Çanakkale Deniz Müzesi Komutanlığı Yüzer İskelesi’nde demirli bulunan ‘TCG Nusret (N-16)’, 104 yıl önce mayınlarını döktüğü rotada ilerledi. Gemide Nusret’in kahramanlığı video gösterisiyle katılımcılara aktarıldı. Daha sonra şehitler için Çanakkale Valisi Orhan Tavlı ile Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Levent Kerim Uça tarafından denize çelenk bırakıldı.
Çanakkale Savaşları’nın ilk aşamasını oluşturan 18 Mart Deniz Zaferi’nin, dünya harp tarihine geçmiş bir kahramanlık destanı olduğunu vurgulayan Üsteğmen Bora Öykü Baran, “Çanakkale Zaferi’nin kazanılmasında en büyük pay, kahraman Nusret Mayın Gemisi’ne aittir. Nusret Mayın Gemisi’nin Erenköy Koyu’nda kurduğu bu engel, Çanakkale Deniz Savaşı’nın ve tarihin akışını değiştirmiştir. Hafif sisli ve yağışlı 8 Mart sabahı Yüzbaşı Hakkı Bey’in komutasında Nara’dan avara eden Nusret, Anadolu kıyısını izleyerek seyre başlamış ve boğazı kapatan mayın hatları arasında emniyetle geçerek şu anda bulunduğumuz noktaya varmıştır” dedi. Üsteğmen Baran, “Yüzbaşı Hakkı Bey’in komuta ettiği Nusret’in katkısıyla kazanılan bu zafer, Türk askerine moral, Türk milletine sevinç kaynağı olmuştur” dedi.
NUSRET MAYIN GEMİSİ ŞİMDİ NEREDE?
Nusret Mayın Gemisi, 1955 yılında kadar görevde kalmış, 1962 yılında özel sektöre satılmış ve 1990 yılına kadar kuru yük gemisi olarak kullanılmıştır. 1990 yılında ise daha fazla dayanamayarak Mersin Limanı‘nda sulara gömülmüştür.
10 sene boyunca su altında kalan Nusret Mayın Gemisi, Tarsus Belediyesi’nin çalışmaları ile denizden çıkarılmış, yapılan vefasızlıktan kurtarılarak büyük bir titizlikle ayağa kaldırılmış, bakım ve onarımı yapılmıştır. Nusret Mayın Gemisi’nin orijinal halinden yük gemisi yapılması için eklenen parçalar çıkarılmış ve Tarsus’taki, Çanakkale Savaşı Şehitleri anısına yaptırılan parka yerleştirilmiştir. Çanakkale Zaferi Kültür Parkı‘nın tam ortasına yerleştirilen Nusret Mayın Gemisi’nin bir kopyası da Çanakkale Deniz Müzesi‘nde sergilenmektedir.
NUSRET MAYIN GEMİSİ'NİN HİKAYESİ NEDİR?
18 Mart Deniz Savaşı'nda müttefik donanmasını bozguna uğratıp, düşmanları şaşkına çeviren, 26 mayınla bir milletin yazgısını değiştiren kahramanlığın hikâyesidir Nusret Mayın Gemisi.
Nusret Mayın Gemisi 3 Eylül 1914'te Çanakkale'ye gelmişti. Fakat Osmanlı Devleti'nin mali sorunları sebebiyle, boğazı mayınlayabilmek için yeterli miktarda mayın bulunamıyordu. Düşman gemilerinin hareketlerinin sürekli ve dikkatli bir şekilde incelenmesiyle Türk askerleri mükemmel bir analiz yaptı.
Cevat Bey 6 Mart gecesi, mayın grup komutanı Hafız Nazmi Bey'e “Sana çok önemli bir görev veriyorum. Vatanın selameti bu görevin başarıyla yerine getirilmesine bağlıdır. Yarın akşam, Nusret' le son 26 mayını şu gördüğün Erenköy Mevkii de kıyıya paralel olarak dökeceksin. Düşman hareketinizi seçer, size saldırıya kalkışırsa kıyı toplarımız önceden aldıkları talimata uygun olarak hareket edecek ve sizi himaye ateşiyle koruyacaklar. Kendinizi göstermemeye çaba harcayın. Allah yardımcınız olsun." Mayınların boğaza dik şekilde değil de kıyıya paralel olarak Erenköy Mevkii'ne dökülmesi fikri, mayın uzmanlarının ince bir çalışmayla ortaya çıkardıkları mükemmel bir fikirdi.
Çünkü düşman gemileri Çanakkale Boğazı’na bölük bölük giriyor ve görevini tamamlayan grup geriye dönerken arkadaki grupların yollarını kesmemek amacıyla boğazın en geniş yerlerinden biri olan Erenköy Mevkii 'den dönüş yapıyordu. Verilen kararla mayınlar da bu manevra sahasına kıyıya paralel ancak manevra hattına dik olarak yerleştirilecekti. Nazmi Bey, bir sonraki gün Nusret Mayın Gemisi komutanlığını yapacak olan Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'yı buldu. Nusret'in genç komutanı Yüzbaşı Hakkı Bey, bundan iki gün önce kalp krizi geçirmiş ve rahatsızlanmıştı. Buna rağmen, savaşın ve ülkenin sorumluluğunu omuzlayarak görevi kabul etti.
YÜZBAŞI HAKKI BEY KİMDİR?
7 Mart tarihinde gece yarısı Nusret Mayın Gemisi demir alarak Çanakkale'den uzaklaştı. Gemi daha önceden döşenmiş olan mayın hatlarından geçiyor ve Erenköy Mevkii 'ne giriyordu. Uzaklarda dolaşan düşman devriye gemileri fenerlerle Çanakkale Boğazı’nı gözlüyorlardı. Bu sırada Nusret’te ilk mayın platforma alınmış ve atış anı beklenmeye başlamıştı. Vatanın selameti için bir zafer gerekliydi ve şimdi bu zaferin tek çaresi, Nusret'ti. Mayınları mutlaka yerine bırakmalıydı. Teker teker ve sessizce kalan son 26 mayını suya bırakmaya başladı. En sonunda tüm mayınlar belirlenen rota doğrultusunda dökülmüştü. Sırada en az mayınların dökülüşü kadar tehlikeli olan geri dönüş yolculuğu vardı. Daha önce dökülmüş olan mayınlar ve düşman kuvvetleri Nusret'in rotası üzerinde bulunuyordu. Neyse ki o karanlık gecede kimse Nusret’i görmemiş ve görev yerine getirilmişti. Fakat Yüzbaşı Hakkı’nın hasta kalbi bu heyecanı kaldıramamış ve oracıkta duruvermişti.
Mayınların yerleştirilmesinden on gün sonra müttefik donanması saldırıya geçti. Savaş tam onların istediği şekilde, kontrollü olarak devam etmekteydi ki, birden geri dönen müttefik gemilerinde büyük patlamalar meydana geldi. Düşmana büyük bir şok yaşatan ve bozgun yaşatan bu patlama, 7–8 Mart gecesinde büyük bir cesaretle sulara dökülen Nusret'in mayınlarıyla gerçekleşti. Düşmanın yüzen kaleleri birer birer batmaya başlamıştı.
İtilaf Devletlerinin bu olayla üç büyük savaş gemisini (Irrestable, Ocean, Bouvet)yok edildi, üç tanesi de (Inflexible, Golva, Suffen) büyük hasara uğratıldı. Nusret'in yaptığı bu görev tarihi değiştirdi ve ona dünyanın en ünlü mayın gemisi unvanını kazandırdı. Nusret Mayın Gemisi ile kazanılan zafer, bir vatanın selametini sağlamış ve düşman donanmasının Marmara'ya bayraklarını dalgalandırarak girmesine izin vermemişti.