Şubat ayının 4’ü Dünya Kanser Günü. Çağımızın en büyük sorunlarından olan kanser olmamak için birtakım önlemler alabilirsiniz. Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam, bilinen risk faktörlerinin en başında sigaranın geldiğini, kanserle mücadelede beslenmenin önemi, D vitamini eksikliğinin kansere etkisi ve diğer konularda bilgiler verdi.
Kanser konusunda farkındalık ve bilincin artırılması için Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü ve ortak kuruluşların çalışmalar yaptığını belirten Sağlam, bu yılın sloganınIN ‘Yapabiliriz ve Yapabilirim’ olduğunu söyledi. “Kanser hastalığı çözümsüz değil ve doğru tedavilerle pek çok hasta tamamen hastalıktan kurtulabilir. İkinci en önemli unsur, bilinen risk faktörlerini ortadan kaldırmak” diyen Sağlam, şöyle devam etti: “Hastaların kendileri için ‘Yapabilirim’in en önemlilerin biri kontrollerini atlamamak, erken dönemlerde doktora başvurmak. Bilinen risk faktörlerinin en başında sigara geliyor. Düzenli ve uygun beslenme rejimleri ve egzersizle kanser hastalarında da daha yüksek kontrol oranları elde etmek mümkün. Güneş enerjisinden faydalanalım ama fazlasından korunmak da önemli.”
Beslenmenin de önemine dikkat çeken Sağlam “Düzenli ve doğru beslenmek, kanser hastaları ve diğer hasta olmayan kişiler için de önemli. Kanser hastalarında vurgulamak istediğimiz süreç, kanser tedavileri sırasında vücuttaki yıkıma paralel olarak yapım ve onarım oranlarını artırmamız lazım. Yani protein ile yoğun ve düzenli beslenmek önemli. Daha az tatlı ve şekerli gıdalar, daha az yağlı gıdalar tüketilebilir. Karbonhidratlardan uzak durun. Daha az tuzlu gıdalar tüketin’’ dedi.
D vitamini eksikliğinin kansere etkisini de değerlendiren Prof. Dr. Sağlam şunları söyledi: ‘’Ülkemiz, Akdeniz ülkesi olmasına rağmen halkımızda D vitamini düşüklüğü oldukça yüksek oranda. Bu vitaminin düşüklüğü meme kanseri, kolon ve bağırsak kanseri gibi bazı kanserlerle ilintilileştirilebiliyor. Dolayısıyla D vitamini düşüklüğü olan hastaların, bu düşüklüğün dozlarını tespit edip tamamlamalarını öneriyoruz. Gerek damlalarla gerek ampullerle doktor kontrolünde tamamlamak önemli. Çünkü aşırı yüksek dozlarda toksik olup hastaya zarar verebilir.”