Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir’in “30 yıl denilen süre 10 yıla düştü. İstanbul için zaman geçtikçe daralıyor” uyarısı depremin kapıda olduğunu bir kez daha gösterdi. 16 milyon kişinin yaşadığı metropoldeki yapıların durumu ise tehlikenin boyutunu büyütüyor. Deprem Güçlendirme Derneği Başkanı Sinan Türkkan, İstanbul’da 2000 ve öncesi yapılan bina sayısının 817 bin 339 olduğunu belirtti.
ÇÜRÜK YAPILARDAKİ 3.5 MİLYON KİŞİ RİSK ALTINDA
Türkkan “Bunlardan 3 milyon 270 bini konut. 1980 ve öncesi olan binalarda 3.5 milyon insan yaşıyor” dedi. DASK verilerini işaret eden Türkkan, 1999 depreminden sonraki 20 yılda Türkiye’deki sigortalı konut sayısının ancak yüzde 50’yi bulduğunu belirtti. İstanbul’da 20 yaş üstü 3 milyon 270 bin konutun sadece 1 milyonunun sigortalı olduğunu vurgulayarak “Vahim olan bu binaların yalnızca yüzde 5’lik kısmına güçlendirme desteği yapılması” dedi.
Türkiye’nin kalbi İstanbul’da yaklaşan büyük depreme rağmen istenilen adımlar atılmış değil. Şehirde 20 yaş üstü 817 bin, 40 yaş üstü ise 262 bin bina var. Binalarda sigorta oranı 3’te 1’lere bile ulaşmamışken güçlendirme oranı ise sadece yüzde 5’lerde.
Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, İstanbul’da 2000 ve öncesi yıllarda yapılan bina sayısının 817 bin 339 olduğunu kaydederek, bu binalarda 3 milyon 270 bin adet konut bulunduğunu belirtti. Türkkan, son zamanlarda artan depremlerin yaşlı ve riskli konut stokunu ise yeniden akıllara getirdiğini hatırlattı.
Türkkan, 1999’daki Marmara Depremi’nden sonra Eylül 2000’de Zorunlu Deprem Sigortası uygulamasının başlatıldığını belirterek, “Uygulama başladığı dönemden bu yana geçen 20 yılda ülkedeki deprem sigortalı konut sayısı ancak yüzde 50’yi bulabildi. Hala diğer yarıya yakınlık kısmında ise sigorta yok. Bu çok üzücü bir durum” ifadelerini kullandı. Türkkan, DASK verilerine göre, İstanbul’da 20 yaş üstü 3 milyon 270 bin konutun ise sadece yüzde 31’ine denk gelen 1 milyon 11 bininin deprem sigortasının bulunduğunun özellikle altını çizdi. Türkkan, “Bir diğer deyişle; kentteki 20 yaş ve üstü konutların 3’te 2’sinden fazlasının depreme ve neden olduğu afetlere karşı sigortası bulunmuyor. İstanbul gibi her an deprem olma ihtimali bulunan, deprem gerçeğiyle yaşamak zorunda olduğumuz bir kentte hele hele yaşlı tabir edilebilecek konutlarda söz konusu oran çok ama çok düşük kalıyor” diye konuştu.
Türkkan, Türkiye’nin dünyadaki ilk 10 deprem ülkesinden biri olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: Çalışmalarımıza göre; İstanbul’da 40 yaş üstü, yani yapım yılı 1980 ve öncesi olan bina sayısı 262 bin 665. Yapım yılı 1980 ve öncesi olan binalarda 3.5 milyon insan yaşıyor. Vahim olan bu binaların yalnızda yüzde 5’lik kısmına güçlendirme desteği yapılmış olması. Bu yapılarda deprem güçlendirmesi dışında sigorta yaptırılmasıyla ilgili dahi yeterli bilinç oluşmamış durumda. Türkiye’de hem zorunlu deprem sigortası yapılması hem de riskli konutların güçlendirilmesi konusunda faaliyetlere hız verilmeli ve daha fazla aksiyon alınmalı.
YANLIŞ DÖNÜŞÜM İSTANBULLUYU KORKUTTU
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un en büyük sorununun şu an deprem olduğunu dile getirdi. Hükümetin yanlış kentsel dönüşüm politikaları yüzünden sağlıklı bir dönüşüm sürecinin yapılamadığını belirten İmamoğlu, “Kentsel dönüşüm kavramının toplumda itibarı ne yazık ki çok düşük. Biz, bir mahalleye gidelim; buraya kentsel dönüşüm getireceğiz diyelim, o gece milletin uykuları kaçıyor. Çünkü, bir yerlerde büyük yanlışlar yapılmış. Depremin olduğu bir yerde ve buna çaresi olduğu düşünülen ‘kentsel dönüşüm gelecek’, dendiğinde sevineceğine, ‘eyvah n’olacağız’ diye dert edinen yüz binlerce insan var İstanbul’da” dedi.
ISI YALITIMI YAPILAN KONUTLAR SATIŞ ESNASINDA SAHİBİNE EN AZ YÜZDE 15 DAHA FAZLA GETİRİ SAĞLIYOR
Yapılarda Enerji Verimliliği Derneği (VERİMDER) İcra Kurulu Başkanı Emre Alkin, Isı yalıtımının tüketicilere özellikle konut satışlarında büyük avantaj sağladığına işaret etti.
Alkin, “Binaların uzun ömürlü olmasını sağlayan ısı yalıtımı, kısa vadede konutun satış değerini de artırıyor. Dış cephe ısı yalıtımı yapılan konut, yaklaşık yüzde 15 değer kazanıyor. Tüketicinin satın aldığı 500 bin liralık konuta ortalama 7 bin 500 liralık ısı yalıtım uygulaması yapıldığında konutun değeri 75 bin lira artıyor. Tüketici, ısı yalıtımı için harcadığının 10 katını konut değer artışı olarak geri kazanıyor” değerlendirmesinde bulundu. Alkin, 1 Ocak’ta zorunlu hale gelen Enerji Kimlik Belgesi’nde (EKB) yüksek derece almanın da önemli bir adımı olduğunu söyledi. Söz konusu belgenin alım, satım ve kiralama işlemlerinde binaların değerini artırdığını vurgulayan Alkin, “Enerji Kimlik Belgesi, binalar için referans oluşturuyor. Konut satışının yanı sıra oturulan evin EKB sınıflandırmasında düşük çıkması durumunda tüketicinin daha fazla vergi ödemesine neden oluyor. Bu belgeye sahip olmayan binalara yapı ruhsatı verilemiyor ya da kiralama işlemi yapılamıyor. Türkiye’de ise ne yazık ki konut stoğunun yalnızca yüzde 10’luk kısmında standartlara uygun ısı yalıtımı yapılmış durumda” diye konuştu.