Çalışanların pek çoğunun maruz kaldığı mobbingin cezası olduğunu belirten Hukukçu Doç. Dr. Hasan Sınar, psikolojik taciz olarak adlandırılan mobbinge maruz kalanların susmaması gerektiğini ve delil toplamaları durumunda cezasız kalmayacağını açıkladı. Ayrıca Psikolog Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar ise çalışanın kesinlikle susmaması gerektiğini vurgulayarak, psikolojik destek alınmasını önerdi.
MOBİNG DELİLLENDİRİLMELİ
Mobbingin çalışanın açık bir şekilde bulunduğu kurumda çalışmaya devam etmesini imkansız hale getirecek düzeye ulaşması halinde İş Kanunu uyarınca haklı fesih sebebi sayıldığını belirten Doç. Dr. Sınar, “Ama bunun için mobbingin bu yoğunlukta gerçekleştiğini işçinin yargı önünde delilleriyle ortaya koyması gerekiyor. İspat edilince kişi yasal haklarını da alarak o işyerinden ayrılıp, yeni bir iş bulabilir” dedi.
MOBİNG SUÇTUR
Türk ceza hukukunda mobbing suçu diye bir suç tipinin olmadığını aktaran Doç. Dr. Sınar sözlerine şöyle devam etti:
Ancak, iş yerinde çalışana yönelik başta patronu olmak üzere yapılan psikolojik taciz eylemleri ceza kanununda belirli suç tiplerini oluşturur. Bunun en başında da 125’inci maddesinde düzenlenmiş olan hakaret suçu geliyor. Hukuka göre hakaret, kişinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut fiil veya sövmek suretiyle saldırmak şeklinde gerçekleşir. Dolasıyla iş yerinde kişiye yönelik aşağılayıcı, onur kırıcı sözlerin hakaret suçu kapsamında yer alması ve yargı önüne taşınmasıyla mobbing uygulayan kişinin cezalandırılması söz konusu olabilir. Böylece, failler 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanabilir
'MOBİNG KASTEN YARALAMA SUÇUDUR'
Çalışanların sahipsiz olmadığını söyleyen Doç. Dr. Hasan Sınar, “Eğer iş yerinde psikolojik taciz eylemleri çalışanın psikolojisini bozmuşsa, mental sağlığını olumsuz yönde etkilemişse kişinin depresyona girmesine, ilaç kullanmasına, uzmandan destek alacak noktaya gelmesine yol açmışsa failin kasten yaralama suçunu işlemiş olduğu anlamını taşır. Kişiler, iş yerinde mobbinge uğruyorsa haklarını aramak isterlerse hukuk iş ve ceza hukukuyla sahip çıkıyor, çalışanlar sahipsiz değil” ifadelerini kullandı.
'SES VE GÖRÜNTÜ KAYDI HUKUKA UYGUN'
Doç. Dr. Sınar, “Kişinin kendisine karşı işlenen suçu başka delillerle ispatlama imkanı yoksa o anda kamu mercilerinden de yardım alma durumu olmuyorsa, o suçu ispatlamaya yönelik ses, görüntü kaydı alabilir, Yargıtay bunu hukuka uygun olarak kabul ediyor. Olması gereken de budur, aksi takdirde suçu ispatlayamazsınız” dedi.
'BURSA’DA DOKTORUN İNTİHARINA SORUŞTURMA AÇILMALI'
İntihar eden Mustafa Yalçın'ın kendisini bu aşamaya kadar getiren haksızlıkları dile getiren mektubu ve sürecin tanıkları olduğunu dile getiren Doç. Dr. Sınar, “Bu kişiler hakkında derhal idari soruşturma başlatılmalı, sonrasında da gerekli yasal işlemler kanunun öngördüğü şekilde gerçekleştirilmelidir. Ama intihardan dolayı kişilerin hukuken sorumlu tutulması mümkün değil. Ahlaken çok sorunlu bir durum ama hukuk kuralları açısından ölüm neticesinden dolayı mobbingi yapanları doğrudan sorumlu tutma imkanımız ne yazık ki mümkün gözükmüyor” yorumundan bulundu.
'MOBBİNG İŞ YERİ ZORBALIĞIDIR'
Mobbingin iş yeri zorbalığı olduğunu söyleyen AÜ’den Psikolog Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar ise “Mobbing, aynı şirket içerisinde çalışan bir kişi ya da grubun diğer bir kişiye yönelik yalnız bırakma, aşağılama, ve saldırganlık göstermesidir. Kişiyi aşağılama, yokmuş gibi davranma, korkutma, hakkında dedikodu çıkartma gibi yöntemlerle yapılıyor” diye konuştu.
'HERKES MOBİNG UYGULAYABİLİR'
Mobbinge maruz kalan kişinin kesinlikle destek alması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Koçkar, “Tam olarak olup bitenlere yönelik kayıt tutun. Bunun farkında olun ve susmayın. En tehlikeli nokta susmaktır çünkü o zaman ‘nasıl olsa sesini çıkarmıyor’ diye zorbalığı uygulayan kişi devam ediyor. ‘Bir takım psikolojik sorunları olan kişiler mobbing uyguluyor’ diyemiyoruz. Herkesin zorbalık uygulaması mümkündür” ifadelerini kullandı.
'MAĞDUR HAYATA KÜSE BİLİR'
Mobbinge uğrayan kişilerde uyum bozukluğunun ortaya çıktığını aktaran Prof. Dr. Koçkar, “Kişi yoğun depresyon da yaşayabilir. Hayattan küsme, vazgeçme, hiçbir şey yapmak istememeye varan düzeyde depresif bir hal oluşabiliyor” dedi.
'ŞİRKETLER BU KONUDA DESTEK ALMALI'
Mobbingin önüne geçmek için çok net şirket politikalarının olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Koçkar, “Zorbalığa hiçbir şekilde yol vermeyen şirket politikaları olmalıdır. Her türlü dedikodu, kötü söz, aşağılama, bir kişiyi dışlama gibi problemlerde şirketlerin politikaları olması lazım. Buna müsamaha gösterilmemeli, daha pozitif bir iş ortamı oluşturulmalıdır. Şirketler bu süreci nasıl yöneteceğine dair zaman zaman uzmandan destek almalıdır. İş yerinde bir kişiye zorbalık yapılması diğerlerine de yapılacağını gösterir, kimse kendini güvende hissetmez. Güvenli, şeffaf ve açık iletişimin olduğu ortamlar yaratılmalı. Kişilerin mobbing gördüğü için yaşamını sonlandırmak istemesi yoğun bir depresyonun belirtisidir” diye konuştu.