Neo-Nazi Moğollar çevreci oldu: Ülküleri mankurtlaşmamak

Moğolistan'da gamalı haç takarak dolaşan aşırı milliyetçi Neo-Nazi Moğollar, Cengiz Han'ın şiddet yolunu terketti, son yıllarda "aşırı çevreci" oldular. Ama hala Çinlilerle buluşan Moğol kızları saçlarını kazıyarak cezalandırıyor ve "mankurtlaşmamak" için direniyorlar.

1990’larda Çin’in baskıcı politikalarına tepki olarak doğan, yabancı dildeki tabelaları söküp yabancı işadamlarını sokak ortasında tehdit edecek kadar ileri giden “Neo-Nazi Moğol” grupları şimdilerde çevreci oldu.

Moğolistan’daki yabancı maden şirketlerine kan kusturan bu grupların asıl amacı ise Moğol kanını korumak ve Mankurtlaşmamak. Çinli erkeklerle buluşan Moğol kızları saçlarını kazıyarak cezalandıran Neo-Nazi Moğollar, her geçen gün genç nüfustan daha fazla destek topluyor. 

Çevreci Neo-Nazi Moğollar

Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur’da üs kuran şimdilik dört ayrı Neo-Nazi grup var. Dayar Mongol (Beyaz Moğolistan), Gal Undesten (Ateş Ulusu), Kukh Mongol (Mavi Moğolistan) ve en meşhurları olan Tsagaan Khass (Beyaz Gamalı Haç). Gamalı haç işareti taşıyan giysi ve aksesuarlarla dolaşan Neo-Nazi Moğolların bina duvarlarında da ‘Çinlileri vurun’ tarzı yazılar göze çarpıyor. Tıpkı Alman Neo-Naziler gibi dazlak olan ve vücutlarına gamalı haç dövmesi yaptıran bu ‘çevreci’ Moğollar, yaptıklarının nefsi müdafaa olduğunu iddia ediyor.

Aslında bu gruplar başlarda halkın gözünde bir tür katil sürüsüymüş. Hatta 5 yıl önce Dayar Mongol lideri, kızının nişanlısını Çin’de eğitim gördüğü gerekçesiyle öldürmüş. Ancak Cengiz Han’dan kalma yakıp yıkma geleneğinin günümüzde pek de muteber olmadığını farketmeye başlayan Neo-Nazi Moğollar, son yıllarda çevreci eylemlerle dikkat çekmeye çalışıyor. 

Neo-Nazi Moğolların bina duvarlarında da ‘Çinlileri vurun’ tarzı yazılar göze çarpıyor.

Merkez üssü bir iç çamaşırcı dükkanı

Merkez üssü bir iç çamaşırı dükkanı olan Tsagaan Khass grubunun lideri Ariunbold Altankhuum bu yeni strateji değişikliğini “Eskiden yabancılarla birebir savaşırdık ama bunun bir işe yaramadığını fark ettik. Biz de artık sokaktaki yabancılarla değil maden şirketleriyle savaşıyoruz.” sözleriyle anlatıyor. Gruplar ilk başlarda maden şirketlerinin kapılarını kırıp içeriye dalıyorlar ve yabancı işadamlarını tehdit ediyorlarmış. Ancak artık bunu da bırakmışlar. Sadece ılımlı gösteriler düzenliyor ve madenleri ‘çevreyi kirletip kirletmediklerini kontrol’ amacıyla teftişe gidiyorlar. Altankhuum, Çin’den ve Asya’nın güneyinden ucuz iş gücü toplayarak bakır, altın, kömür ve demir çıkaran maden şirketlerinin yarattığı kirliliğin ve ekonomik eşitsizliğin önüne geçmek istediklerini söyleyip ekliyor: “Temel amacımız doğayı korumak. Tüm bunları sırf çevreyi korumak için yapıyoruz.”

Maden teftişine gelmiş bir grup.

Siyasete de girdiler, yüzde 1 oy aldılar

“Bugün Moğolistan’daki durum 1939’dakinin aynısı. Hitler, Almanya’yı güçlü bir ülke haline getirmişti” diyen Altankhuum, Hitler’e olan saygısını dile getiriyor. Big Brother lakaplı yardımcısı ise “Hitler bize ulusal kimliğimizi nasıl korumamız gerektiğini öğretti. Başlattığı savaşı ve yaşanan tüm o ölümleri doğru bulmuyoruz ama ideolojisini destekliyoruz. Nazizmi değil Nasyonalizmi, faşizmi değil milliyetçiliği destekliyoruz” diyor. 

Tsagaan Khass grubunun lideri Ariunbold Altankhuum

Moğol kızlar parası var diye Çinlilerle evleniyor

Dayar Mongol grubu 7 yıl önce bir siyasi parti kurarak genel seçimlere de katılmış. Sadece yüzde 1’lik oy alabilmişler ama son yıllarda gençlerden gelen destekler artmaya başlamış. Çünkü gençler, ‘kendi çöplüklerinde yabancıların ötmesinden’ rahatsız. Üstelik Moğol kızların sırf parası var diye Çinli erkeklerle evlenmelerini de kendilerine yediremiyorlar. Bunu soyun sonunu getirecek bir tehdit olarak görüyorlar. 

Altankhuum'un Big Brother lakaplı yardımcısı

Moğol uzmanı Dr. Mustafa Can Teziç’in “Moğol Milliyetçiliği ve Günümüzde Yükselen Moğol Neo-Nazi Gençlik Hareketi” başlıklı son makalesinde de bu acayip alt grupların ortaya çıkma nedenleri ve gelinen son durum işlenmiş. Makalede tarih boyunca Moğol milliyetçiliğinin farklı dinamiklerde kendini gösterdiğini, 20. yüzyıldan sonra da oklarını Çin yönetimine çevirdiğini ifade eden Dr. Teziç, şu tespitlerde bulunuyor.

        Neo-Nazi Moğollar, Çin'in ülke üzerindeki etkisine doğan tepkiden besleniyor.

Toplam Neo-Nazi Moğol sayısı 3 bin

Geçmişte olduğu gibi günümüzde de Moğollar Çin’i kendilerini hapsetmek isteyen bir güç olarak algılıyor. Bu algı Çin’in Moğolistan’daki ekonomik ve demografik varlığı ile de zihinlerde gerçeklik kazanıyor. Öyle ki, son yıllarda Çin gerek nüfusu, gerekse finansal varlığı ile Moğolistan’da kendini oldukça fazla hissettirmeye başladı. Örnek verecek olursak, sadece 2010 yılında Çin Ordusu Moğolistan’a 3 milyon dolarlık askeri yardımda bulundu. Pek çok Moğol bu yardımlara şüphe ile bakıyor ve Moğolların özgün yaşamlarının zarar göreceğine inanıyor.

Neo-Nazi Moğollar, Rusya ve Almanya'dan yardım aldıklarını söylüyor.

Geçmişte yaşanan Çin istilalarının ardından, günümüzde serbest pazara geçiş ile birlikte Moğolistan’dan geniş bir pay alan Çin, Moğol gençlerin bir bölümünde “Moğolistan’ı yutan Çin” algısını kuvvetlendirip, onları agresif bir milliyetçiliğe yönlendirmiş durumda. Postal giyiyor, üzerlerinde gamalı haç ve Nazi kartalı sembolleri taşıyorlar. Kullandıkları otomobil ve motorsikletlerde de Nazi sembolleri taşıyorlar.

Bu grupların toplam üye sayısı 3 bin olarak tahmin ediliyor. Liderlerinin açıklamalarına bakıldığı zaman, Rusya ve Almanya’dan yardım aldıkları görülüyor. Bu gruplar bugün hala Çinli işadamlarına saldırı, Koreli turistlerin dövülmesi ve yabancılar ile buluşan kadınların saçlarının kazınması gibi eylemlere de karışıyor.

Cengiz Han ile Adolf Hitler arasındaki bağ

Bu radikal grupların üyeleri ile yapılan röportajlara bakıldığında Çin’in geniş nüfusu tarafından yutulma tehlikesi, toplumdaki yolsuzluklar ve ekonomik sorunları ön plana çıkarırlarken, bu problemler ile mücadelede ideolojik olarak nasyonal-sosyalizm ile Moğol milliyetçiliğini bir araya getiriyor. Böylesi bir bakış açısı Cengiz Han ve Adolf Hitler arasında bir bağ kurma yolu ile güçlendirilmeye çalışılıyor.

Mesela organizasyonlarının ideolojisini Neo-Nazizm olarak belirten Dayar Mongol üyelerinden Mungun Erdene, Moğollar ve Neo-Naziler arasındaki bağı şu şekilde ifade ediyor: “Adolf Hitler, Cengiz Han ile ilgili kitapları seviyordu ve hapishanede bu kitapları okuyordu.” Halbuki, söylenen bu söz politik bir mitin ötesine gitmiyor. Moğolların Gizli Tarihi isimli kitap 1930 yılında henüz Almancaya çevrilmemişti bile.

Dayar Mongol üyelerinden Surizem Tszansuran gamalı haçın kendisi için anlamını şu şekilde anlatıyor: “Biz Moğolcada bu sembole Has deriz. Alman milliyetçileri kendi milletlerini saflaştırmak, arındırmak istediler. Benim için gamalı haç bizim milletimizin, kanımızın, soyumuzun temiz bir şekilde korunması dileğini sembolize ediyor. Ben Almanya’yı desteklemiyorum, Ben ırkçı da değilim. Bu sadece milliyetçilik.”

Çinlilerle buluşan Moğol kadınların saçlarını kazıyorlar

Neo-Nazi Moğollar, Çinliler ile yapılan evliliklerin ekonomik nedenlerine değinirken, Moğolistan’ın ve Moğolların ekonomik zorluk içerisinde olduğu, ülkelerine gelen zengin yabancıların ise Moğol kadınlar ile evlenmelerinin Moğol ırkının sonunu getireceği gibi sonunda Çin’in bir parçası haline gelmekten endişe ettiklerini dile getiriyorlar. Bu düşünce de doğal olarak Moğolistan’a gelen erkeklere, özellikle Çinlilere ve yabancılar ile buluşan Moğol kadınlara karşı sokakta saldırılara ve saçlarını kazıma gibi eylemlere dönüşüyor. Moğolistan’daki Neo-Nazi gruplarını harekete geçiren bir diğer konu ise toplumdaki sosyal çürüme, uyuşturucu kullanımı ve yolsuzlukların giderek artması karşısında sıradan halkın çaresiz kalması. Neo-Nazi gruplar, başta yolsuzluk ve uyuşturucu gibi etkenlerin Moğolistan’a verdiği zararın sorumlusu olarak da Çin ve Çin’in tarihsel politikalarını görüyor. Bu gibi sorunlar ile mücadelenin anahtarını da milliyetçi şuurun uyandırılması ve milliyetçiliğin yayılmasından geçtiğine inanıyorlar.

Toplumdaki yolsuzluklar ve sosyal çürüme ile ilgili Khukh Mongol grubunun lideri şunları ifade ediyor: “Bizler unutmamalıyız ki Moğolistan çok büyük bir imparatorluktur. Fakat, yüksek derecedeki memurlar yolsuzluklara karışmışlar ve toprakları yabancılara satmışlardır. Topraklarımızın yabancıların ellerine geçmemesi için bizim Moğol atalarımız kendi hayatlarını düşmana karşı savaşlarda feda etmişler. Bu nedenden dolayı biz yeniden milliyetçi şuurun canlanması için çalışmaktayız.”

Ucuz iş gücü faşizmi tetikliyor

Dayar Mongol üyelerinden Mungun Erdene’ye göre ise, Moğolistan başta altın, bakır, kömür ve demir gibi çok zengin madenlere sahip olup bu özellikleri ile de pek çok ülkeye rakip olmakla beraber, Moğolistan’a yatırım yapan yabancı sermayenin de burada birbiri ile mücadele etmesine yola açıyor. Moğolistan’a yatırım yapan yabancı şirketler, Çin ve diğer Güney Doğu Asya ülkelerinden getirdikleri ucuz iş gücü ile Moğolistan’da süratle maden çıkarıyor. Bu gelen yabancı iş göçüne sadece Neo-Nazi gruplar değil, aynı zamanda halkının yüzde 30’unun yoksulluk sınırının altında yaşamak zorunda kaldığı sıradan halk da karşı çıkıyor.

Yabancı firmalar ve Neo-Nazi gruplar arasındaki çatışmanın nedenleri arasında öne çıkan bir başka konu ise yabancı firmaların Moğol çalışanlara karşı haksız uygulamaları. Bazı yabancı firmalar Moğolları işe almakta, fakat onları kandırmakta, Moğol işçilere karşı fiziksel güç kullanmakta ve hak ettikleri ücreti vermemekte. Bu olaylara maruz kalan işçilerin bazıları da durumu Neo-Nazi gruplara şikayet ediyor ve sonuç olarak da çeşitli olaylar patlak veriyor.

Sonuç olarak, 20. yüzyılın ortalarına doğru kötü ekonomik koşullar neticesinde doğan nasyonal sosyalizm, bu kez de Çin karşıtlığı olarak Moğolistan’da ortaya çıkmış durumda. Kendilerini vatan sever (patriot) olarak gören bu gruplar sıradan vatandaşların haklarını yolsuzluklara ve yabancı kaynaklı haksızlara karşı koruduklarını iddia ediyor.

Eşcinsellere de saldırıyorlar

Moğol sosyolog Luvsandendev Sumati, bu tip akımların her ülkede bir tehlike olduğunu belirtirken, Moğolistan’da Nazi sembolleri taşıyan bu grupların ideolojileri doğrultusunda karışmış oldukları olayların mutlaka göz önünde tutulması gerektiğini anlatıyor.

Neo-Nazi gruplar saldırılarını yabancılar dışında toplumda muteber görmedikleri Moğol vatandaşlarına karşı da yöneltmeye başlamış durumda. Başta eşcinseller ve diğer marjinal gruplara saldıran Neo-Nazi grupların zaman zaman saldırılarını farklı kitlelere de yönelttikleri kayıtlara geçiyor. Örneğin, Moğol toplumunda Erliyz olarak adlandırılan, yarı Moğol-yarı Çinli veya kültürel olarak Çinlileşmiş kişiler de Moğol Neo-Nazi gruplarınca hedef alınıyor.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

İlgili Haberler

Evliyalar kuantum fiziği mi biliyor?

Dünya Haberleri