Dünyanın en önemli sahnelerinden bir buçuk asırlık Bolşoy Tiyatrosu, 8 Nisan 2019 Pazartesi akşamı, tamamı Türk sanatçılardan oluşan bir Türk operasına ev sahipliği yapacak. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü tenor Murat Karahan, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt ve ünlü balet Tan Sağtürk’ü aynı sahnede buluşturan, Türkiye’deki tüm temsillerinde kapalı gişe oynayan ‘Troya’ operası, bu kez 2 bin 500 kişilik Bolşoy Sahnesi’nde yabancı sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Türkiye-Rusya Kültür ve Turizm Yılı’nın açılışının da yapılacağı ‘Troya’nın gösterimi sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in de Bolşoy’da olması bekleniyor.
Tarihi Bolşoy Tiyatrosu’nda sergilenecek ilk Türk operası ‘Troya’nın sahne dekoru ve 230 kişilik sanatçı ekibinin kostüm ve aksesuarları Moskova’ya gönderildi. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, bu önemli gece için hazırlıklarını sürdürürken, ünlü Truva atının da aralarında bulunduğu dekorlar, kostüm ve aksesuarlarla teknik ekipman, Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin Macunköy’deki deposundan TIR’lara yüklendi. Troya’nın malzemelerini taşıyan TIR’lar, 10 gün sonra Bolşoy Tiyatrosu’na ulaşacak. 60 kişilik teknik ekip de dekorları kurmak ve gerekli hazırlıklar için Rusya’ya gidecek.
Ankara Devlet Opera ve Balesi Müdürü ve ‘Troya’nın koreografı Volkan Ersoy, 290 kişilik sanatçı ve teknik ekiple Bolşoy’a yola çıkacaklarını belirterek, bu yolculuk için planlamanın 2.5-3 ay öncesinden başladığını söyledi. Ersoy “İlk defa böyle 300’e yakın kişiden oluşan büyük bir ekiple yola çıkacağız. Çok büyük bir serüven bizi bekliyor” dedi. Ersoy; kontrbas, arp, vurmalı çalgılar gibi büyük orkestra enstrümanlarını Bolşoy’dan talep ettiklerini dile getirerek, “Bir yardımlaşma da var işin içinde, kendileri bu alanda bize destek olacaklar” ifadesini kullandı. Bolşoy Balesi’nde temsil akşamı tüm salonun dolu olacağını kaydeden Ersoy, önemli ve anlamlı bir geceye tanıklık edeceklerini vurguladı. Ersoy, her sanatçının hayalindeki sahnede bir Türk eseriyle yer almanın heyecanını yaşadıklarını vurgulayarak, “Çocukluğumuzda videolarda ya da kitaplarda, fotoğraflarda görürdük. Kendi topraklarımızdan çıkan bir hikayeyi, bir eseri orada canlandırmak bir sanatçı olarak çok muazzam bir duygu” diye konuştu.