ERKUT TEZERDİ
Ajanlar filmlere konu edildiklerinde çok yetenekli, pratik zekalı, olasılıkları hiçe sayacak ölçüde şanslı, feminizmi aşağılarcasına çapkın ve neredeyse ölümsüz olurlar. Sinema tarihi boyunca ajanlık hikâyeleri hiç değişmedi. En nitelikli örnekler James Bond ile Jason Bourne. Bu hafta gösterime giren ‘Kingsman: Altın Çember’ (Kingsman: The Golden Circle) filmi de temel ajanlık öyküsü istikametinde devam ediyor. Serinin 2014 yılında yayınlanan ilk filminde izleyiciyi şoke eden bir senaryo kaleme alınmıştı. Temelde yine komedi-aksiyon vardı ama kara mizahın ayarı kaçmıyordu. Ancak şimdiki yapım zaman zaman sulu komediye evriliyor, dramatik etki de kayboluyor. Ama tüm bunlara rağmen izleyiciyle keyifle izlenen bir film sunuluyor.
Oscar ödüllü 5 oyuncu; Julianne Moore, Colin Firth, Halle Berry, Jeff Bridges ve Elton John’u buluşturan ‘Kingsman: Altın Çember’de İngiltere’de örgütlenen Kingsman ajanlarının ABD’ye uzanan uluslararası bir tehdidi durdurmaya çalışması anlatılıyor. Siyasi göndermeler, durum komedisi ve İngiliz usülü nefessiz sarf edilen diyaloglar izleyiciyi güldürüyor. Filmde yeni ajan Eggsy, bir yandan İsveç prensesi kız arkadaşı Tilde ile evlenmeye çalışıyor diğer yandanda da Kingsman örgütü üyelerini öldürenlerin peşine düşüyor. Cinayetlerin arkasındaki isim uyuşturucu baroniçesi Poppy dünyayı tehdit ediyor.
Kingsman istihbaratının son iki üyesi Eggsy ile Merlin, gizli merkezlerinde absürt bir sırrı çözünce ABD’ye giderek ittifak örgüt Statesman’la iş birliği yapıyor. Bu süreçte Poppy cartelinin sattığı kokain, esrar, metamfetamin ve eroin gibi uyuşturucuların insanları çoktan zehirlediği anlaşılıyor. Zehirlenme neticesinde mavi damarlar görülüyor, sonra felç ve ölüm yaşanıyor. Poppy, ABD başkanını tehdit ediyor lakin Trump’ı andıran bu karakterin tehditler umurunda değil, dahası toplu ölümleri kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyor. Akıllara durgunluk veren olaylar sonrası aksiyon yükselerek adeta Everest’e tırmanıyor. ‘Kingsman: Altın Çember’, daha ilk dakikalarından son sekansına kadar sinemaseverleri koltuklarına çivilemeyi başarabilecek nitelikte bir yapım. Senaryodaki absürtlükler, gereksiz diyaloglar törpülenseydi daha ihtişamlı olurdu ve belki de işte o vakit, başarılmaya çalışılan gibi yeni bir efsanenin doğuşu gerçekleşirdi.
Elton John meselesi çok abartılı
Yapımın kamera arkasında, hem süper kahraman parodisi ‘Kick-Ass’i çeken hem de yok olmaya yüz tutmuş X-Men evrenini 2011’de ‘First Class’ filmiyle canlandıran İngiliz yönetmen Matthew Vaughn var. Vaughn, hareketli kamera kullanımını iyi başarıyor. Bu konuda Hollywood’da onun eline su dökebilecek yönetmen sayısı bir elin beş parmağını geçmez. Ayrıca film tıpkı ‘Kick-Ass’ gibi çok akıcı dinamiklere sahip. 141 dakikanın nasıl bir anda geçtiğini anlamak çok zor. ‘Kingsman: Altın Çember’de Elton John ile dalga geçilen sahneler çok abartılı; resmen işin suyunu çıkarmışlar. Öyle ki bu sahneler muhtemelen filme doğaçlama yerleştirildi. Çünkü çok ekleme duruyor; hem gereksiz hem uzun hem de dramatik etkiyi düşüren en temel faktör.
BAŞKA NELER İZLEYECEĞİZ?
Bu defa ABD’den köye dönülüyor
Ay Lav Yu Tuu / Komedi / 112 dakika
Sermiyan Midyat’ın yazıp yönettiği ‘Ay Lav Yu’, 2010 yılında izleyiciyle buluşmuştu. Olaylar şimdi kaldığı yerden devam ediyor. ‘Ay Lav Yu Tuu’da eşi ve kız kardeşiyle beraber bir dönem ABD’de yaşayan ve eğitim alan İbrahim’in iki kültür arasında sıkışmışlığı mizahi bir dille anlatılıyor. Tınne Köyü’ne ABD’li bir gelinin gelmesiyle başlayan macera, bu kez İbrahim’in köyünün yolunu tutmasıyla yeni bir boyut kazanıyor; yanlış anlaşılmalar, üslupsal farklılıklar, medeniyetten uzak yaşayan ilginç karakterler filmin altyapısını oluşturuyor.
Filmde, ABD ile Türkiye arasında anlaşma imzalanıyor. Bu anlaşmaya göre; Amerikan kültürünü ve tarihini benimseyen 5 Tınne ailesi, Green Card kazanma şansı elde ediyor. Ancak bu tahmin edildiği kadar kolay değil! Bunun için hamile olmamak, İngilizceyi de çok iyi konuşmak gerekiyor. Bu doğrultuda komik olaylar yaşanıyor. İki kültürün uyumsuzluğu Cadılar Bayramı ile başlıyor, evlenme ritüeline kadar uzanıyor.
Atçalı Kel Mehmet / Dram / 102 dakika
Gökhan Keser’in başrolünde yer aldığı film, II. Mahmut döneminde yaşayan ve halkın yanında yer alan Atçalı Kel Mehmet’in hikâyesini anlatıyor. Mehmet, zenginden alıp fakire vererek bölgesinde adaleti sağlıyor ama çıkarları zedelenen ağalar peşine düşüyor.
Elly Hakkında / Dram / 119 dakika
Oscar ödüllü yönetmen Asghar Farhadi’ye 2009’da Berlin Film Festivali’nde ‘En İyi Yönetmen Ödülü’ kazandıran ‘Elly Hakkında’, 8 yıl sonra Türkiye’de. Filmde Almanya’da yaşayan Ahmet, İran’a dönünce dostlarıyla birlikte bir tatil yapmaya karar veriyor.
Kaçış Odası /Korku / 86 dakika
Peter Dukes’un yazıp yönettiği ‘Kaçış Odası’, korku filmi hayranı Jeff ile Ben’in, sevgilileri Jess ile Angie’yi de alarak eğlence amacıyla gittikleri kaçış odasında yaşadıklarını konu ediniyor. Dört gencin, ipuçlarını bulup kaçabilmeleri için 55 dakikaları var!
İz / Dram / 128 dakika
Hayvan hakları savunucusu Janina, kasabada öğretmenlik yapar. Dağ evinde tek başına huzurlu bir hayat yaşarken çok sevdiği iki köpeği ansızın ortadan kaybolur ve bir komşusu öldürülür. Çok geçmeden kasabada başka esrarengiz cinayetler de işlenir.