Ramazan ve Dua-4: Beyinlere atılmış düğüm

Hz. Peygamberin duaları arasında yer alan Felak Sûresi, kimlerden Allah’a sığınacağımızın bilincini de vermekte, bu tür duanın koruyuculuğuna işaret edilmekte, çağırılara Yüce Allah’ın cevap vereceğine de vurgu yapmaktadır.

[Karar]
PROF. DR. BAYRAKTAR BAYRAKLI

Hz. Peygamber’in bir diğer dua çeşidi de şeytan, insan ve diğer varlıkların şerlerinden Allah’a sığınmak için yaptığı dualardır.

Yüce Allah bu sığınma duasını Hz. Peygambere Felak ve Nâs surelerinde öğretmektedir.

“De ki: Ben, ağaran sabahın Rabbine sığınırım. Yarattığı her şeyin şerrinden, kapladığında karanlığın şerrinden, haset edenin haset ettiği zamanki şerrinden” (Felak 113/1-5).

Kötülük yaratılmışların eseridir, Yüce Allah insana kötülüğü, şerri dokundurmak istemez. Görünen ve görünmeyen varlıkların şerri, insanların statüsüne, toplumdaki yerine, yaptığı işe bakmadan dokunur, etkiler. Bu insan peygamber de olsa ona da dokunur. Onun için Hz. Peygamber’e böyle dua etmesini emretmektedir.

Akıl güneşinin battığı zamanki karanlığın, cehaletin ve nefis karanlığının hüküm sürdüğü zamanın şerrinden de Allah’a sığınma duasının yapılmasını Yüce Allah emretmektedir. Akıl güneşi cehaletin ve nefsin karanlığına gömülmekte ve insanlığı zifiri karanlık bürümektedir. Akıl güneşi batınca, ilâhî bilginin, yani vahyin insan hayatından çekildiğini görüyoruz. Böyle bir karanlıktan ilâhî yardım olmadıkça kurtulmak mümkün değildir. 

     

Diğer taraftan insanların beyinlerine yanlış felsefe ve hurafeler üfleyip beyin ve gönüllerine düğüm atanların şerrinden kurtulmak için de Allah’ın yardımı gerekiyor. Yanlış düşünce, yanlış bilgi ve hurafeler gençlerimizin beynine düğüm atmakta, onları tutsak alıp gerçeğe karşı kapalı hale getirmektedir. Bu insanların tahribatı öylesine büyük ve derindir ki, kurtulması neredeyse imkansızdır.

HZ. PEYGAMBER’İN DUASI

Onun için Yüce Allah’a sığınma kurtuluşun yolu olmaktadır. Ayrıca Yüce Allah,  Hz. Peygambere haset edenin hasedinden kendisine sığınmasını emretmektedir. Haset eden insanların tahribatı da çok etkili ve korunması zor olandır. Siyaseti, ekonomiyi, eğitimi, komşuluk ilişkilerini derinden yaralayan, dengelerini bozan ve sosyal bölünmelere götüren bu duygudan kurtulmak için Allah’a sığınmak gerekiyor.

Netice olarak diyebiliriz ki, bu sığınma dualarını Yüce Allah emretti, Hz. Peygamber uyguladı ve bizim de bu ilâhî emri yerine getirmemiz gerekiyor. Hz. Peygamberin duaları arasında yer alan Felak Sûresi, kimlerden Allah’a sığınacağımızın bilincini de vermekte, bu tür duanın koruyuculuğuna işaret edilmekte, bu tip dualara, çağırılara Yüce Allah’ın cevap vereceğine de vurgu yapmaktadır. Aynı dua şeklini, içeriği farklı olmakla beraber Nâs Sûresinde buluyoruz: “ De ki: Ben insanların Rabbine sığınırım. İnsanların yöneticisine, insanların ilâhına, insanlara kötü şeyler fısıldayan o sinsi vesvesecinin şerrinden ki o, insanların sinesine vesvese düşürür. Cinlerden ve insanlardan oluşur” (Nâs 114/1-6).

Bu duada, önce kime sığınılacağının açıklaması yapılmaktadır. Rab, yönetici ve ilâh olan Allah’a sığınılması gerektiğine vurgu yapılmakta ve her duada bu sıfatların anılmasına işaret edilmektedir.

Cin ve insanlardan oluşan ve insanların sinesine vesvese verenlerden Allah’a sığınmanın duasının yapılması emredilmekte ve böylece Hz. Peygamberin duası haline gelmektedir. İnsanın sinesine vesvese veren cinn ve insan şeytanlarından Allah’a sığınmak gerekiyor.

Diğer taraftan Hz. Peygamber iyilikeri Allah’tan istemek için dua yapmıştır. Yüce Allah Âl-i İmrân 26’da hem Hz. Peygambere hem de bizlere iyinin Allah’tan isteneceği duasını öğretmektedir. Ayet şöyledir: “De ki: Ey mutlak egemenlik sahibi Allah’ım! Sen egemenliği dilediğine verirsin, dilediğinden alırsın, dilediğini yüceltirsin, dilediğini alçaltırsın. Bütün iyilikler senin kudretindedir. Doğrusu senin her şeye gücün yeter.”

Hz. Peygamber bu duayı yaparak Yüce Allah’tan iyilikler istemiştir. Aynı duayı bizler de yapmak zorundayız. Böylece bütün değerlerin kaynağında Yüce Allah’ın olduğunu bu ayetten öğreniyoruz. Egemenliğin tamamen Allah’a ait olduğunu anarak O’ndan iyilik istemenin metodunu da öğretmektedir.

TERAVİH NAMAZI NAFİLE BİR NAMAZDIR

Teravih namazının hükmü nedir?

Namazlar ya farz ya da nafile namaz olur. Sünnet namaz olmaz. Teravih nafile namazdır. Peygamberimiz devamlı kılmamıştır. Kıldığı zaman da 10 rekat kılmıştır. Daha sonra Hz. Ömer döneminde 10 rekat ilave edilmiş böylece 20 rekata çıkmıştır. Nafile namaz kılmak isteyen ne kadar isterse o kadar kılar. Teravih namazı vardır mıdır  yok mudur tartışması anlamsızdır.

Göz ve kulak damlasI orucu bozar mı?

Göz ve kulak damlasının östaki borusundan geçip mideye inip inmediğine bakılmalıdır. Eğer doktor, ilacın yemek borusundan aşağıya gitmediğine garanti verirse bozmaz. Şayet damla yemek borusundan aşağıya inerse oruç bozulur. Mideye inen ilacın miktarının önemi yoktur. Az ya da çok olması fark etmez. İftardan sonra kullanacak. Eğer hastalığı şiddetliyse orucunu kazaya bırakacak.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Prof. Dr. Bayraktar Bayraklı yazdı: Toplumu çürüten çeteler
Müslümana kazılan çukur
İnsani Tanrılar-3: Tevhid inancına şirk bombası

Ramazan 2016 Haberleri