Paralel soruşturmalara paralel avukat timi

Paralel Yapı operasyonlarında gözaltına alınan şüphelilerin aynı avukatlarca savunulduğu ortaya çıktı. Yaklaşık 45 kişiden oluşan avukat grubunun adili işlemlerin yapılmasını engellemek için organize çaba sarfettiği ileri sürüldü.

Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen "Usulsüz dinleme" ve "TÜBİTAK" soruşturmaları ile yine Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ile Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü koordinesinde devam eden "2010'daki KPSS'de usulsüzlük yapıldığına" ilişkin soruşturma kapsamında başta Ankara olmak üzere Türkiye genelinde gerçekleştirilen operasyonlarda, gözaltına alınan tüm şüphelilerin emniyet ve adliyedeki ifade süreçlerine 45 kişilik aynı avukat grubu müdahil oluyor.

Anadolu Ajansı'nın emniyet yetikililerinden aldığı bilgiye göre, farklı soruşturmaların çeşitli etaplarında gözaltına alınan sanıklar arasında direkt bir bağ bulunmamasına rağmen savunmalarına giren avukatların aynı olması, emniyetin de dikkatini çekti.

7-8 avukat sırayla giriyor, gözaltı süresi dolduruluyor

Operasyon kapsamında Ankara veya herhangi bir ilde gözaltına alınan bir zanlı, soruşturma merkezi olduğu için Ankara'ya getirildiğinde söz konusu 45 avukattan birini kendisini beklerken buluyor. Sağlık kontrolünün ardından zanlının emniyette geçireceği süre yasalarla belirlenmiş olmasına rağmen, söz konusu avukat grubu, bu yasal sürenin aşılması için hukuki her yolu deniyor.

Bu süreçte emniyetin kapısında bekleyen avukatlar sanık ifadelerine katılmak için bazen toplu başvuruda bulunuyor. İçeride başka bir avukatın olması durumunda bile ısrarlarından vazgeçmeyen avukatlar, bazen polislerle tartışıp arbede çıkartıyor, sonrasında ise müvekkilleriyle görüştürülmedikleri gerekçesiyle şikayet dilekçeleri hazırlayarak birbirlerini şahit gösteriyor.

Aynı sanık için görüşme talebinde bulunan 7-8 avukata sırayla izin verildiğinde ise her bir avukat sanık yanında mümkün olduğu kadar çok vakit geçirerek ifade sürecini geciktirmeye çalışıyor. Bu sürecin sonunda ise sanıkların çoğu susma hakkını kullanıyor.

Söz konusu avukat grubu, gözaltına alınan zanlılar arasında küçük yaşta çocuğu bulunan kadın sanıklara da özel ilgi gösteriyor. Emniyet yetkilileri buna örnek olarak, KPSS'de usulsüzlük soruşturmasının 2. etabında gözaltına alınan bir kadın zanlının küçük yaştaki çocuğunu alarak emniyete gelen aynı grubun içerisindeki bir avukatın, "Anneyi gözaltına alan devlet çocuğuna da baksın" diyerek, söz konusu yapıya yakın basın kuruluşları aracılığıyla "algı operasyonu" yapmaya çalıştığını hatırlatıyorlar.

Görevlileri şikayetlerle yıldırıyorlar

Aynı avukat grubunun soruşturmayı yürüten güvenlik birimlerinin şube müdürleri ve altlarındaki sıralı amirler hakkında daha önce yine Paralel Devlet Yapılanması'nın yönlendirmeleriyle açılan soruşturmaları bularak müdahil olmaya çalıştıkları, öte yandan soruşturma sürecine ilişkin, sanıklar adına verdikleri yeni şikayet dilekçeleriyle yeni davalar açılmasını sağlamaya çalıştıkları öne sürülüyor.
Söz konusu avukatların, bu şekilde operasyonları yürüten görevlileri, yıldırmaya ve baskı altına almaya çalıştıkları belirtiliyor.

"Kime ne görev verildiyse onu yapmak zorunda"

Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Alaaddin Varol, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, örgütlü yapıda talimatların örgüt liderlerinden ve üst akıldan geleceğini belirterek, kime ne görev verildiyse onun yapılmak zorunda olunduğunu söyledi.

Yargılamalar sonucunda avukatların da bu örgütlü yapının üyesi olduğunun ortaya çıkacağını ifade eden Varol, "Davranışları hukuka uygun olsun olmasın, algı oluşturmaya çalışıyorlar. Paralel Devlet Yapılanması'na uygun bir hakim bulana kadar her türlü itirazda bulunuyorlar" dedi.

Bu itirazların yargılamaları uzattığını hatırlatan Varol, uzun yargılamalar nedeniyle de Anayasa Mahkemesine başvurulduğunu söyledi. Varol, "Uzamasında birinci sebep avukatların talepleri" diye konuştu.

Avukatların emniyetteki tutumları karşısında emniyetin de tutanak tutup suç duyurusunda bulunması gerektiğini belirten Varol, "Her talep, bir süre demek. Hakim dosyaya bakıyor, savcı bakıyor, hakim ve savcıların iş yapmasını engelliyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
Varol, örgütlü yapının "şu avukatlar davaya girecek" dediği için o avukatın davayı aldığını dile getirerek, sanıkların dahi kendi başlarına avukat tutma inisiyatifinin bulunmadığını bildirdi.

"Hedefe ulaşma adına her türlü yolu mubah görüyorlar''

Hukukçular Derneği Başkanı Mehmet Sarı da Paralel Devlet Yapılanması'nın her şeyi suistimal eder hale geldiğini belirterek, hukuk mekanizması içinde de kalkışmalar olduğunu ifade etti.

Yapının her şeyi dev aynasında gösterme alışkanlığı bulunduğunu ifade eden Sarı, "Aklı selimin yapması gereken, sistematik oyunlara karşı bir bakış açısıyla hareket etmesi" dedi.

Sarı, fırsatçılık yapmak suretiyle gayri illegal girişimlerde bulunulduğunu ifade ederek, devletin tedbirli olması, gerekli tüm kurum ve kuruluşlarıyla konuya hassasiyet göstermesi gerektiğini vurguladı.

Paralel Devlet Yapılanması'nın içindeki unsurların organize şekilde hareket ettiğini de bildiren Sarı, mekanizmayı zaafa uğratma adına her türlü yola başvurduklarını vurguladı. Sarı, "Hedefe ulaşma adına her türlü yolu mubah görüyorlar" diye konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Hanefi Avcı: Paralel Yapı buz dağının altında saklanıyor

Güncel Haberleri