Para politikasının sıkılaşabileceğini söyleyen Ağbal “Kurların yönünü belirleyecek şekilde döviz alım ya da satım işlemi yapılmayacak. Sağlıklı işleyiş açısından dövizde arz ve talebi yakından takip edeceğiz. Kurlarda ekonomik temellerden kopuk aşırı dalgalanmalar görürsek alış ya da satış yönünde müdahalede bulunulacak” ifadelerini kullandı.
Kurumun faaliyetlerine ilişkin daha şeffaf olacaklarını belirten Ağbal, swap’tan başlayarak birçok verinin kamuoyuyla paylaşılacağını ifade etti.
‘NİHAYET AKLINIZ BAŞINIZA GELDİ'
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan “132 milyar dolar rezervin hesabını soracak mısınız, sormayacak mısınız?” diye sordu.
İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Erhan Usta da “MB Başkanı piyasaya müdahale etmeyeceğiz demiş. Milyar dolarlar harcandıktan sonra nihayet aklınız başınıza geldi” dedi.
Ekonomist Emrah Lafçı da iki önceki başkan Çetinkaya’nın ‘sıkı para politikası’ nedeniyle görevden alındığını belirtip “Umarım bugünkü doğrular ve esen bahar havası devam eder” ifadesini kullandı.
FAİZ LOBİSİNİN ESİRİ OLDUNUZ
Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, 2016’da 50 milyar TL olan faiz ödemelerinin 2020’de 138 milyar TL’ye ulaştığına dikkat çekti.
2023 tahminin 218 milyar TL olarak gösterildiği tablo üzerinden iktidara yüklendi: Yerli ve milli ekonomi diye hamaset yapanlar, bu tabloya bakın ve utanın.
Bu mudur yerli ve milli ekonomi? Faiz lobisinin esiri oldunuz. Vatandaşlarımızı faiz lobisine ezdirtenler asla iflah olmaz.
REZERV ERİDİ AKIL BAŞA GELDİ
Yılbaşından bu yana TL’nin sert değer kaybını engellemek için satılan 132 milyar dolarlık rezerv, Merkez Bankası Başkanı Ağbal’ın açıklamalarıyla yeniden soru işareti oluşturdu.
Ağbal, gelecek dönemde kurun yönünü belirlemek için döviz satışı yapmayacağını söyledi. Ağbal, para politikasının etkinliği ve finansal istikrar açısından döviz rezervlerinin kademeli olarak güçlendirilmesini amaçladıklarını aktardı.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, göreve geldikten sonra ilk kez basın karşısına çıktı. ‘2021 Yılında Para ve Kur Politikası’ çevrim içi tanıtım konuşma yapan Ağbal, para ve kur politikasını hazırlarken geçmiş dönem para ve kur politikası uygulamalarını kapsamlı bir şekilde gözden geçirdiklerini belirtti.
Merkez Bankası’nın gelecek dönemde kurun yönünü belirlemek için döviz satışı yapmayacağına değinen Ağbal, ekonomistlerin tepkisini çekti. Sadece kuru tutmak için satılan 132 milyar dolarlık döviz rezervini hatırlatan ekonomistler, hukuki süreç için çağrı yaptı.
Şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin lafla olmadığına değinen ekonomistler, Merkez Bankası’nın bir kanunun olduğunu ifade etti. Para politikasının etkinliği ve finansal istikrar açısından döviz rezervlerinin kademeli olarak güçlendirilmesini amaçladıklarını ifade eden Ağbal, bu kapsamda reeskont kredi dönüşlerinin rezerv katkı birimine katkı veremeye devam edeceğini söyledi.
Ağbal, 2021 yılında reeskont kredi dönüşlerinin rezerv katkısının 21 milyar dolar olmasını öngördüklerini aktararak, bunun dışında rezerv biriktirme amacına yönelik diğer araçları şeffaf bir şekilde belirli bir plan dahilinde uygun koşullarda kullanacaklarını dile getirdi.
Ağbal şunları söyledi: “Hızlı parasal genişlemenin gecikmeli etkileriyle ekonomideki ısınmanın son çeyrekte de belirginleştiği görülmektedir. Krediler ve parasal büyüklüklerde kısa sürede sağlanan bu hızlı genişleme cari denge ve enflasyon görünümünü ise olumsuz etkiledi.
Turizm gelirlerindeki düşüş ve ek olarak yabancı sermaye çıkışları, yurt içi yerleşiklerin artan varlık dolarizasyonu ve reel kesimin yabancı para yükümlülüklerini azaltma eğilimini hızlandırmasıyla birlikte cari denge ve finansman görünümü hızla bozuldu.”
Bu durumun ülke risk primini artırırken kurlar ve döviz rezervleri üzerinde baskı oluşturduğuna dikkati çeken Ağbal, şöyle devam etti: “Döviz kuru başta olmak üzere artan maliyet baskıları ve güçlü kredi ivmesine bağlı talep yönlü unsurlar özellikle yılın ikinci yarısında enflasyon görünümünü olumsuz etkiledi ve enflasyon beklentileri bu dönemde yükseldi.
Gıda ve temel mal enflasyonundaki belirgin artışa karşın bu dönemde enerji ve tütün grupları büyük ölçüde baz etkileriyle tüketici enflasyonunu sınırladı ve yılın ilk 10 ayında enflasyon yüzde 12 civarında yataya yakın bir seyir izledi.
TCMB ağustos ayı başından itibaren salgın dönemine özgü politikalarda kademeli sıkılaştırma adımlarına da başladı. Gıda ve temel mal enflasyonundaki artışın belirginleşmesiyle kasım ayında yıllık TÜFE yüzde 14’e yükseldi.
Enflasyon eğilimlerini incelediğimizde enflasyondaki yükselişin temel belirleyicisinin döviz kuru gelişmeleri olduğunu görüyoruz.”
ENFLASYON İÇİN SIKI DURUŞ SÜRECEK
Naci Ağbal, yeni yılına girerken başta döviz kuru olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası emtia fiyatlarındaki yukarı yönlü seyir ve beklentilerdeki yükselişin enflasyonda yukarı yönlü risk oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Önümüzdeki dönemde, salgına bağlı küresel risk iştahı, ekonomik faaliyetteki olası etkileri ile ücret politikaları ve yönetilen, yönlendirilen fiyatlara ilişkin belirsizlikler enflasyonun seyri bakımından öne çıkıyor.
Belirtmiş olduğum bu riskler ile mevcut enflasyon görünümü ve oluşabilecek ilave riskler 2021 yılında para politikasında sıkı ve kararlı bir duruş sergilememizi zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede para politikası kararlarımız fiyat istikrarı önceliği korunarak alınacaktır.
Para politikası duruşumuzu enflasyondaki riskleri dikkate alarak enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarı hedefine ulaşmak odağında belirleyerek kararlılıkla uygulayacağız.
Başka bir deyişle hedeflerimize ulaşmak için şartların gerekli kılması halinde 2021 yılında politika duruşumuzun sıkılığı; enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar kararlılıkla sürdürülecektir.”
2021 HEDEFİ YÜZDE 9,4
Enflasyon hedeflemesi rejimi çerçevesinde hükümet ile birlikte belirlenen orta vadeli yüzde 5 enflasyon hedefinin korunduğunu belirten Naci Ağbal, şunları kaydetti: “Bu hedefe varmadan üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz.
Para politikası duruşumuzu enflasyonun seyri bakımından belirlenen orta vadeli patika ile uyumlu bir şekilde hedefe kademeli olarak yaklaştıracak şekilde oluşturacağız ve uygulayacağız.
2021 yılı sonu için ekim enflasyon raporunda öngörülen yüzde 9,4 düzeyindeki enflasyon tahmin hedefine ulaşma kararlılığı içindeyiz.
Enflasyon hedeflemesi rejiminin gereği olarak önümüzdeki dönemde parasal sıkılık düzeyini enflasyonun bu tahmin hedefiyle uyumunu sağlayacak şekilde belirleyecek ve uygulayacağız.”
FAİZ POLİTİKASI TEK GLP ÜZERİNDEN OLACAK
Naci Ağbal, Para ve Kur Politikası’nın operasyonel çerçevesini anlatarak, 2021 yılında para politikasının sade ve anlaşılabilir bir çerçevede oluşturulacağını ve uygulanacağını söyledi.
Bu çerçevede, TCMB’nin temel politika aracının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı olacağını ifade eden Ağbal, “Gecelik faizlerde gün içi oynaklıkların sınırlanması amacıyla kullanılan faiz koridoru ile TCMB’nin nihai kredi merci işlevini gören geç likidite penceresi söz konusu fonksiyonları dışında para politikası aracı olarak kullanılmayacaktır” dedi.
Ağbal, parasal aktarım mekanizmasının işleyişini temin etmek ve makro finansal istikrara ilişkin riskleri sınırlamak amacıyla zorunlu karşılıklar ile diğer Türk lirası ve döviz likidite araçlarının etkin bir şekilde kullanılacağını dile getirdi.
‘SWAP İŞLEMLERİ PİYASA ŞARTLARINA GÖRE AZALACAK’
Naci Ağbal, 2021 yılında uygulayacakları Döviz Likidite Yönetimi Politikasına değinerek, 2021 yılında fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda Türk lirası ve döviz likidite araçlarını etkin bir şekilde kullanacaklarını bildirdi.
Sistemin fonlama ihtiyacının geçen yıla göre önemli ölçüde artış gösterdiğini ve 567 milyar lira seviyesine yükseldiğini ifade eden Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halihazırda söz konusu fonlama ihtiyacının yaklaşık yüzde 60’ı swap işlemleriyle geri kalanı ise açık piyasa işlemleriyle sağlanmaktadır.
Önümüzdeki dönemde TCMB, bankaların döviz ve likidite yönetimlerine katkıda bulunmak amacıyla swap işlemlerine devam edecektir. Ancak piyasa şartları elverdiği ölçüde bankalara sağlanan swap imkanı kullanımının yıl içerisinde piyasa şartlarına göre kademeli olarak azalabileceği öngörülmektedir.
Bu durum özellikle TCMB’nin bilanço yapısının daha sağlıklı bir yapıya dönüşmesi açısından önem arz etmektedir. TCMB’nin para politikasındaki duruşunu desteklemek amacıyla açık piyasa işlemleri portföyünde 2021 yılında itfa edilecek 16,1 milyar lira nominal tutarlı kıymet için yeniden alım yapılmayacaktır.
Ayrıca öngörülebilirliği artırmak amacıyla TCMB açık piyasa işlemleri nominal portföy büyüklüğü İşsizlik Sigortası Fonu’ndan alınan kıymetler de dahil olmak üzere 2021 yılında azami nominal 64 milyar lira seviyesi olarak belirlenmiştir” bir şekilde kullanılacağını dile getirdi.
‘KURUN YÖNÜ İÇİN HAMLE YAPILMAYACAK’
Naci Ağbal, gelecek dönemde dalgalı döviz kuru rejimi uygulamasına devam edileceğini belirterek, “Kurlar serbest piyasa koşullarında arz ve talep dengesine göre oluşacak, TCMB olarak kurların düzeyini ya da yönünü belirleme amaçlı döviz alım satım işlemi yapılmayacaktır.
Kurlarda ekonomik temellerden kopuk, aşırı dalgalanmalar görüldüğünde ise alış ya da satış yönünde müdahalelerde bulunulacaktır” diye konuştu.
Ağbal, bu kapsamda reeskont kredi dönüşlerinin rezerv katkı birimine katkı veremeye devam edeceğini söyledi.
Ağbal, 2021 yılında reeskont kredi dönüşlerinin rezerv katkısının 21 milyar dolar olmasını öngördüklerini aktararak, bunun dışında rezerv biriktirme amacına yönelik diğer araçları şeffaf bir şekilde belirli bir plan dahilinde uygun koşullarda kullanacaklarını dile getirdi. ‘
ŞEFFAFLIK LAFLA OLMUYOR
Gelecek Partisi sözcüsü Serkan Özcan “Merkez Bankası’nın bir kanunu yeni yazılmadı, bir önceki yönetim de aynı kanuna tabiydi. Sorun uygulamada. Satılan 132 milyar dolar rezervin hesabını soracak mısınız, sormayacak mısınız? Hala görevde olan yetkililer için hukuki süreci başlatacak mısınız, başlatmayacak mısınız? Şeffaflık ve hesap verebilirlik lafla olmuyor” dedi.
Ekonomist Emrah Lafçı ise “Merkez Bankası Başkanı; “enflasyon düşene kadar sıkı para politikası uygulayacağız.” dedi. 2 önceki başkan Murat Çetinkaya, bunu yapmaya çalıştığında görevden alınmıştı. Herkesin en çok merak ettiği konu önümüzdeki yıl “zor oyunu bozacak mı?” Umarım bozmaz ve bugünkü yapılan doğrular ve esen bahar havası devam eder” diye konuştu.
‘YERLİ VE MİLLİ DİYENLER FAİZ LOBİSİNİN ESİRİ OLDU’
Yerli ve milli ekonomi üzerinden hamaset Yerli ve milli ekonomi üzerinden hamaset yapanların faiz lobisinin esiri olduğunu söyleyen yapanların faiz lobisinin esiri olduğunu söyleyen Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu “2016’da size bıraktığımız rakamlara bakın, bir de “2016’da size bıraktığımız rakamlara bakın, bir de bugüne” dedi. 2016 yılında 50 milyar TL olan faiz bugüne” dedi.
2016 yılında 50 milyar TL olan faiz ödemelerinin 2020’de 140 milyar liraya yaklaştığı ödemelerinin 2020’de 140 milyar liraya yaklaştığı görülüyor. 2023 tahmini ise 218 milyar lira.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, faiz konusunda Hükümeti sert bir dille eleştirdi. Yerli ekonomiye değinen Ahmet Davutoğlu “Yerli ve milli ekonomi diye hamaset yapanlar, bu tabloya bakın ve utanın! Bu mudur yerli ve milli ekonomi? 2016’da size bıraktığımız rakamlara bakın, bir de bugüne. Faiz lobisinin esiri oldunuz. Bilesiniz ki, vatandaşlarımızı faiz lobisine ezdirtenler asla iflah olmazlar” dedi.
Davutoğlu’nun paylaştığı tabloda iç ve dış borç faiz ödemeleri yer alırken, 2016 yılında 50 milyar TL olan faiz ödemelerinin 2020’de 140 milyar liraya yaklaştığı görülüyor. 2021 tahmini 180 milyar liraya yaklaşırken, 2022’de 205 milyar TL, 2023’te de 218 milyar TL faiz ödemesi yapılacağı öngörülüyor.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı esnafa destek paketini de değerlendiren Davutoğlu “2021 bütçesi yüz karasıdır. 2021 bütçesine göre faiz ödemeleri 180 milyar Türk lirasıdır, yazıktır. 245 miyar bütçe açığı olan yerde esnafa 5 milyarlık bir desteği destek zannediyorlar.
Peki nereye gidiyor bu bütçe açıkları? Toplam tarımsal destek 20 milyar Türk lirası, bu müteahhitlere özel işbirliği ortaklığı üzerinden ödenen 30 milyar Türk Lirası. Türkiye’nin bütün çiftçilerine 22 milyar vereceksiniz, 3-5 müteahhite 30 milyar vereceksiniz, sonra da halkın iktidarı olacaksınız. Türkiye’nin kanını tükettiler, iliklerine kadar sömürdüler.”
‘NİHAYET AKLINIZ BAŞINIZA GELDİ’
Ağbal’ın açıklamalarını değerlendiren İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Erhan Usta “Yeni Merkez Bankası Başkanı piyasaya döviz alım satımı yoluyla müdahale etmeyeceğiz demiş. 125 milyar dolar harcandıktan sonra nihayet aklınız başınıza geldi” dedi.