Avusturya'nın başkenti Viyana'da cuma günü düzenlenen zirvede, daha önceki toplantılarında olduğu gibi günlük ortalama 30 milyon varillik resmi bir üretim üst sınırı belirlemeyen OPEC'in fiili üretim seviyesi, son aylarda resmi miktarın üzerine çıkarak ekimde günlük ortalama 31,4 milyon varile yükseldi.
Suudi Arabistan ve Irak gibi üyelerin bireysel petrol üretimlerini artırmasıyla, OPEC'in resmi kota seviyesinin son zamanlarda işlevini yitirdiği tartışılırken, resmi üretim üst sınır kararının kartelin haziran ayında yapacağı olağan genel toplantıya ertelemesi, üzerindeki yaptırımların kaldırılmasını bekleyen ve gelecek yıl petrol üretimini artırmayı hedefleyen İran'ı, OPEC'in en önemli gündem maddesi yaptı.
OPEC Genel Sekreteri Abdullah El-Bedri, toplantı sonrasında düzenlediği basın toplantısında, kartelin resmi kota kararının, İran'ın petrol piyasasına geri dönmesine kadar bekletileceğine dikkati çekerek, "Bir şekilde İran'a yer temin etmek durumundayız. Bu nedenle, resmi kota kararımızı bir sonraki toplantıya erteleme kararı verdik" ifadeleriyle gündemin zorluğuna işaret etti.
OPEC'teki ayrılıklar yeni bir boyut kazandı
OPEC'in İran'ı bekleme kararını, AA muhabirine değerlendiren uzmanlar ise bu durumun Suudi Arabistan ve İran arasındaki ilişkileri gergin hale getirerek, kartel içinde yeni ayrılıklara neden olacağını savundu.
ABD'de bulunan Mea-Risk araştırma kuruluşunun İş Gelişim ve Araştırma Başkan Yardımcısı Cyril Widdershoven, OPEC'in kararsız tutumunun, karteli artık birleşik ve bütünleşik bir yapıdan çıkardığını vurgulayarak, İran'ın, dünyanın en büyük petrol ihracatçısı ve OPEC'in günlük ortalama 10,3 milyon varillik üretimle en nüfuzlu üyesi olan Suudi Arabistan'ın gücünü tehdit ettiğini dile getirdi.
Toplantıdan önce OPEC içinde üretim kısmayı isteyen ülkelerin Suudi Arabistan tarafından bir şekilde kontrol altında tutularak, düşük petrol fiyatlarına karşı kartelin nispeten Riyad tarafından korunduğunu söyleyen Widdershoven, "Artık bu günler geride kaldı. İran, Suudi Arabistan'ın karteli etkilemesini ve yönlendirmesini istemiyor. Tahran yönetimi kendi üretimini artırmayı, Venezuela ve diğer orta boyuttaki üretici ülkelerle birlikte de OPEC'in üretim kotasını kısarak petrol fiyatlarını yükseltmeyi hedefliyor" ifadelerini kullandı.
Küresel ekonomik büyümenin zayıf kalması ve dünya genelinde toplam ham petrol talebinin gelecek yıl düşük olması olasılığını da değerlendiren Widdershoven, "Bu durumda, bölgesel rakip olan Riyad ve Tahran yönetimleri, önce OPEC içinde, daha sonra bölgedeki siyasi ve güvenlik istikrarsızlıklar üzerine çatışabilir.
Suudi Arabistan, İran üzerindeki yaptırımların kalkmasını hiçbir zaman istemedi. İki ülke OPEC içinde karşı karşıya gelirse, bu durum bölgede sonu bilinmeyen ve arzu edilmeyen orantıda çatışmalara dönüşebilir" dedi.
Rusya-İran yakınlaşmasına dikkat
OPEC'in güçsüz durumu bir yandan Suudi Arabistan'ı sıkıştırırken, öte yandan Rusya'nın, düşük petrol fiyatlarına rağmen, piyasadaki rekabet gücünü artırıyor. Geçen yaz, OPEC ile Rusya arasında petrol üretim miktarlarını kısma konusunda yapılan görüşmelerden olumlu bir karar alınamamasının ardından, Moskova, pazar payını koruyabilmek için, petrol üretimini Sovyetler dönemindeki günlük ortalama 10,7 milyon varillik rekor seviyesine yükseltti.
Suudi Arabistan'ın da pazar payını korumak için aynı stratejiyi izlediğini hatırlatan Widdershoven, "Riyad, bu taktiğine devam etmek istiyorsa, Moskova ve Tahran'ın petrol konusunda yakınlaşmasına çok dikkat etmeli. Suriye konusunda işbirliği içinde bulunan Rusya ve İran, küresel petrol piyasasında da koordineli hareket ederse, OPEC içinde yeni çatışmalar kaçınılmaz" değerlendirmesini yaptı.
Londra'da bulunan bağımsız araştırma şirketi Capital Economics’in Enerji Piyasaları Ekonomisti Liza Ermolenko da Rus ekonomisinin, düşük petrol fiyatları nedeniyle zor günler geçirdiğini anımsatarak, ekonomideki düzelmenin oldukça zayıf olduğunu vurguladı.
Ermolenko, Rus ekonomisindeki yapısal sorunlara dikkati çekerek, "Rus ekonomisi, bütçe açığı, yüksek enflasyon ve düşük rubleyle mücadele içinde. Düşük petrol fiyatları, yavaş büyüme ve siyasi riskler ve belirsizlikler de ekonomik büyümenin gelecek yıl da yavaş kalmasını gösteren önemli etkenler" dedi.
ABD kaya petrolü
Düşük petrol fiyatlarından etkilenen bir başka önemli ülke ABD'yi farklı kılan en önemli noktaysa, Suudi Arabistan, İran ve Rusya gibi petrol üretiminin devlet tarafından yönlendirilememesi olarak ortaya çıkıyor.
ExxonMobil ve Chevron gibi büyük üreticilerinin yanı sıra on binlerce küçük ve orta ölçekli üreticiden meydana gelen ABD'nin serbest petrol piyasası da düşük fiyatlar nedeniyle zor günler geçiriyor. Ülkedeki petrol sondaj kuyusu sayısı Ağustos 2014'ten bu yana yüzde 65 daralıp, ham petrol üretimi nisan ayından bu yana günlük ortalama 9,6 milyon varilden 9,2 milyon varile gerilese de bu miktarlar Suudi Arabistan ve OPEC'in beklentisinin çok üzerinde seyrediyor.
Riyad yönetimi ve OPEC, petrol fiyatlarının varil başına 115 dolardan düşmeye başladığı Haziran 2014'ten bu yana üretimde kısıtlamaya gitmeyerek, üretim maliyeti yüksek olan ABD'li kaya petrolü üreticilerini pazar dışına itmeyi hedefliyordu. Ancak, ABD'li üreticilerin, varil başına ortalama 40 dolarda seyreden düşük petrol fiyatlarına yeni üretim teknolojileri ve metotlarıyla adapte olması Suudi Arabistan'ın planlarını bozdu.
Merkezi ABD'de bulunan uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs'ın yayınladığı rapora göre, petrol piyasasındaki önemli aktörlerin üretimlerini kısmaması, küresel petrol arzının artmaya devam etmesi ve petrol stoklarının artarak rafinerilerin tam kapasiteye ulaşması durumunda, gelecek yıl petrolün varil başına 20 dolara kadar düşeceğine işaret ediyor.
Mevcut tablo
Suudi Arabistan ilk aşamadan beri yaptırımların kaldırılmasını istemediği İran ve dış gelişmeler karşısında, OPEC içindeki nüfüzunu kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Hele, Tahran ile Moskova arasındaki yakın ilişkilerin petrol piyasasında da işbirliğine gitmesi durumunda, Riyad'ı 2016'da daha da zor günler bekliyor.
Nükleer programı nedeniyle Batılı yaptırımlara maruz kalan İran'ın günlük ortalama petrol üretim miktarı 2011'de 3,6 milyon varilden 2013'de 2,6 milyon varile kadar gerilemiş, bu yıl ise 2,8 milyon varil seviyesinde seyretmişti. Ancak, İran Petrol Bakanı Bicen Namdar Zengene'nin yaptırımlar kalktıktan sonra ülkesinin petrol üretimini 6 ay içinde günlük ortalama 1 milyon varil artırarak, İran'ı tekrar OPEC'in ikinci en büyük petrol üreticisi yapmayı hedeflemesi, kartelin gündem belirlemesini şimdiden zora sokmuştu.
ANKARA/AA