Psikiyatrlar Antalya’da ‘2. Psikiyatri Zirvesi’nde buluştu. Konferanslarda ruhsal hastalıklara ilişkin ortaya konan yeni gelişmeler hakkında bilgiler paylaşıldı. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 10 tane yeti kaybına neden olan hastalıkların içinde 5 tanesinin ruhsal hastalık olduğunu söyleyen Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Nesrin Dilbaz şizofreni rahatsızlığının toplumda görülme sıklığının yüzde 1 olduğuna değindi. Dilbaz, “Şizofreni, 17-20 yaşlar arası başlıyor. Tam eğitime devam edilen hayatın kurulmadığı dönemde ataklar gelişiyor. Beyinde ciddi yapısal değişikliklere yol açıyor. O nedenle erken tanıyla, erken tedavi edilmesi gerekiyor. Toplum içinde ciddi bir damgalama oluyor. Bir kez böyle bir rahatsızlığa yakalandığınızda hiç tedavisi yokmuş gibi, geleceğinizin kararmış gibi olduğu düşünülüyor. Ama artık biz şizofreniyi kontrol altına alabiliyoruz” diye konuştu.
Şizofrenlerin toplum içinde etiketlenmesinin ortadan kaldırılması gerektiğini dile getiren Dilbaz, “Böylelikle tedavide daha başarılı oluruz. Şizofreni hastası olan ailelere, aşırı koruyucu kollayıcı kaygı dolu aileler hastanın tedavisini olumsuz etkiliyorlar. Engelli olarak işe girmeleri konusunda, ehliyet alıp almayacakları ya da ceza ehliyetleri olup olmadıkları ya da ne kadar şiddete eğilim içinde olduklarını belirliyoruz. Toplumda yapılan çalışmalarda, cinayetlerin sadece yüzde 10’u ruhsal hastalığı olanlar tarafından işleniyor. Yüzde 90’ı hasta olmadığını tanımladığımız ama işte toplum içinde psikopat dediğimiz özellikli sağlıklı kişiler tarafından yapılıyor. Maalesef yanlış yere hastalarımız bu konuda etiketleniyor. O nedenle toplumun bu hastalığı bakış açısının sil baştan değiştirilmesi gerekir” sözlerini kaydetti.
Şizofreni belirtisi olan kişiyi en kısa sürede hekime getirmenin önemli olduğunu vurgulayan Dilbaz, bu kapsamda Sağlık Bakanlığı’nın Toplum ve Ruh Sağlığı Merkezleri’nde 5 yıldır çalışmalar yürütülmesinin önemli olduğunun altını çizdi.