Suriye’nin İdlib kentinde aralarında çocukların da olduğu 100'e yakın kişinin ölümüne, 400 kişinin de yaralanmasına yol açan zehirli gaz saldırısı sonrası Trump yönetimi, Obama’yı suçladı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada “Esed rejiminin çirkin eylemleri, Obama yönetiminin zayıflık ve kararsızlığının bir sonucudur” ifadeleri kullanıldı.
Peki Obama’yı Esed’e karşı zayıflık ve kararsızlıkla suçlayan Trump, 20 Ocak’tan bu yana Suriye politikasını değiştirecek bir adım attı mı?
Aljazeera'dan Ece Göksedef'in yazısına göre 20 Ocak’ta Başkanlık koltuğuna oturan Donald Trump, henüz Suriye politikasında nihai kararını vermediğini söylüyor. Ancak bugüne kadar sahada görülenler Trump’ın, suçladığı Obama yönetiminden farklı bir adım atmadığını ve aynı politikayı sürdürdüğünü gösteriyor.
OBAMA GERİ ADIM ATTI, OBAMA YERİNDE DURUYOR
2011'den itibaren Esed'in çekilmesi gerektiğini açıkça dile getiren Obama yönetimi, sonraki aylarda iş bunun gereğini yapmaya geldiğinde tereddüt etti. 21 Ağustos 2012'de ise askeri seçeneği tek bir durumda, ‘kırmızı çizgim’ dediği kimyasal silah kullanımı olursa değerlendireceklerini açıkladı.
Ancak Haziran 2013'te rejim kimyasal silah kullandığında da Esed’e karşı bir adım atmadı. Obama bunun yerine Rusya'nın Suriye'deki kimyasal silahları ülke dışına çıkarma önerisini kabul etti. O tarihten sonra Rusya'nın rejime desteği arttı, Obama yönetiminin odağı zamanla Esed’den IŞİD’le mücadeleye kaydı ve Esed rejiminin manevra alanı genişledi.
Trump da henüz bu çizginin dışına çıkacak herhangi bir adım atmadı.
"ESAD'LA İLGİLİ GERÇEKLERİ KABUL ETMEK ZORUNDAYIZ"
Washington’daki yeni yönetim, Esed’le ilgili bir çıkış yapan ABD Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Nikki Haley’nin sözlerini adeta toparlamaya çalıştı.
29 Mart’ta New York’ta bir düşünce kuruluşunun toplantısında yaptığı konuşmada “Esed gitsin mi kalsın mı tekrar bunlara girmeyeceğim ama Beşşar Esed ve İran, Suriye krizinin çözümü önünde büyük bir engel” dedi.
Haley’nin bu sözleri, bir gün sonra Ankara’ya resmi ziyarette bulunan ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’a soruldu. Tillerson ““Uzun vadede Esed’in durumuna, gidip gitmeyeceğine Suriye halkı karar verir” yanıtını verdi.
Tartışmalar üzerine konuya Beyaz Saray açıklık getirdi. Beyaz Saray sözcüsü Sean Spicer 31 Mart günü düzenlediği basın toplantısında “Esed konusunda, şu an bulunduğumuz nokta itibarıyla kabul etmek zorunda olduğumuz bir siyasi gerçeklik var” ifadelerini kullandı.
Gelinen nokta için Obama’yı suçlayarak “Geçen yönetim döneminde Esed konusunda pek çok fırsat kaybettik" dedi. Ancak Trump yönetiminin en önemli önceliğinin de IŞİD’le mücadele olduğunu bir kez daha söyledi.
Esed’in İdlib’e yönelik yoğun bombardımanı ve zehirli gaz saldırısı, bu sözlerin üzerine geldi.
TRUMP'IN ÖNCELİĞİ DEAŞ
Başkanlık seçimi kampanyası boyunca Obama’nın Suriye politikasını çelişkili açıklamalarla eleştiren Trump, ne yapılacağıyla ilgili somut bir şey söylemekten ise kaçındı.
Örneğin başkan seçildikten birkaç gün sonra Wall Street Journal’a verdiği röportajda Obama’yı eleştirirken, aslında O’nun sürdürdüğü politikayı savunuyordu:
“Siz Suriye’yle savaşıyorsunuz. Suriye IŞİD’le savaşıyor ve siz de IŞİD’den kurtulmak zorundasınız. ABD’nin Suriye’deki asıl amacı IŞİD’le mücadele olmalı. Esed’i hiç sevmesem de rejimini desteklemek radikalleri durdurmak için en iyi yol.
Rusya şu an tamamen Suriye’nin müttefiki. Bir de bizim yüzümüzden gittikçe güçlenen İran var Suriye’yle müttefik olan. Şu an biz Suriye’ye karşı müttefikleri destekliyoruz ve bu insanların kim olduğuna dair hiçbir fikrimiz yok. Eğer Esed’e saldırırsak, Rusya’yla da savaşa gireriz.”
Bu sözler Esed’i de umutlandırdı. Öyle ki Esed bu sözlerin hemen ardından Protekiz Devlet Televizyonu’na verdiği röportajda Donald Trump’ın seçilmesinden memnun olduğunu dile getirerek “Eğer teröristlerle savaşacaksa, elbette ki biz de müttefiki olacağız, bu şekilde doğal müttefikler olacağız” dedi.
Trump’ın muhalifleri desteklemekle eleştirdiği Obama’nın ılımlı muhaliflere olan desteği zaten çok kısıtlıydı. Obama, Suriye’de ABD’ye ortak olarak PKK’nın Suriye kolu olan YPG’yi seçmişti. Bugüne kadar Trump da YPG’ye verilen desteği sürdürdü.
RUSYA'YLA İLGİLİ ÇELİŞKİLİ İFADELER
20 Ocak’ta görevi Obama’dan devralmadan beş gün önce Alman Bild ve İngiliz The Times gazetelerine verdiği röportajda Trump, yine Obama’nın Suriye politikasını eleştiriyordu. Bu kez konu, Rusya’nın Suriye’ye bu denli müdâhil olmasına izin verilmesiydi.
Sadece iki ay önce Esed rejimini desteklemek gerektiğini ve ülkedeki radikallerle mücadele etmek için Rusya ile de işbirliğini yapılabileceğini söyleyen Trump, bu kez Batı’nın harekete geçmemesini eleştirdi. ABD’nin o dönem Rusya ve Esed’i durdurulabileceğini ancak artık çok geç olduğunu söyledi:
“Obama, Beşşar Esed’in ve Putin’in Suriye’deki muhalif güçlere karşı savaşında önüne geçemedi, onları durdurmada başarısız oldu. ABD onları kumda bir çizgide sabit tutabilirdi ancak şu an çok geç. Batı’nın müdâhil olmaması insani krizi de doğurdu.
Halep korkunçtu. Yani kentin dışına çıkan yaşlı kadınları vururken onları gördüğünüz zaman, adeta spor için onları vuruyor gibiydiler. Kadınlar yürüyemiyor bile, yine de onları vuruyorlar. Hayır, bu korkunç bir durum.”
24 Ocak’ta ise gazetecilerin sorularını yanıtlayan Beyaz Saray Sözcüsü Sean Spicer Trump'ın Suriye'de IŞİD'e karşı Rusya ile olası bir ortak askeri operasyona açık olduğunu söyledi. Washington’dan gelen bu açıklama, Esed rejimiyle birlikte Suriye’de operasyon yürüten Rusya ile birlikte hareket edilebileceğini ortaya koyuyordu.
Trump’ın Ortadoğu politikasının ana eksenini İsrail’in güvenliği ve İran karşıtlığı oluşturuyor. Obama’yı İran’la imzalanan nükleer anlaşma sebebiyle sert bir dille eleştiriyor. Bu sebeple her ne kadar ‘radikal gruplara karşı Esed rejiminin desteklenmesi gerektiğini’ düşünse de İran’ın bölgede güçlenmesinin önüne geçmeye çalışıyor. Ülkedeki radikal gruplarla mücadele etmek için Rusya’nın işbirliğinden ve Suriye’de Esed’in arkasında İran yerine Rusya’nın bulunmasından yana.
GÜVENLİ BÖLGE ÇIKIŞI SONUÇSUZ
Trump, Ocak sonunda Suriye içinde güvenli bölgelerin kurulması için Pentagon’a bir plan sunmasını emretti. Ankara plana destek verdi. Ancak Pentagon’un hazırladığı Suriye planına güvenli bölgelerin ne kadar dâhil olduğu, detayları henüz açıklanmadı.
Rusya’dan ise olumsuz tepki geldi. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un “Güvenli bölge için Esed’in onayı gerekiyor” sözlerinin ardından bugüne kadar Trump güvenli bölgelerle ilgili herhangi bir adım atmadı.