İsrail’de Müslümanlara yönelik saldırgan politikalar artıyor. ABD’de İsrail yanlısı tutumuyla bilinen Donald Trump’ın başkanlığa gelmesinin ardından Tel Aviv yönetimi, Filistin topraklarındaki işgal yerleşimlerinin genişletilmesi konusunda yeni adımlar attı. İsrail kamuoyunda, Batı Şeria’nın ilhak edilmesi daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Bölgedeki Müslümanlara yönelik gözaltı ve tutuklamalar da arttı. Başbakan Benjamin Netanyahu hükümeti, Trump’ın bazı Müslüman ülkelere vize yasağı koymasının ardından benzer bir uygulamaya başlama yolunda adım attı. Buna göre, İsrail’i boykot kampanyalarına destek verenlere vize verilmeyecek. Siyonist devletin son adımı ise ezan yasağı oldu.
İslam dünyasının konuya büyük ölçüde sessiz kalması dikkat çekerken, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, konuya dair rahatsızlığını İsrailli mevkidaşı Rivlin’e ilettiğini kaydetti. Kalın, şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanımız ezan yasağının Ürdün’le yapılan barış anlaşmasına aykırı olduğunu İsrail’li mevkidaşı Rivlin’e iletti. Geçtiğimiz gün Ürdün Başbakanı ve Savunma Bakanı Hani El-Mulki’yle yapılan görüşmede de bu konu gündeme geldi. Yüzlerce yıldır Kudüs’te okunan Ezan-ı Muhammedi’nin engellenmeye çalışılması dünya Müslümanlarını derinden üzer ve buna Müslümanların tepkilerinin açık ve net olur. Umarız İsrailli siyasiler de bu konunun hassasiyetini kavrarlar. Bunun sadece Filistinlilerle ilgili bir mesele olmadığını bütün İslam alemini doğrudan ilgilendiren bir konu olduğunu kavrarlar. Bu konu, Ürdün’le yapılan vakıflar bağlamındaki anlaşmalara aykırıdır. Kudüs ve Harem-i Şerif civarındaki vakıfların yönetimi, yapılan anlaşma çerçevesinde Ürdün devletiyle birlikte yönetilmektedir. Umarız bu konuda sağduyulu adım atarlar ve sadece tahrik ve husumete yol açacak bu uygulamayı bir an önce gündemlerinden çıkartırlar.”
Ezanın belli saatlerde hoparlörle okunmasının yasaklanmasına ilişkin kanun tasarısı mecliste (Knesset) önceki gün yapılan ilk oylamada kabul edilmişti. Ezanın gece 23.00 ile sabah 07.00 saatleri arasında hoparlörle okunmasına yasak getiren tasarı için Knesset’te yapılan oylamada 55 milletvekili “evet” oyu kullanırken, 48 milletvekili tasarıya karşı oy vermişti. Knesset’teki Arap milletvekilleri, oylama sonucunun açıklanmasıyla birlikte tekbir getirerek tepkilerini ortaya koymuştu. Kamuoyunda “ezan yasağı” olarak adlandırılan kanun tasarısı “beş vakit ezanı kapsayacak” şekilde geçen aylarda da gündeme gelmiş ancak İsrailli siyasetçiler, Yahudilerin Kutsal Cumartesi (Şabat) günlerinde ve diğer bazı ritüellerinde çaldıkları şofarın da yasaklanma riski nedeniyle tasarıya karşı çıkmıştı.
Bunun üzerine, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrailli siyasetçilerin bu kaygısını giderecek şekilde yasanın yeniden düzenlenmesi için çalışma başlatmıştı.
Söz konusu yasa tasarısı Netanyahu’nun talimatı doğrultusunda, ezanın 23.00 ile 07.00 saatleri arasında hoparlörlerden okunmasını yasaklayacak şekilde yeniden düzenlendi.
Tasarının yasalaşarak yürürlüğe girmesi halinde “sabah ezanının hoparlörlerden okunması yasağına” uymayan camiler hakkında, bin 200 ila 2 bin 600 dolara varan para cezaları verilebileceği belirtiliyor.
GÖRMEZ: MÜSLÜMANLARIN VARLIĞINI İNKARDIR
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Gaziantep’in Şahinbey ilçesindeki Şeyh Şamil Camisi’nin açılışında yaptığı konuşmada, “Maalesef Kudüs’te ezanı yasakladılar. Halbuki ezanı yasaklamak, İslam’ın ve Müslümanların o topraklardaki tüm varlığını inkar etmek ve yok saymaktır” dedi. Camilerin bağımsızlığın sembolü olduğunu dile getiren Görmez, İsrail parlamentosu Knesset’te, ezanın belli saatlerde hoparlörle okunmasını yasaklayan tasarının ilk oylamada kabul edilmesine ilişkin görüşlerini şu sözlerle dile getirdi: “Maalesef Kudüs’te ezanı yasakladılar. Halbuki ezanı yasaklamak, İslam’ın ve Müslümanların o topraklardaki tüm varlığını inkar etmek ve yok saymaktır. Kudüs gibi Mekke ve Medine’den sonra Müslümanların en büyük merkezi, mabedi ve kutsal mekanda ezanın yasaklanması, tarih boyunca İslam’ın ve Müslümanların o topraklardaki bütün varlığını yasaklamak manasındadır. Bu kabul edilemez. Böyle yasaklarla bu büyük simgeler, şiarlar ortadan kalkmaz. Siz bir yerde müezzinlere ezan okutmayı yasaklarsanız, o şehrin ve ülkenin tüm halkı müezzin olur, ezanı birlikte okurlar, böylece o yasağı tanımadıklarını ifade ederler. Yüreklere pranga vurulmaz, kalplere yasak getirilemez. Varoluşumuzun şiarı olan simgeler, inanç özgürlükleri ortadan kaldırılamaz.”