Koçarslan, "İstihbarat değil, açık istihbarattı. Benim medya takipten okuduğum şeylerdi. Emniyetten bir bilgi yok. Emniyetin almış olduğu 17 Aralık'tan beri, o bölgede Bebek-Ortaköy arası almış olduğu; bugüne kadar hayatımda görmüş olmadığım olağanüstü tedbirler vardı. Açık istihbarattan medyadan, medya takipten okuduğum şeyle olağanüstü güvenlik tedbirlerini birleştirdiğimiz zaman söyleyecek pek fazla bir şey yok" dedi.
"KAPIDAKİ GÜVENLİKLERİN SİLAHI OLMASI GEREKİR"
Yasada güvenlik görevlilerinin silah taşımaması ile ilgili bir soruya Koçarslan şu yanıtı verdi:
"Yasal düzenlemeye gidilmesi lazım diye düşünüyorum. Konserler, spor müsabakaları; Herhalde içeriyi kastediyorlar. Orada bir ayrım yapılıp yasada açık hale getirilmesi lazım. İçeride doğrudur; mantığı açısından silah bulunmaması ama kapıda mutlaka düzenleme yapılması lazım. Hele şu olağanüstü terör şartlarında mutlaka kapıdaki güvenliklerin silahı olması gerekir. Güvenlik şirketi direk bize bağlı değil. Güvenlik şirketlerinin bunu dile getirip devlet yetkililerinin, meclisin eğer kanunda bir eksiklik varsa düzenlemesi gerekir. Mutlaka silah olması gerekir"
"İBLİS DİYEBİLECEĞİM, TERÖRİST BİLE DİYEMEYECEĞİM VARLIK.."
Koçarslan, "Bütün bu açık istihbarata rağmen, olağanüstü güvenlik tedbirlerine rağmen buraya nasıl ulaştı; İblis diyebileceğim , terörist dahi diyemeyeceğim varlık yaratık nasıl ulaştı bilmiyorum. Diyanet işleri başkanımızın duyguları neyse benim de o. Birlikte aşacağız. Beraber aşacağız" diye konuştu.
"İŞLETMEMİZE DOĞRUDAN GELEN TEHDİT YOK"
'Herhangi bir tehdit aldınız mı' sorusuna ise Koçarslan, "Hayır. Bizim işletmemize doğrudan gelen tehdit yok. Doğrudan gelen bir istihbarat da yok. Açık istihbarat ve genel tehdit . Genel şeyler... " şeklinde cevap verdi.