[Karar]
Petek, 18 Haziran 2014'te yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 74. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 268. maddesinde yapılan değişikliğin açık ve net olduğunu belirterek, sulh ceza hakiminin kararlarına karşı itiraz edilmesi halinde de numara olarak kendisini izleyen hakimliğin buna bakması gerektiğini anlattı.
Tahliye taleplerinden sonuç alamayan tutuklu şüpheliler ve onların vekillerinin bu defa reddi hakim talebinde bulunduklarını ve 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin yetkisiz olmasına rağmen bu konuda hakimlerin reddine, tahliyelere de 32. Asliye Ceza Mahkemesinin bakmasına karar verdiğini aktaran Petek, şunları söyledi:
''Yargı yoluyla darbe girişimi''
"Bu yargı erkini kullanmak suretiyle bir darbe girişimidir. Çünkü İstanbul'da görev yapan, kıdemi, hizmet süresi itibariyle kanundaki bu incelikleri bilmemesi mümkün olmayan hakimlerin görevli olmadığı, yetkili olmadığı bir alanda böyle karar vermesini başka türlü izah edemiyorum. Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 7. maddesine göre yetkisiz olarak verilen kararlar hükümsüzdür. Onun için 10. Sulh Ceza Hakimliğinin, asliye ceza hakimlerinin yetkisiz olarak verdikleri kararların hükümsüz olduğuna dair kararı yerindedir. Tutuklu sanıkların tahliye edilmemeleri yönünde verilen karar da doğrudur. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının da bu konuda özet olarak basına yaptığı açıklama tam da izah ettiğim noktada bu yetkisiz işlemlerin hükümsüz olduğu yönündedir.
"Görev ve yetki gaspıyla verilmiş keyfi karar''
HSYK tarafından yetki ve görev gasbıyla hareket eden hakimler hakkında gereğinin yapılacağını düşündüğünü belirten Petek, bunun bir ihmal olmadığına işaret etti.
Petek, "Şu anda yargı kararları uygulanmıyor şeklinde bir algı operasyonu paralel yapıya mensup medya tarafından ısrarla sürdürülmektedir. Halbuki burada yargı yetkisinin kullanılması söz konusu değil. Öyle olsa buna müdahaleye hukukçular olarak biz de razı olmayız. Burada görev ve yetki gasbıyla verilmiş keyfi karar vardır, hukuka aykırıdır. Bu yönden yapılan teşebbüs de hukuk, adalet duvarına çarpmış durumdadır" değerlendirmesinde bulundu.
'Yargı darbesine geçit verilmedi'
İstanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği bu akşam, yargıda yapılmak istenen hukuk darbesine geçit vermeyerek, İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi'nin yetkisi olmadığı halde verdiği reddi hakim kararının usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle "yok hükmünde" olduğu, ayrıca İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesi'nden "paralel yapı" soruşturmaları kapsamındaki tahliye kararının da yok hükmünde sayıldığı kararını verdi.
Kanunen mümkün değil
29. ve 32. Asliye Mahkemeleri'nin kararını Twitter hesabından değerlendiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Hukuk Profesörü Mustafa Şentop, çok önemli bir ayrıntıya dikkat çekerek, İstanbul Adliyesi'ndeki bütün Sulh Ceza Hakimlerinin reddedilmeye çalışıldığını ve bunun kanunen mümkün olmadığını açıkladı.
''Hakim kanunun vermediği yetkiyi kullanamaz''
Hukuk Profesörü Şentop skandal karar hakkında şunları söyledi:
''Tahliye kararı ile ilgili tartışılan konuda atlanan veya gözden kaçırılan noktalar var. Evvela, bir asliye ceza mahkemesi, soruşturma aşamasında, tutuklulukla alakalı karar veremez; münhasıran sulh ceza hakimi yetkilidir. Hakimin reddi, hakimle alakalı kişisel sebeplere dayanır; bir adliyede bulunan bütün hâkimlerin toplu olarak reddi mümkün değildir. İstanbul adliyesindeki bütün sulh ceza hakimleri, topluca reddedilemez. Asliye ceza mahkemesi, farz edelim hakimin reddi talebini kabul etti; davaya hangi mahkemenin / hakimin bakacağını belirleyemez. Kanunla tutukluluk konusunda karar verme yetkisi münhasıran sulh ceza hakimlerindedir; İstanbul'da biterse en yakın ağır cezanın bulunduğu yer sulh ceza hakimi yetkili olur; asliye ceza değil. Aksi halde, kanunla belirlenen hakimi, iki asliye ceza mahkemesi hakiminin senaryosu ile değiştirmek mümkün olur.''
''İki hakim de suç işledi'
''Asliye ceza mahkemesinin tahliye kararı, kanunen yetkisiz bir mahkemenin kararı olduğu için, yok hükmündedir; kanunun vermediği yetkiyi başka bir hakim arkadaş veremez. İki hakimin de açıkça suç işlediği kanaatindeyim; disiplin suçu değil, ceza hukuku anlamında suç. Bu görevle alakalı suç da değil.''