İspanya Başbakanı Mariano Rajoy’un, Katalonya Özerk Bölgesi’ne bağımsızlık ilan edip etmediklerini net olarak açıklaması için verdiği süre dün sabah yerel saatle 10’da doldu. Katalonya Özerk Bölgesi Başkanı Carles Puigdemont, Rajoy’a hitaben yazdığı mektubunda, bölgesel parlamentonun 10 Ekim’deki oturumunda bağımsızlık ilan etmediğini belirtti. Rajoy, Katalan yönetiminin bağımsızlık ilan etmesi durumunda anayasanın 155’inci maddesini uygulayarak özerkliği askıya alacağını bildirmişti. Katalan parlamentosunun söz konusu oturumunda, 1 Ekim’deki referandum sonuçlarına göre bağımsızlık ilan edildiği, ancak bunun askıya alındığı açıklanmıştı. Merkezi hükümet, Katalonya’ya “Bağımsızlık ilan ettiniz mi etmediniz mi? Siyasi etkileri askıya alınmış ifadesiyle neyi kastediyorsunuz?” sorusunu yöneltmişti.
Öte yandan Puigdemont, özerkliğin iptalinden kaçınmak için bağımsızlık ilan etmediklerini belirtmekle beraber, Madrid’e gözdağı vermekten de geri durmadı. Mektubunda “Eğer İspanyol hükümeti diyaloğu önlemekte ve baskıları sürdürmekte ısrar ederse Katalonya parlamentosu bağımsızlık ilanını oylayacaktır” ifadesini kullandı. Basın kuruluşlarına da gönderilen söz konusu mektubunda Puigdemont, 10 Ekim’de askıya alındığını açıkladığı ve yerel parlamentosunda 72 milletvekili tarafından imzalanan bağımsızlık deklarasyonunun Katalan parlamentosunda oylanabileceğini savundu. Puigdemont, “Katalan parlamentosu 10 Ekim’de hiçbir bağımsızlık ilanı oylamamıştır ve bu ilan mevcut halde halen askıya alınmış durumdadır. Bizim diyalog arzumuza ve tüm çabalarımıza rağmen İspanya hükümetinin tek cevabı özerklik haklarını askıya almak ise bu halen sorunun bilincinde olunmadığının ve konuşmak istenmediğinin bir göstergesidir” ifadesini kullandı.
İspanya hükümeti ise Puigdemont’un mektubunun ardından yaptığı yazılı açıklamada, Bakanlar Kurulunun cumartesi acil toplanarak, “Katalonya özerk yönetiminin yasallığının tekrar sağlanması için” 155’inci maddenin Senatoya getirilmesi kararını alacağını duyurdu. Hükümet, Katalonya yerel yönetimini, gerek ekonomik gerekse birlikte yaşam alanlarında “çok ciddi zararlar verme ve kurumları karşı karşıya getirmekle” suçladı. Anayasanın 155’inci maddesi gereğince Katalonya’da alınacak önlemlere destek veren diğer siyasi partilere teşekkür eden İspanya hükümeti, “Katalonya’da meydana gelen hukuki güvensizliğin etkisiyle ekonomide yaşanan sorunlara son vermek ve vatandaşların tekrardan barış içinde birlikte yaşamalarını garanti etmek ve yasallığa geri dönmek için hükümet tüm önlemleri alacaktır” ifadesini kullandı.
7 SORUDA KATALONYA KRİZİ
* BU NOKTAYA NASIL GELİNDİ?
Her şey, Katalonya’da Eylül 2015’te yapılan bölgesel parlamento seçimlerinin ardından bağımsızlık yanlısı ‘Evet İçin Birlikte’ ve ‘Halk Birliği Adaylığı’ koalisyonunun iktidara gelmesiyle başladı. Katalan hükümeti, 1 Ekim’de yasa dışı bir bağımsızlık referandumu düzenledi. İspanya Anayasa Mahkemesi’nin yasakladığı referandum, kolluğun müdahalesine rağmen yapıldı. Ancak müdahalenin de etkisiyle katılım oranı yüzde 40’larda kalırken, sandıklardan yüzde 92 oranında ‘Evet’ sonucu çıktı.
* BAĞIMSIZLIK HAKKI VAR MI?
İspanya Anayasası, Katalonya’ya geniş bir özerklik vermiş durumda. Katalanların bütün kültürel haklarının yanısıra mali olarak da merkezi hükümetten bağımsız büyük yetkilere sahip. Buna karşın anayasa, devletin bütünlüğüne yönelik bütün faaliyetleri yasaklıyor. İspanya Anayasa Mahkemesi de ilgili maddeye dayanarak 1 Ekim’de Katalan hükümeti tarafından düzenlenen bağımsızlık referandumu ve 10 Ekim’de bölgesel parlamentodaki bağımsızlık konulu oturumun yasa dışı olduğu yönünde hüküm vermişti.
* 155’İNCİ MADDE NASIL İŞLİYOR?
İspanya demokrasi tarihinde ilk defa uygulanması gündemde olan anayasanın 155’inci maddesi özerklik haklarının merkezi hükümete devredilmesini öngörüyor. 155’inci maddenin Senato’da kabulü için mutlak çoğunluk gerekirken, iktidardaki Halk Partisi dışında ana muhalefetteki Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ve Ciudadanos partilerinin desteğiyle kabul edileceğine kesin gözüyle bakılıyor. Sol popülist Podemos partisi ise referandum sürecinin başından bu yana Katalonya’nın attığı adımları destekliyor.
* ASKERİ GÜÇ KULLANILACAK MI?
İspanyol hükümetin Katalonya bölgesinin özerkliğini lağvetme kararı alması halinde, Barselona hükümetinin yetkileri elinden alınacak, meclis feshedilecek. Merkezi yönetimin, Katalanların yetkilerinden vazgeçmeye yanaşmaması halinde askeri önlemlere başvurabileceği belirtiliyor. Katalonya, kendisine ait polis gücüne sahip, ancak bir ordusu yok. İspanyol hükümeti, 1 Ekim’deki yasa dışı referandum sürecinde de Katalonya’ya polis ve jandarma göndermişti.
* ULUSLARARASI TOPLUM NE DİYOR?
1 Ekim’deki bağımsızlık referandumu sürecinde ve sonrasında Katalanlara dünya devletleri ve uluslararası kurumlardan herhangi bir destek gelmedi. Barselona yönetiminin arabuluculuk ve destek çağrısında bulunduğu Avrupa Birliği, açıkça Madrid yönetimini destekledi. AB’nin bu tavrının altında, Katalonya’daki bağımsızlık hareketinin başarılı olması durumunda, bunun avrupa ülkelerindeki özerk bölgelerde domino etkisi yaratması endişesi yatıyor.
* NEDEN BAĞIMSIZLIK İSTİYORLAR?
İspanya’da ülkeyi 25 yıl demir yumrukla yöneten General Franco’nun ölümünden sonra, 1978 yılında Katalonya’ya yeniden özerklik verilmişti. Bunun ardından 2006 yılında Katalonya’nın özerkliği genişletildi, İspanyollardan ayrı bir ulus olduğu kabul edildi. Bütün kültürel haklarına sahip olan Katalonya’nın bağımsızlık talebi ise daha çok maddi nedenlere dayanıyor. Ülke ekonomisinin yüzde 20’sini teşkil eden Katalonya’da, özellikle İspanya’yı sert vuran ekonomik krizin ardından bağımsızlık yanlıları güç kazandı.
* DİĞER BÖLGELERDE DURUM NE?
İspanya’daki yönetim yapısı, ulus devletler ve federal devletlere göre farklılık gösteriyor. Ülkede dört adet özerk bölge bulunmasına rağmen, İspanya federal bir krallık değil. Katalonya’nın yanısıra Bask, Endülüs ve Galiçya bölgeleri de özerkliğe sahip. Ancak bu özerk bölgelerin her birinin merkezi yönetimle ayrı hukukları ve özerkliklerinin ayrı şartları bulunuyor. Bu bölgelerde halihazırda bir bağımsızlık hareketi mevcut değil. Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele eden ETA, 2011’de silah bırakmıştı.