Spor Toto Süper Lig takımlarından Trabzonspor’un teknik direktörü Rıza Çalımbay, Türkiye Haber Merkezi’nden Elif Neslihan Sağır’a özel bir röportaj verdi.
Futbol geçmişinden bordo mavili ekibin şimdiki durumuna kadar birçok konuda özel açıklamalar bulunan Çalımbay, Galatasaray maçından sonra aldığı eleştirilere de yanıt verdi.
İşte Çalımbay'ın röportajı:
Hocam futbolu ne kadar sevdiğinizi biliyoruz. Biraz sizden biraz da futbol tutkunuzdan bahsederek sohbetimize başlayalım mı?
Sivaslıyım… Sivas'ta çalışma imkânı kısıtlı olduğundan babam İstanbul'a göç etmiş. Hisarüstü'nde bir gece konduda oturuyorduk. Sivas'ta kaldığım dönemlerde süt sattım, ayakkabı boyacılığı yaptım, simit sattım. Babam futbolu çok severdi beni de her zaman maça götürürdü ama oynamaya başladığım zaman durum biraz değişti. Çok hoşuna gitmedi babamın… Geçim sıkıntısı yaşıyorduk ve çalışmam gerekiyordu. Futbol benim için apayrı bir dünya. 13 yaşımda Beşiktaş'ın kapısından girdim ve 33 yaşımda bıraktım. Başka hiçbir kulüpte de oynamadım. Şu anda Beşiktaş'ın en çok şampiyonluk gören, en fazla kaptanlık yapan oyuncusu benim.
Hocam kader sizi bir nokta da Trabzonspor'la buluşturdu. Ersun hocayla birlikte ilerlemeyen şeyler açık açık ortadayken Bordo-Mavili takımdan gelen teklife nasıl ‘evet' dediniz?
Ben futbolda tek şeye inanıyorum; Başarılı olursun ya da olmazsın. O nedenle Trabzon'a gittiğimde beni tek düşündüren imkânlardı. Bir krizin içine gittiğimi biliyordum. Kriz yöneteceğimi de biliyordum ki ben her zaman bu krizi çok iyi yönettim. 10 yıl Beşiktaş'ta takım kaptanlığı yaptım ve orada yaşanan her krizi en doğru şekilde yönetmeyi bildim.
Trabzonspor'a geldiğinizde izlediğiniz manzara nasıldı, ne gördünüz?
Bir baktık ki sahanın içinde problem var ama sahanın dışında da var. Sonuç olarak ortada çözülmesi gereken bir kriz vardı. Gelir gelmez onları tespit ettik. Çok iyi başladık ve ilk yarıyı da en iyi şekilde götürdük. Kulübümüze bir rapor sunduk. Devre arası bunları bunları yapmamız gerekiyor. Ve yine belirttik ki kulübümüzün bir sıkıntısı varsa (maddi açıdan) o zaman yapmayalım. Zaten yapmadık da…
Bir futbol tarlası olduğu bilinen, herkesin futbol bilgisine çok güvendiği bir şehirde hoca olmak dışarıdan bakıldığı kadar zor mu?
Benim için sorun yok… Ben ve yardımcılarım doğru neyse onu yapıyoruz. Bugün bana takım kuruyorlar. Herkes dediler ki, ‘Hocam: Abdulkadir, Yusuf, Burak, Sosa bir arada oynasın.' Ben de aynen denileni yaptım. Dördünü de sahaya çıkardım. Sonuç? Mağlup olduk. Oysaki biz nasıl onların fikirlerine saygı duyuyorsak onlarında bize saygı göstermesi gerekir. Bu takımla yaşayan biziz bu bizim işimiz. Ben başka birinin işine karışıyor muyum? Hayır!
Oynadığınız bir maçın ardından kendi kendinize kaldığınızda en çok neyi düşünürsünüz?
Oynanan maçı gözümde canlandırıyorum. Varsa hataları yapılan yanlışları bir sonraki maçta olmasın diye gözümün önüne getiriyorum. Oysaki beraberlik de mağlubiyet de galibiyet de bizim işimizin parçası.
Beraberlikle sonuçlanan maçların ardından çok eleştirildiniz. Sizce bunlar haklı eleştirler miydi?
Galip gelmek elbette isteriz ama bana göre puan her zaman puandır. Bazen o bir puan seni inanılmaz bir yere getirebiliyor. 12 maç üst üste yenilmedik herkes bizim üzerimize geldi. Berabere kalıyor, yenmiyor, yenemiyor gibi şeyler söyledi. Ne oldu daha sonra? Bu şekilde bir baskı oluşunca takım Başakşehir'e 1-0 mağlup oldu. Rahat kazanabileceğimiz bir mücadeleyi fazla baskıdan kaybettik. Ben Rize'de 3 dönem geçirdim. Oraya gittiğimde herkes takıma düştü gözüyle bakıyordu. Son maçta Sakarya deplasmanında 1-1 beraberlik aldık ve kurtardık.
Hocam hiç kendinizi eleştiriyor musunuz? Alınan sonuçlarda hiç mi hatanız olmuyor?
Gençlerbirliği maçı oynuyoruz, her şey yolunda beraberlik var ve penaltı hakkın doğuyor. Uğur topun başına geçti ama atamadı. Buna ben hoca olarak ne yapabilirim? Uğur takımın penaltıcısı bundan önce hep atmış dışarıdan insanlar diyor ki penaltıyı Sosa neden kullanmadı. Böyle bir mantık var mı? Sosa atsa ve kaçırsa bu seferde tam tersi konuşacaklar. Gelelim Fenerbahçe maçına 1-0 öndesin hiçbir şey yok ve biz maçtan önce bütün oyuncularla konuşuyoruz. Hepsi görevini biliyor. Tedbiri alıyoruz, herkesin adamı belli. Maçta bir tane oyuncumuz adamına gitmedi gol yedik. O noktada oyuncuya bağlısın. Hiçbir oyuncu hata yapmak ya da penaltı kaçırmak adına sahaya çıkmıyor ama bunlar yaşanıyor. İnsanlar skora bakıyor ve ‘hocam bu niye böyle oldu' diye soruyor. Ben de soruyorum, ‘Ben ne yapabilirim?'
‘Birkaç transfer istedim ama olmadı, alamadık' tarzında yaptığınız açıklamalar bile eleştiri aldı. Durumu bir kez de buradan açıklar mısınız?
İstedikleri kadar eleştirebilirler. Ben sadece takımın ihtiyacı olduğunu ve sonradan gelmenin zor olduğunu belirttim. Anlatıyorum, anlatıyorum kimse anlamıyor ya da anlamak istemiyor. Ben açık açık diyorum ki; Bu transferleri yapabilirsek çok iyi olur ama maddi açıdan sorun varsa da problem yok. Biz bu kadroyla gideriz.
Mevcut kadroyla aranızdaki maya artık tuttu değil mi?
Elbette… Kadroyla haşır neşir olmam için bir zaman gerekiyor senin de o zamanı bana vermen gerekiyor Hemen bir ayda, bir buçuk ayda kadroyla bir uyum içine giremiyorsunuz. Bazı arkadaşlarımız var sakatlıktan dolayı kadroya geç katıldılar. Böyle sıkıntılar yaşadığımız zaman problemler üretiliyor. Hâlbuki ben tüm sorumluluğu alıyorum. Bir de ben zaten bunu bilerek buraya geldim.Ama şimdi bunlar önemli değil önemli olan Trabzonspor'un bu sene Avrupa'ya gitmesi.
Trabzonspor bu sene sezonu ilk 5 içinde bitirebilecek mi? Avrupa kaderini bağladığınız bir maç var mı? Yeni Malatya maçı iyi bir skorla sonuçlandı. Galatasaray maçı için ne düşünüyorsunuz?
İlk 5 içinde bitmesi bizim elimizde çünkü artık telafisi olmayan maçları oynuyoruz. Bu anlamda da haftalık yaşıyoruz. Eğer biz bu hafta galipsek o hafta huzur içinde çalışıyoruz. Mağlup ya da istemediğin sonucu alırsan da elbette kafan doluyor. Eğer kaybettiğin maçla yaşarsan öbür maçı da kaybedersin. Malatyaspor maçı bizim için çok önemliydi ama esas önemli olan Akhisar maçıydı. Avrupa kupalarına ve yahut başka yerlere gidilecekse Akhisar'ın mutlaka geçilmesi gerekiyordu. Galatasaray maçı her iki takım içinde oldukça önemli. Bu maça bizi neyin beklediğini bilerek gidiyoruz. Mücadele, taraftar her şey… Hakem arkadaşımızın çok iyi yönetmesi gereken bir karşılaşma olacak. Kendi kapasitemizi sahaya yansıtabilirsek istediğimiz sonuca ulaşırız.
Muharrem Usta ve ekibi bir kongre sürecine girdi. Bu sürecin takımınıza nasıl yansımaları olacaktır?Trabzonspor'un bu kongreden kuvvetlenerek çıkacağını düşünüyorum. Eğer Muharrem başkan kalırsa geçmişte yaşadığı şeylere bakarak yapması ve yapmaması gereken şeyler hakkında daha net kararlar verebilecektir. Başka bir yönetim de gelse yine kulübe yararlı olacaktır.
Trabzonspor camiası başarı odağı koymadan 3-4 yıl boyunca yeniden yapılanmak adına gerçek anlamda sebat etse, buradan yeni bir doğuş çıkar mı? Trabzonspor köklerini mi arıyor, ne dersiniz?
Trabzonspor'un çok başarılı dönemlerine baktığınızda takımın hemen hemen hepsi bu topraklardan yetişmiş çocuklardan oluşuyor. O nedenle öze dönmek birden bire olmaz. Altyapından yetişen oyunculardan ne kadar alabiliyorsan alacaksın ama çok akıllı şekilde transfer de yapacaksın.
Yusuf, Abdülkadir Trabzon'un öz evlatları ve bugün Avrupa takımlarının göz hapsindeler. Sizce kalmalı mı, gitmeliler mi?
Yusuf ve Abdülkadir'in gidişatları dört dörtlük. Çok büyük bir teklif gelirse kulübün oyuncuların önünü açması gerekiyor. Her şeyden önce ikisinin de Avrupa'da oynaması Trabzonspor alt yapısının başarısını gösterir. Bir de biz de sadece onlar yok ki, Abdürrahim var, Hüseyin var, Sami, Batuhan gibi alt yapıdan aldığımız arkadaşlarımız var ve zamanla kendilerini gösterecekler.
Hasan Batuhan Artaslan'ın son durumu nedir hocam, çok fazla forma şansı bulamıyor?
Batuhan'ın olduğu yer şu anda dolu. Bu nedenle istediği şansı bulamıyor. Profesyonel ve kaliteli bir arkadaşımız. Ben onun çok başarılı olacağına inanıyorum. Şanlıurfa'dayken onu Antalyaspor'a almak çok istedim ama Trabzonspor bırakmadı.
Trabzonspor'un oynayacağı bir maç kadrosunda Burak Yılmaz varsa taraftar o maça garanti gözüyle bakıyor. Zaten bizlerinde gözlemlediği önceki yıllara göre saha da hırsına daha da hırs katmış bir Burak görüyoruz. Bu oyuncuyla ilgili sizin görüşleriniz neler?
Burak'ın golcülük anlamında değişik ve güzel bir özelliği var. Anormal de hırslı. Sakat sakat maça çıkıp gol attığını biliyorum. Hakikaten sakat oynadı ve gol attı. Mükemmel bir özelliği var. Ben de istedim ki Burak'a, Rodallega ve N'Doye dışında bir destekleyici alalım. Transfer yapamadık ama benim düşündüklerim oluyor kendi içimizde gol atmaya başladık.
Bunca yıllık futbol geçmişinizden anlatacağınız bir anınız vardır diye düşünüyorum.
Rizespor'u çalıştırıyordum ve 4. olmuştu. Avrupa yolunda ilerliyorduk. Sezonun ilk yarısı bitti 2. yarısı başladı Fenerbahçe maçı için İstanbul'a gittik. Bizim maçımız pazar günüydü. Beşiktaş Nevzat Demir Tesisleri'nden izin aldık ve antrenmanımızı yaptık. Başkan Yıldırım Demirören beni çağırdı günlerden çarşamba ya da perşembe olacak. Bana dedi ki, ‘ Biz seninle çalışmak istiyoruz.' Üç gün sonra Fenerbahçe maçına çıkacağız. Ben de dedim ki ‘Seve seve tabi ki ama benim takımımla mukavelem var izin verirse gelirim' daha sonra Rizespor yönetimi izin verdi. Açıkçası ben beklemiyordum. Neyse işte iki gün sonra Rize'nin başında maça çıkacakken bir gün önce Beşiktaş'ın başında Malatyaspor'la maça çıktım. Beşiktaş'a gelmişim, takımı yüzeysel tanıyorum maça çıktık ve kazandık. 1 gün sonra da gittim tribünden Fenerbahçe- Rizespor maçını izledim. Beşiktaş'ı 2. yarı aldım ve ikinci yarının lideri olduk. Sadece Galatasaray'a mağlup olduk.
Beşiktaş'tan neden ayrıldınız?
Aradan zaman geçti ve beni rahatsız eden şeyler oldu. Ben öyle bir yerde rahatsızlık duyunca huzursuz olunca hemen bırakırım.
Şu anda Trabzonspor'da da böyle bir durum olsa bırakır mısınız?
Kesinlikle… Hemen bırakırım.
Bu sene şampiyonlukta favoriniz hangi takım?
Ben bu sene de Beşiktaş'ın şampiyon olacağını düşünüyorum. Hem Avrupa, hem lig hem de kupa da oldukça iyi ilerlediler. Güçlü bir kadrosu ve yapılanması var.
Beşiktaş taraftarı olduğunuz biliyoruz. Peki, Trabzonspor sizin için nerede?
Ben Trabzon'u futbola başladığım günden beri çok seviyorum. Bir Anadolu kulübü olması, taraftarının tek yürek olması, Anadolu'dan bir takımın çıkıp diğer büyük takımlara kafa tutması sevmem için yeterli oldu. Beşiktaş'ta oynarken Trabzonspor'a karşı sempatim vardı. Renkleri, taraftarının tutkusu, maç sonlarında kolbastı oynamaları hep benim ilgimi çekti. Ama bana göre Trabzonspor'a daha fazla sahip çıkılması ve daha çok şeyler yapılması gerekiyor.
Ufakta futbolun dışına çıkalım. Rıza Çalımbay'ın pişmanlıkları var mı?
Özel hayatımla ilgili var ama futbol hayatımla ilgili yok. Futbola minnettarım. Bu hayatı kazanırken ailem ve ben bir yere geldiysek futbol sayesinde geldik. O nedenle futbola asla ihanet etmedim ve yanlış yapmadım. Hatalarımız olmadı mı oldu onlardan da ders almak çok önemli.
Alkol ve sigara kullandınız mı hiç hocam?
İkisini de sevmem hatta nefret ederim. Benim babamın ayakları onları kullandığı için kesildi.
Boş vakitlerinizde neler yaparsınız?
Film izlerim. Eski Türk filmleri ya da animasyon filmlere bakarım, kitap okurum. Doğayı, denizi çok severim. Futbolun dışında basket ve tenis oynarım. Sporun her dalına ilgim var bu anlamda.
Hocam son olarak taraftara hangi mesajı vermek istersiniz?
Trabzon bir futbol şehri herkes futbolla yaşıyor. Biz taraftarın hep eleştirel yanını konuşuyoruz. Ama bir galibiyet oldu mu taraftar coşuyor, müthiş seviniyor ve inanılmaz şekilde takımına sahip çıkıyor. Trabzon taraftarı çok büyük bir güç! Bizim ilk yarı yaptığımız çıkışın en büyük nedenlerinden biri taraftardı. Bir Bursaspor, Osmanlıspor, Galatasaray maçını unutamam. Taraftarın sayesinde aldık biz o maçları. Haklı olarak da taraftar başarı istiyor. Ben onları çok seviyor ve saygı duyuyorum.