Birlikişi raporu hazırlamak için Prof. Henning Sass, yaklaşık dört yıl süren NSU davası boyunca Beate Zschaepe’yi duruşmalarda izledi. Prof. Sass, her duruşmada Zschaepe’nin tüm mimiklerini, hareketlerini, kurban ailelere bakışlarını, ağlayan tanıkları nasıl gözlemlediğini bir bir not etti. Bununla NSU davasının baş sanığı Zschaepe’nin psikolojisini, ruh sağlığını ortaya çıkarmaya çalıştı. Prof. Sass, sonunda 173 sayfalık bilirkişi raporunu tamamlayıp mahkemeye sundu. Bilirkişi raporunun amacı sanığın cezai ehliyetini araştırmak. Rapor ise çok net: Zschaepe’nin cezai ehliyeti tam var. İşlenen suçların tamamen bilincinde.
RAPOR İKİ SEÇENEĞE AYRILDI
Bilirkişi raporu iki seçenekten hareket ediyor. Eğer Zschaepe’nin mahkemede anlattıkları doğruysa, yani seri cinayetleri sonradan öğrendi ve karşı çıktıysa ama sonunda çaresizce boyun eğdiyse, o zaman cinayetleri işleme eğilimi yok. Fakat Prof. Sass, bu kanaatte değil. Yani Zschaepe’nin anlattığı gibi cinayetleri işlendikten sonra öğrendiği, “Niçin yaptınız?” diye kızdığı, bağırıp çağırdığı, sonunda çaresizce sustuğu kanaatinde değil. Çünkü mahkemede izlediği Zschaepe’yle yazılı ifadesindeki Zschaepe karakteri birbirine uymuyor. Duruşmalarda çok güçlü, dediğini yapan, ne istediğini bilen, özgüveni olan, mücadeleci, sakin bir Zschaepe karakteri çiziyor. Böyle bir karakterdeki kişinin bu kadar dramatik ve trajik cinayet olaylarında ötekilerin iradesine boyun eğmesi mümkün değil. Tanıkların, komşuların ve arkadaşlarının anlattıklarına göre de Zschaepe dışardaki yaşamında mutsuz değil. Cinayetlere karşı çıkan birinin üzgün, hayattan bıkkın olması gerekir. Tam tersine Zschaepe, etrafa oldukça neşeli ve mutlu biri görüntüsü veriyor.
ZSCHAEPE DEĞİŞİME UĞRAMADI
Ayrıca çete ortaya çıkınca, seri cinayetleri çetenin işlediğini gösteren videoyu belirli yerlere dağıtan Zschaepe, bilinçli ve çok farklı bir suç işleme enerjisine sahip. Hürriyet'in haberine göre raporda Zschaepe’nin NSU ortaya çıktıktan sonra da olaylardan sarsıldığına dair bir gösterge olmadığı, o günden bugüne kadar da bir değişime uğramadığı vurgulanıyor. Zschaepe’nin tekrar aşırı sağ çevreye girmekten geri kalmayacağına işaret ediliyor. Bu durumda Zschaepe’nin ömür boyu güvenli gözaltında tutulması, yani hiç dışarı bırakılmaması anlamına geliyor.
Almanya’nın en esrarengiz cinayeti Peggy olayında NSU parmağı var mı? 9 yaşında kaybolan Peggy’nin 15 yıl aradan sonra, bu yıl bir ormanda bulunan kemikleri yanındaki kumaş parçasında adli tıp, neonazi terör örgütü NSU elebaşı Uwe Böhnhardt’ın parmak izlerini bulmuştu. Bunun üzerine Peggy’yi de NSU mu öldürdü, sorusu gündeme geldi. Federal Asayiş Şubesi (BKA), parmak izinin metreden bulaşmış olabileceği ihtimalinden hareket ediyor. Peggy’nin kemiklerinin bulunduğu yer ve NSU tetikçisi Uwe Böhnhardt’ın ölüsüyle ilgili olay yerinde çekilen fotoğrafları inceleyen BKA, iki yerde de ölçü aleti olarak aynı metrenin kullanıldığı görüşünde. Ancak incelemenin sürdüğü belirtildi.