İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Güven ve avukatı katıldı.
Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı Orhan Uzun, Güven'in terör örgütleri FETÖ veya PKK mensubu ve üyesi olmasının zorunlu olmadığını belirterek, bu nedenle sanık hakkında gerek FETÖ gerekse PKK örgüt üyeliği hakkında bir suçlama yapılmadığına vurgu yaptı.
Bir davranışın "propaganda" olarak kabul edilmesi için terör örgütleriyle ilgili öğreti, düşünce veya inancı başkalarına tanıtmak, benimsetmek ve yaymak amacıyla yapılması gerektiğine dikkati çeken savcı Uzun, mütalaasında, örgüt propagandasıyla ilgili Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararları ile Yargıtay'ın içtihatlarına yer verdi.
Mütalaada, sanığın "İlk FETÖ iddianamesini hazırlayan Başsavcı Mustafa Alper'i kamyon biçti." paylaşımına işaret edilerek, bu paylaşımla ilgili aynı platform üzerinde yorumların, Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün organlarına "din" ve "adalet" gibi yüce değerleri istismar ederek sirayet ettiği, işbirlikçileri olan dış odakların talimatıyla ilgili ülkede kanlı darbe girişiminde bulunmaya cüret eden FETÖ ile mücadele edilmesinin adeta haksızlık ve zulüm olduğu algısı oluşturduğu anlatıldı.
Suça konu paylaşıma yapılan yorumlara da yer verilen mütalaada, söz konusu yorumlarda "FETÖ" lehine ifadelerin yer aldığı kaydedildi.
Bu paylaşımın Cumhuriyet gazatesinin resmi Twitter hesabında bulunduğu, sanık Güven'in de internetten sorumlu genel yayın yönetmeni olduğu ve beyanında da söz konusu paylaşımın talimatıyla yapıldığını belirtiğine yer verilen mütalaada, sanığın hakkındaki suçlamaları reddettiği hatırlatıldı.
"DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLARI AŞILDI"
Mütalaada, sanık Güven'in eylemiyle ilgili şu değerlendirme yapıldı:
"Meydana gelen trafik kazasında şehit olan Başsavcı Alper'in FETÖ ile mücadele konusunda sembol isimlerden olması dolayısıyla yürüttüğü soruşturmalar, düzenlediği iddianameler ve görevi gereği verdiği kararların neticesi olarak kendisini kamyonun biçtiğini, bu şekilde görevi dahilinde yaptıklarının ölümünün sebebi olduğu ifade edilmiştir. Örgütle mücadelede görev yapan kamu görevlilerin uğrayacakları akibete dikkat çekilmiştir. Kamuoyunda FETÖ'ye yönelik mücadelenin hassasiyetini ortadan kaldırmak için yapılan soruşturmaların neticesiz kalacağı, örgütün meşru amaçlar uğrunda mücadele ettiği algısı oluşturulmuş, düşünce, açıklama özgürlüğünün sınırları aşılarak atılı örgüt propagandası suçu işlenmiştir."
Bunun haricinde sanığın sosyal medya hesapları incelendiğinde, "Kandil'den sert tepki silah bırakma beklentisi boş", "Kandil'de KCK eşbaşkanları konuştu: Öcalan serbest kalmadan silahlar bırakılmaz" ve "Ya Apo Kandil'e, ya biz İmralı'ya... Ahmet Şık'ın Kandil röportajı" paylaşımlarında bulunduğuna vurgu yapılan mütalaada, bu paylaşımlar nedeniyle sanık hakkında "terör örgütüne ait bildiri ve açıklamaları basıp yayımlamak" suçundan kamu davası açıldığı anlatıldı.
Mütalaada, gazetenin internet sitesinde yayınlanan örgüt açıklamalarının, terör örgütlerinin cebir, şiddet içeren, yöntemleri meşru gösteren, teşvik eder içerikli olması gerektiği, bu anlamda sanığın "Ya Apo Kandil'e, ya biz İmralı'ya... Ahmet Şık'ın Kandil röportajı" şeklindeki paylaşımın cebir ve şiddet içermediğinden düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
"CEBİR VER ŞİDDET İÇEREN PAYLAŞIMLAR"
Mütalaada, sanığın "Kandil'den sert tepki, silah bırakma beklentisi boş", "Kandil'de KCK eşbaşkanları konuştu: Öcalan serbest kalmadan silahlar bırakılmaz" şeklindeki paylaşımlarının düşünce açıklaması ve basın özgürlüğünü aşan bir durum olduğu ifade edilerek, bu paylaşımların ise cebir ve şiddet içerdiği kaydedildi.
Cumhuriyet Savcısı Orhan Uzun mütalasında, sanığın söz konusu paylaşımlar nedeniyle "terör örgütü propagandası yapmak" ve "terör örgütünün yayınlarını ve açıklamalarını yayınlamak" suçlarını işlediği gerekçesiyle 2 yıl 9 aydan 12 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Duruşmada mütalaaya karşı beyanı sorulan sanık Oğuz Güven, esas hakkında savunma yapmak için süre talep etti.
Mahkeme heyeti de sanığa savunma yapması için süre vererek duruşmayı erteledi.
İSTANBUL/AA