PKK'nın El Kaide taktiği: Uluslararası anarşist taburu kurdu

UTGAM tarafından terör örgütü PKK'nın organizasyonel dönüşümü üzerine hazırlanan raporda, PKK'nın ayakta kalmak için El Kaide'ye benzer yapılanma içine gittiği ve bunun sonucunda da Suriye'nin kuzeyinde Batılı militanlardan oluşan "uluslararası anarşist taburu" kurulduğu tespiti yapıldı.

Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Araştırmaları  Merkezince (UTGAM) terör örgütü PKK'nın organizasyonel dönüşümü üzerine  hazırlanan raporda, PKK'nın ayakta kalmak için El Kaide'ye benzer yapılanma içine  gittiği ve bunun sonucunda da Suriye'nin kuzeyinde Batılı militanlardan oluşan  "uluslararası anarşist taburu" kurulduğu tespiti yapıldı.

Polis Akademisi Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren UTGAM  tarafından hazırlanan, "PKK’nın Bölgesel Terör Franchise'ı" raporunun sonuçları,  Hilton İstanbul Bomonti Hotel'de düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı.

Raporun içeriği hakkında bilgi veren UTGAM Direktörü Yrd. Doç. Ömer  Arslan, raporu PKK'nın son dönemdeki stratejisi ortaya koymak için  hazırladıklarını söyledi.

BATIDA FARKLI ALGI VAR

Konunun son dönemde özellikle Suriye'deki YPG, PYD varlığından dolayı  gündeme geldiğini anımsatan Arslan, Batı'da bu örgütlerin PKK'dan bağımsızmış gibi verilmesinin de raporu yazma nedenlerinden olduğunu dile getirdi.

Arslan, terör örgütlerinin hayatta kalmak için değişen şartlara ayak  uydurmaya çalıştığını vurgulayarak, "PKK da bunu yaptı. Aynı El Kaide'nin  Afganistan işgali sonrası yaptığı gibi. 1999 Öcalan'ın yakalanmasından sonraki  süreçte, bölgede yeni bir yapılanmaya gitti. PKK hiyerarşik şekilde yönetilen,  bağımsız Kürt devleti kurma amacıyla yola çıkarken, Maocu bir tarzda bunu yapmaya  çalışıyordu. Son derecede Stalinist, otoriter bir yönetim altındaydı. Bu biraz  daha geri plana itilip farklı bir yapılanmaya gittiler." dedi.

PKK'nın coğrafya ve Batı'daki taraftarlarından güç aldığını aktaran  Arslan, şöyle devam etti:

"2004'ten itibaren PJAK, Irak'ın kuzeyinde bir yapılanmayla giderek,  bölgede farklı kollar oluşturdu. Bu kolların, PKK'nın merkezi yani KCK ile  arasında bir ayrım yok. Bu kolları bir otonomi veriyor yani PYD Suriye'nin, PJAK  İran'ın şartlarına göre konumlanıyor. Bu, PKK'dan bağımsız olmuyor. bugün  bakınca, PYD, YPG ile PKK arasında hem militanlar hem de yönetim arasında ciddi  geçişkenlik var. Bu kollar örgüte ciddi güç sağlıyor. Mesela TAK örgütüyle  sivillere saldırıda bulunuyor. Bunu uluslararası camiada açıklamak zor olduğu  için bu kolları o an reddedebiliyor. PYD de aynı şekilde. Batı medyasına  konuştukları zaman, 'Biz PKK değiliz' diyorlar. Ancak arka planında PKK var. Aynı  El Kaide'de olduğu gibi."

Arslan, Batı medyasında, El Kaide'nin Suriye ve Yemen'de isimleri ayrı  kolları olduğunun söylendiğini belirterek, bu örgütlerin görünürde El Kaide  olmadığını ancak arka planda öyle olduklarını ifade etti.

DHKP-C PKK'DAN EĞİTİM ALDI

PKK'nın da bölgede böyle bir yapılanmaya gittiğinin altını çizen  Arslan, "Militanlar arasında geçişkenlik görüyorsun. PYD militanları, bugün YPG,  yarın PJAK, PKK olduğunu söyleyebiliyor. PKK artık bir çatı, şemsiye örgüt haline  geldi. Bu çatının altında da çok farklı alt örgütlere yer verebiliyor ve bu  örgütlerle büyüyor. PKK şemsiye altındaki örgütler, sadece TAK, PYD, YPG  örgütleri değil, DHKP/C ve MLKP de özellikle Kobani'de yaratılan o büyük sesten,  uluslararası medyanın da katkısıyla, normalde PKK ile çok sorunsuz bir ilişkileri  olmamasına rağmen, ciddi anlamda Rojava'ya gidip eğitimler almaya başladılar ve  kendilerini adeta bir kolu olarak PKK şemsiyesinin altına girdiler. Bunun birçok  görüntüsü ve bilgileri var alınan eğitimlerle ilgili. Birçok militanı da şu anda  Rojava'da devrime katıldı." diye konuştu.

Ömer Aslan, DHKP/C'nin böyle yaparak, kendi tabanını arttırma ve  eğitme imkanı bulduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bekaa Vadisi 1980'lerde uluslararası farklı örgütlerin bir araya  geldiği ve eğitim aldığı bir yerdi. Bugün ise Kandil'i de geçerek, Rojava yani  Suriye'nin kuzeyi artık, irili ufaklı farklı uluslararası terör örgütlerinin bir  araya gelip, birbirlerini tanıdıkları, taktikleri, stratejileri birbirlerinden  öğrendikleri bir yer haline geldi. Birçok Batılı anarşist, sosyalist, komünist ve  devrimcileri, adeta Rojava'ya aktılar. Bunları da yabancı savaşçı olarak saymak  gerekiyor. Bunlar dönüşte ne olacak? Batı'nın görmediği bu. Son gelen bilgilere  göre, Suriye'nin kuzeyinde bir uluslararası anarşist taburu kuruldu. Bunlar her  zaman burada kalmayacaklar, geri dönecekler Avrupa'ya, Amerika'ya. Döndükleri  zaman bir anda normal hayata geri dönmeyecekler. Ciddi anlamda ağlar kuruluyor,  bilgiler kazanılıyor, terör saldırılarıyla alakalı silahlar tanınıyor. Bunlar  döndüğü zaman ciddi anlamda Avrupa'nın güvenliğine tehdit olma ihtimalleri var."

RAPORDA ÇOK ÖNEMLİ BİLGİLER

Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Akif Kireçci de  raporun, PKK'nın farklı kollarla yeni yapılanmasının ortaya konması açısından  önemli olduğunu söyledi.

Raporun önemli bilgiler sağladığını vurgulayan Kireçci, "PKK'nın, Esed  yönetimiyle ilişkisine yönelik bilgiler var. Franchise yani farklı kollarla  büyüme mekanizmasının nasıl çalıştığını gösteriyor. Raporda, PKK'nın sınırlarını  aşan bir yapıya dönüştüğünü görüyoruz. Birtakım sempatizanlarının başka baskıcı  gruplarla nasıl örgütlendiklerini göstermesi açısından çok faydalı bir çalışma  oldu." şeklinde konuştu. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Ağrı’da EYP düzenekleri ele geçirildi
Kırşehir merkezli 7 ilde üniversiteye PKK operasyonu
PKK'dan Tel Rıfat'ta 'geri çekilme' pazarlığı

Dünya Haberleri