan ön inceleme sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, Emrah Egeç'te tespit edilen sinir hasarının muhtemelen yapılan enjeksiyon ile ilgili olduğu kanaatine varıldığı belirtildi.
Egeç, bunun üzerine Sağlık Bakanlığı aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açtı ancak Sakarya 1. İdare Mahkemesi, olayda idarenin kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti.
Davanın ilk derece mahkemesince reddedilmesinin ardından Egeç, hatalı enjeksiyon sonucu sakat kalınması nedeniyle Anayasa Mahkemesine maddi ve manevi varlığının korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle başvuruda bulundu.
Başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, Egeç'in maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine karar vererek, yargılamanın yeniden yapılmasına hükmetti.
Yüksek Mahkeme kararının gerekçesinde, "açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerektiği" belirtildi.
Anayasanın 17. maddesinde güvence altına alınan maddi ve manevi varlığın korunması ve geliştirilmesi hakkının ihlal edildiği vurgulanan kararda, "Devlet, bireylerin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlıklarını koruma hakkı kapsamında ister kamu isterse özel sağlık kuruluşları tarafından yerine getirilsin, sağlık hizmetlerini hastaların yaşamları ile maddi ve manevi varlıklarının korunmasına yönelik gerekli tedbirlerin alınabilmesini sağlayacak şekilde düzenlemek zorundadır." ifadeleri kullanıldı.