Sabancı Üniversitesi, bu yıl lisansüstünde 18. dönem, lisans programlarında da 15. dönem mezunlarını verdi. Doktora, yüksek lisans ve lisans olmak üzere toplam 30 ülkeden yaklaşık 900 öğrenci, diplomalarını, üniversitenin Tuzla’daki kampüsünde gerçekleşen ve yaklaşık 6 binin üzerinde kişinin katıldığı törenle aldı. Sabancı Üniversitesi Kurucu ve Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, törenin açılışında yaptığı konuşmada, mezun olan öğrencilere tavsiyelerde bulundu.
Başarı için hem yetenekli, hem de yetkinlik sahibi ve donanımlı olmanın işin başlangıcı olduğunu, ancak şansın da gerekli olduğunu belirten Sabancı, “Talih hazırlığını yapmış zihinleri tercih eder” sözünü hatırlatarak, Sabancı Üniversitesi mezunlarının zihnen hazır olduklarını kaydetti. Sabancı, yaşadığımız dönemde bir yanda yapay zekadan robotlara bilim ve teknolojinin yarattığı dönüştürücü etkiler her alanda hissedilirken, öte yandan da bu gelişmelerin sonucunda insan ömrünün uzadığını belirtti. Bu nedenle mezunların önceki kuşaklardan daha uzun dönemli planlar yapmaları gerektiğini vurgulayan Sabancı, “Başta bilgi ve yetkinlik olmak üzere sahip olduğunuz tüm kaynakları sürekli geliştirmeniz ve 100 yıllık bir yaşama göre planlamanız gerekiyor” ifadesini kullandı. Sanayi toplumunda bir insanın üniversitede öğrendiği bilgilerle bir şirkete girip, buradan emekli olabildiğini belirten Sabancı, bugün hiçbir okulda öğrenilen bilginin, kimseye bir ömür boyu yetmediğinin altını çizdi.
Sabancı, okullarda edinilen bilgi ve yetkinlikler iş hayatı için ancak bir temel olabildiğini, mezunların yolunun ileride Sabancı Üniversitesi’ne tekrar düşeceğine inandığını belirterek, mezunların ortalama 50-55 yıl sürecek iş hayatlarında 2-3, belki de daha fazla kariyer yapacaklarını, bütün bunlar üst üste konulduğunda, mezunlara aktarılacak herhangi bir deneyim ya da tavsiye için henüz gerekli birikimin olmadığını bildirdi. Yapay zekanın, iş ve çalışma hayatını değiştireceğini ve toplumsal dengeleri kökten sarsacağını bugünden görebildiklerinin altını çizen Güler Sabancı, “Önümüzdeki 20 yıl içerisinde bugün bildiğimiz anlamda birçok iş ve mesleğin, ‘robotlar’ tarafından yapılacağını öngörüyoruz” dedi. İnsanı robotlardan ayıranın, duygularının varlığı olduğunu belirten Sabancı, diğer canlılardan insanı ayıran en önemli unsurun da duygularının farkındalığı ve duygularını yönetme becerisi olduğunu kaydetti. Bu nedenle herhangi bir robot yada yapay zekanın ‘insan bilincinin’ yerine geçemediğini vurgulayan Sabancı, “İnsan gibi robotların yapıldığı dönemde, robot gibi insan olmamalısınız” diye konuştu.
‘ÖNYARGISIZ OLUN’ TAVSİYESİ
Güler Sabancı, başarılı insanların değişmez ortak noktasının dünyaya bakış açıları olduğunu belirterek, “Akıl almaları, sormaları, sorgulamaları, araştırmaları, ön yargısız yaklaşımları, yapıcı ve çözüm odaklı olmaları, kaynaklarını iyi planlamaları; yani, sonuca ulaşmak için odaklanmaları, başarılı insanları ayırt eden temel özellikler” dedi. Sabancı Üniversitesinde öğrencilerin gelişim odaklı bir zihniyetle donanmalarını hedeflediklerinin altını çizen Sabancı, öğrencilerin bu kurumda sadece bir bilimin ve bir mesleğin öğrenimini görmediklerini, insan hakları, eşitlik ve hukukun üstünlüğü gibi değişmeyen evrensel değerleri olan, sağduyu sahibi, bilginin gücüne inanan, bilinçli, vicdanlı, duygularını yönetebilen kişiler olarak yetiştirildiklerini belirtti.
SABANCI’DAN MEZUNLARA TAVSİYELER
Sizi bekleyen yeni toplumsal düzende, duygularınıza önem vermeli ve yönetimine özen göstermeli, emek vermelisiniz.
Duygularınızı düşünce ve muhakemenizin ayrılmaz bir parçası kılmalısınız.
Sahip olduğunuz bilinç ve vicdan en önemli rekabet avantajlarınız olacak.
Bu noktada benim size tavsiyem, hangi işi yaparsanız yapın severek ve isteyerek yapmalısınız.
Başarı ölçünüz ise sadece para kazanmak olmamalıdır. Bunun için, yaptığınız işin kendinden daha fazla bir amacı olmalı.
Para, elbette önemlidir, insanın konforlu bir hayat yaşamak istemesi de en doğal hakkıdır, ama bunların hiç biri bir insanın hayattaki başarısının ölçütü değildir.
İnsanlar paralarını nasıl kazandıklarıyla değil nasıl harcadıklarıyla hatırlanırlar.
Gerçek zenginlik, gerçek başarı başkalarının hayatlarında yarattığımız olumlu etkidir.