Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in en yakınındaki danışmanlardan olan ve 'Putin'in Vekilleri' adlı gruba mensup olan Sergey Markov, Türkiye ile Rusya arasında patlak veren uçak krizi sonrasında gerginleşen iki ülke ilişkilerini, Rusya'nın açısından değerlendirdi.
Markov, Doğan Haber Ajansı muhabirinin sorularını yanıtladı:
Çok yakın bir zamana kadar, Rusya'da devlet yöneticileri ve iktidara yakın olan yayın organları, Türkiye hakkında ve Türkiye'yi yönetenler hakkında hiç bir olumsuz değerlendirmede bulunmazdı. Fakat uçak krizinden sonra, Rus basınının ve Rusya'yı yönetenlerin söylemlerinin tamamen değiştiğini görüyoruz. Putin, Erdoğan'ı, Türkiye'ye İslami düzen getirmeye çalışmakla suçladı. Bu biraz çelişkili değil mi?
Uçak krizinden sonra, pek çok şey, yüzseksen derece değişti. Bu olaya kadar biz Türkiye'yi dost ülke olarak görüyorduk. Fakat savaş uçağımız düşürülüyor ve pilotumuz öldürülüyorsa, biz bunu dostça değil, düşmanca bir tavır olarak görürüz. Türkiye'yi yönetenlerin pek çok hatasının olduğunu biz daha önceden de görüyorduk, fakat Türkiye'yle çok yakın ilişkilerimiz olduğu için, bunları açıkça dile getirmiyorduk. Artık bu ortam ortadan kalktığı için, bunları açıkça konuşmamıza bir engel yok.
Rusya'nın üç talebi
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Markov, Rusya'yla Türkiye arasındaki krizin savaşa dönüşmeyeceğini söyledi. Ama diğer taraftan, Rusya Başbakanı Dmitri Medvedev, Türkiye'ye yönelik yaptırımların hazırlanması talimatını verdi ve Lavrov, 1 Ocak'tan itibaren vizesiz rejimin askıya alınacağını açıkladı. Sizce bu kriz nereye varır?
Türkiye'yle Rusya arasında bir sıcak savaşın olması, kimsenin istemeyeceği bir durum. Diğer taraftan, tehlikeli bir ortam söz konusu. Zira Suriye'de hem Türkiye, hem de Rusya varlık gösteriyor. Ayrıca, Türkiye'de bazı kişiler, Azerbaycan'ı, Dağlık Karabağ'a askeri müdahalede bulunmaya teşvik ediyor. Oysa, bir Azeri-Ermeni savaşının çıkması halinde, Rusya, Ermenistan'la yapmış olduğu anlaşmalar çerçevesinde, buraya müdahale etmek zorunda kalır. Bu tehlikeler karşısında son derece sağduyulu olmak gerekiyor. Sıcak savaş olasılığını bir tarafa bıraktığımızda, geriye, ekonomik ve diplomatik savaş ihtimalleri kalıyor. Rusya'yla Türkiye arasında ekonomik savaşın patlak vermesi de, iki ülkenin ekonomisine büyük zarar verir. O nedenle, bunlardan da kaçınmak gerekiyor. Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, bu konuda bir uzlaşma formülü önerdi. Buna göre Rusya'nın Türkiye'den başlıca üç talebi var: 1- Uçağın Suriye hava sahasında düşürüldüğünün kabul edilmesi. Nitekim uçağın pilotları uçak hemen vurulduktan sonra paraşütle atladılar ve Suriye topraklarına iniş yaptılar. Bu bile uçağın Suriye'deyken düşürüldüğünü ispatlamaya yeter. 2- Türkiye'nin bu olaydan ötürü özür dilemesi. 3- Sorumluların cezalandırılması. Bu üç madde, tansiyonu düşürür.
İlişkiler eskiye dönmez
Peki, diyelim ki Türkiye Rusya'nın bu üç isteğini yerine getirdi. Bu maddeler gerçekleşirse, Türk-Rus ilişkilerinde eskiye dönüş gerçekleşir mi?
Hayır. Bu üç madde, sadece Rusya ile Türkiye arasında ekonomik ve dipolomatik savaşın başlamaması için gerekli olan hususlar. Bunlar sağlanırsa, ekonomik ve diplomatik savaştan kaçınılmış olur. Diğer taraftan, Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler bir daha asla eski haline dönemez.
Rusya Devlet Duması Uluslararası İşlerden sorumlu Komite Başkanı Aleksey Puşkov, Türkiye Cumhurbaşkanı'nın attığı adımlarla ülke ekonomisini büyük bir darbeye hazırladığını bildirdi. Puşkov, Rus haber ajansı Ria Novosti'ye şu açıklamayı yaptı: "Bu kararname bir kez daha Erdoğan'nın ilk başta kendi ekonomisini vurduğunu gösteriyor. Türkiye Rusya özel bir rejim sahipti. Bu rejim siyasi alanı, ticari ve ekonomik alanı, girişimcilik ve turizm alanını, büyük projeleri kapsıyor. Tüm bunlar neredeyse yok edildi ve düşüncesizce ve tartılmayan bir karar yüzünden ciddi tehdit altına atıldı." Puşkov, Rusya'nın aldığı önlemlerin Türk iş sektörünün 4 sektörünü vuracağını ve bunların başında yerli bütçeye yaklaşık 4 milyar dolar getiren turizm sektörü geldiğini belirtti. Puşkov şu şekilde devam etti: "Rusya'da kontrat sahibi olan Türk şirketleri büyük gelirler elde ediyorlardı. Aynı zamanda bu önlemler Rusya'ya ihracat yapan işletmeleri de etkileyecek. Bu Türk ekonomisinin ciddi kısmını oluşturuyor, çünkü yanlış hatırlamıyorsam Türkiye Rusya'nın 5. ticari ve ekonomik partneriydi. Ticaret hacmi geçen sene 30 milyar dolara ulaştı."