ÜRÜN DİRİER
Nöroloji Uzmanı Dr. Emel Gökmen, migren ve kulunç (fibromiyalji) gibi kronik ağrıların otonom sinir sistemindeki elektrik kaçaklarından kaynaklandığını iddia ediyor. "Her hücre diğerleriyle iletişim kurmak için radyo yayını gibi bir yayın yapar. Yaşanan fiziksel travmalar bu yayında kaçaklara neden olur. İşte migren başta olmak üzere kulunç ve çoğu kronik ağrının sebebi budur" diyen Dr. Gökmen, ısırgan ve acıbademle uygulanan nöral terapi ile, vücudun biyoelektrik sistemini tedavi etmenin ve kaçakları kapatmanın mümkün olduğunu söylüyor. 10 yılda 5 bin migren hastasını tedavi eden Dr. Gökmen, "Bu rahatsızlıkları sadece hassas insanlar yaşıyor. Bu insanlar aynı zamanda yaratıcı ve duyarlı kişilik özellikleri sergiliyor" diyor.
“3 yaşında bir kız çocuğuyken bile sürekli kusardım, hep midem bulanırdı. Migrenle işte böyle tanıştım. Kendi başım çatlayacak gibi ağrırken, baş ağrısından mustarip hastaları dinlemeye çalışırdım. 2004 yılında nöral terapi yaklaşımını öğrendikten sonra hayatım çok değişti. Önce kendi baş ağrılarınmla baş etmiş, daha da önemlisi migrene bir yol bulmuştum. Hastaları ayrıntılı dinliyor, notlar alıyor, düşündüğüm olası nedenleri çözüyor, hastadaki değişimleri tekrar not alıyor, bir anlamda ağrıyı dinliyor, tüm bu verileri matematiksel bir algoritmaya yerleştiriyordum. Benzer hasta gruplarında aynı sonuçları defalarca aldığımda o grup için nedeni belirliyordum...”
Ağrının nedeni bedensel elektrik kaçakları
Bu sözler, ağrı tedavisinde yeni bir yaklaşım geliştiren ve adını da “Gökmen Yaklaşımı” koyan Nöroloji Uzmanı Dr. Emel Gökmen'e ait. Gökmen'e göre migren sanıldığı gibi bir beyin hastalığı değil, bir beden hastalığı. Daha da açık ifadesiyle otonom sinir sistemi hastalığı. Otonom sinir sistemi, yaşamsal faaliyetlerimizi biz farkında olmadan yöneten sistem. Santral sinir sistemini kablolu ağa benzetirsek, otonom sinir sistemini kablosuz ağ olarak tanımlayabiliriz. Damarlar, kan basıncı, kalp ritmi, solunum, salgı bezleri, mide ve bağırsaklar otonom sinir sistemi tarafından düzenleniyor. Bu sistem biyo-elektriksel bir yapı. Uç uca eklediği varsayılırsa ekvatoru 12 kez dolaşacak kadar büyük bir iletişim ağı. Her hücre diğer hücrelerle bilgi paylaşımı yapabilmek için elektriksel bir yayın yapıyor. Ameliyat, hastalık, sezaryen, iltihap, diş sorunları ve travmalar, bedende bozucu alanlar yani elektrik kaçakları meydana getirerek iletişimde parazit “ses”lere yol açıyor. İşte hemen tüm kronik ağrılar da bu elektrik kaçaklarından kaynaklanıyor. Dr. Gökmen, hiperpolarize denen biyo-elektriksel bir etki ile elektrik kaçaklarını kapatmanın mümkün olduğunu söylüyor. Bunun en kolay yollarından biri, kısa süreli anestezi etkisi yapan ısırgan-acıbadem karışımını enjekte ederek uygulanan nöral terapi.
Nobel ödüllü tedavi: Nöral Terapi
1925 yılında Alman anestezist kardeşler Ferdinand ve Walter Huneke, yanlışlıkla enjekte ettikleri procainli (kısa etkili lokal anestezik) preparatla kız kardeşlerinin migreninin iyileştiğini fark etmiş. Nöral terapi yaklaşımı da işte böyle başlamış. 1960'lı yıllara gelindiğinde bir grup bilim adamı, hastalıkların birçoğunun otonom sinir sistemine ait sorunlardan kaynaklandığını ispatlamıştı. Bu çalışmalarda ortaya konan teori, Prof. Pischinger ve Prof. Heine tarafından geliştirilerek Matriks Teorisi adını almıştı. 1990'larda ise Nobel ödüllü Alman hücre fizyologları Prof. Neher ve Dr. Sakman, nöral terapide kullanılan lokal anesteziklerin otonom sinir sisteminde tedavi edici etkisini açıklamayı başarmıştı. Dr. Gökmen tedavisini, bu bilgiler ışığında geliştirmiş.
Migren bir ayrıcalıktır
Migrenli hastaların elektrik kaçaklarına diğer insanlara kıyasla daha hassas olduklarını, bu nedenle ağrı yaşadıklarını ifade eden Dr. Gökmen, “Migrenli olmak bir ayrıcalıktır. Çok hassas çalışan kuantum bilgisayarlar gibidir bu hastalar. Karmaşık problemleri çözebilirler, yaratıcı ve duyarlıdırlar. Tarih boyu fark yaratan sanatçı, düşünür, bilim insanı, siyasetçi ve yazarların hemen hepsi migrenlidir” diyor.
Fibromiyalji sistemin çökmesidir
Fibromiyaljinin ortaya çıkma nedeninin migren ile aynı olduğunu, bu nedenle aynı şekilde tedavi edilebileceğini ifade eden Dr. Gökmen, “Migren elektrik kaçağı ise, aşırı bedensel yorgunluk, boyun ve sırt ağrılarıyla kendini belli eden fibromiyalji ise sistemin çökmesidir” diyor. Fibromiyalji hastalarının çoğunun migrenli olduğuna vurgu yapan Dr. Gökmen, bu hastalıkta da nöral terapinin kesin tedavi olduğunu ifade ediyor. Nöral terapinin hiçbir yan etkisi olmadığını belirten Dr. Gökmen, “Omurga ve çene ağrıları, diş ağrıları ve bazı nevraljiler de sözkonusu elektrik kaçaklarından kaynaklanır” diyor.