Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı yazdı: İyi müslümanların güzel hasleti

İyiliğin geliştirilmesi uğruna gösterilen gayretlere “emr-i bi’lmârûf”, kötülüklerin önlenmesi yönündeki faaliyetlere de “nehiy ani’lmünker” denilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm, Peygamberimizin hadisleri ve insanlık tarihi bize gösteriyor ki, bu hasleti kaybeden toplumlar varlıklarını tehlikeye sokmuşlar; kimileri de kaybolup gitmiştir.

Dünya hayatının iyiliklerle bezenmesini, herkesin herkese iyilik etmesini istemez miyiz? Hepimiz isteriz ki, anne-babalar çocuklarına, çocuklar anne-babalarına, komşular, iş arkadaşları ve diğer sosyal gruplar birbirine karşı hep iyi olsunlar, iyilik etsinler; birbirlerine zarar vermekten, incitmekten sakınsınlar. Hiç olmazsa kendi toplumumuzda iyilik, kardeşlik, barış, huzur ve dayanışma hâkim olsun... Hepimiz bunu isteriz; kendimizin ve çocuklarımızın böyle bir toplum içinde yaşaması kim bilir bizi ne kadar mutlu eder!

Ama bunun ilk şartı, her birimizin bu ulvi gayeye hizmet etmesidir. İstememiz önemlidir elbette; ama istediğimiz şey uğruna ne kadar çaba gösterdiğimiz daha önemlidir. Yani dünya hayatının iyilikler ve güzelliklerle dolması için önce kendimiz iyi anne-baba, iyi evlat, iyi komşu, iyi esnaf, iyi memur, iyi işçi, iyi iş adamı… olmalı, bunun için üzerimize düşeni yapmalıyız. Sonra da başkasından bunu beklemeli ve toplumda iyiliklerin yaygınlaşması, kötülüklerin de önlenmesi için çaba göstermeliyiz. Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyuruluyor: “Sizler, (başkalarına) iyiliği emredip de kendinizi unutuyor musunuz?” (Bakara 2/44).

TOPLUMLARIN SİGORTASI

Kendi toplumumuzda ve genel olarak dünyada iyiliğin geliştirilmesi uğruna gösterilen gayretlere dinî kültürümüzde “emr-i bi’lmârûf”, kötülüklerin önlenmesi yönündeki faaliyetlere de “nehiy ani’lmünker” denilmiştir. İslâm âlimlerine göre mârûf, “dinin, aklıselimin ve maşeri vicdanın iyi, doğru ve yararlı dediği şeyler”; münker de aynı bilgi kaynaklarımızın kötü, yanlış ve zararlı dediği şeyler”dir.

Ailemizde, çevremizde, toplumumuzda ve dünyada iyiliğin hâkim olması için çalışmak; insanlığın maddi ve manevi hayatına zarar veren gelişmelerin önlenmesi için çabalamak, imkânlarımız ölçüsünde hepimizin dinî, ahlâkî ve insanî görevidir. “Emr-i bilmârûf, nehi anilmünker”, denilen bu görev, dinimizde temel bir prensiptir; bu prensip Kurân-i Kerîm’de ve hadîs-i şereflerde sık sık hatırlatılmıştır. Âlimlerimiz, peygamberlerin asıl gönderiliş gayenin bu görevi yerine getirmek olduğunu belirtirler. Resûlullah efendimiz ve onun güzide ashabının hayatı bu görevi yerine getirmekle geçti. Bütün iyi Müslümanlar, iyi insanlar da iyilikten yana oldular, kötülüklerle mücadele ettiler. Pek çok olumsuzluğa rağmen günümüzde de böyle iyi Müslümanların ve iyi insanların bulunduğunda kuşku yoktur.

İyiliğin yanında, kötülüğün karşısında olmak, bizim dinî ve milli hasletimizdir. Kur’ân-ı Kerîm, Peygamberimizin hadisleri ve insanlık tarihi bize gösteriyor ki, bu hasleti kaybeden toplumlar varlıklarını tehlikeye sokmuşlar; kimileri de kaybolup gitmiştir.

HOŞ BİR SADA BIRAKMAK İÇİN…

“Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş.” Her canlı gibi biz de bir gün bu dünyadan göçüp gideceğiz. Öyleyse elimizden geldiğince, arkamızda iyilikler, güzellikler bırakarak gitmeyi, öbür dünyaya da iyilikler göndermeyi neden istemeyelim? “Kendiniz için önceden iyilik olarak ne gönderdiyseniz Allah’ın katında onu bulacaksınız” (Bakara 2/110) buyuruyor Rabbimiz. Her birimiz, kendimizin ve başkalarının daha iyi bir Müslüman, daha iyi bir insan olmasına çalışarak, bu kubbede hoş bir sada bırakabiliriz. Böylece Allah katında da, insanlar nezdinde de kadrimizi kıymetimizi artırabiliriz. O zaman –Kur’an-ı Kerim’deki ifadesiyle (Âl-i İmrân 3/107)- Hakkın huzuruna yüzümüz ak olarak varabiliriz; amel defterimiz önümüze konduğunda sonsuz derecede rahatlayıp en derin mutluluk ve sevinci yaşayabiliriz.

Bundan daha güzel bir nasip olabilir mi?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı yazdı: Hz. Peygamberin nefret ettiği duygu
Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı yazdı: Merhametsizlik girdabındaki Müslüman
Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı yazdı: İnsanların en hayırlısı en faydalısı

Ramazan 2017 Haberleri