Kutsal topraklarda 13 gün arayla meydana gelen iki ayrı facia güvenlik tedbirlerinin yetersizliği iddialarını gündeme getirdi. Mescid-i Haram'da 11 Eylül'de yaşanan ve 110 hacı adayının vefat etmesiyle sonuçlanan vinç kazasının ardından Mina'da izdiham nedeniyle meydana gelen facia, kutsal topraklarda bayramın buruk yaşanmasına yol açtı. Yaklaşık 2 milyon Müslüman'ın bulunduğu kutsal topraklarda, çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği iki facia yüzlerdeki tebessümü hüzne dönüştürdü.
İslam aleminin yaşadığı acılara bir yenisi dün Mekke'de eklendi. Şeytan taşlamaya giden ve dönen hacı gruplarının karşılaşması sonucu çıkan izdihamda 4'ü Türk, 753 kişi hayatını kaybetti, 887 kişi yaralandı.
İnsanlar birbirini ezdi
Facia dün sabah saat 08.30 ile 09.00 arasında meydana geldi. Arafat ve Müzdelife'den Mina'ya doğru hareket eden hacı adaylarıyla şeytan taşlama alanı olarak bilinen Cemerat bölgesinden Müzdelife'ye doğru giden hacı adayları, 204 ile 223 numaralı caddelerin kesişiminde karşı karşıya geldi. Kalabalığın kenarında tekerlekli sandalyelerle ilerlemeye çalışan yaşlı hacıların sıkışarak ezilmesiyle başlayan olaylar, panik sonucu hızla ilerlemeye çalışan çok sayıda kişinin, önünde devrilenleri tepelemesi nedeniyle büyüdü. Cemerat yolunda adeta can pazarı yaşandı. O saatte çoğunluğunu Afrikalı ve Güneydoğu Asyalı hacıların oluşturduğu kalabalıktan 717'si ezilerek olay yerinde can verdi, 887 kişi de yaralandı.
Diyanet'ten kriz masası
Ölü ve yaralıların tahliyesi için Suudi makamları ilk etapta 4 bin personel ve 200 ambulansla facia bölgesine müdahalede etti. Sağlık ekipleri, sıkışmadan ötürü ağır yaralanan hacı adaylarını kalp masajlarıyla hayata döndürmeye çalıştı. Yaralılardan bir kısmı kaldırıldıkları hastanelerde can verdi. Kurtarma çalışmaları devam ederken, izdihamın yaşandığı yere doğru gidenler alternatif rotalara kaydırıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı da faciada haber alınamayan Türk hacıların takibi için kriz masası oluşturdu. Kurban Bayramı'nın ilk gününde meydana gelen olay, bütün Müslümanları hüzne boğdu.
Yaralılar saatlerce tahliye edilemedi
Suudi yetkililer yaralıları hastaneye nakletmekte yetersiz kaldı. Hastaneye giden yollardaki trafik nedeniyle vakit kaybeden ve bölgeye hızla intikal edemeyen sağlık görevlilerinin çaresizliği akşam saatlerine dek devam etti. Hayatını kaybeden yüzlerce hacı, yol kenarına özensizce 'istiflenirken' birçoğunun ezilme nedeniyle derilerinin kalktığı görüldü. İzdihamda yaralanan Müslümanları saatler boyunca facia bölgesinden tahliye edemeyen Suudi yetkililer, çareyi yaralıları helikopterle taşımakta buldu.
Krizi yönetemediler
Ancak facianın boyutu o kadar büyüktü ki, helikopterler de tahliye için yetersiz kaldı. Olayın ardından 10 saat geçmesine rağmen cesetlerin bölgeden alınamaması tepki topladı. Yaşam savaşı veren hacıların tedavisinin yürütüldüğü Mina Hastanesi dolup taştı.
Müslüman dünyası, yılda 2 milyonun üzerinde hacı adayının hac farizasını sağlıklı biçimde organize edemeyen Suudi Arabistan yönetimine tepkili. Facia sonrası kamuoyunu doğru bilgilendirmeyen, krizi iyi yönetemeyen Suudi ekiplerinin, olaydan saatler sonra bile bölgedeki birçok yaralıya ulaşamaması skandal olarak nitelendi.
Görmez: İslam Ülkeleri bir araya gelmeli
İslam aleminin Suudi Arabistan yönetimine tepkileri büyürken Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Görmez de İslam İşbirliği Teşkilatı'nı devreye girmeye çağırdı. Faciada ciddi ihmaller olduğunu söyleyen Görmez, "Hac ibadetinin güvenliği konusunda uluslararası konferans toplayarak Suudi Arabistan'daki kardeşlerimize nasıl yardımcı olebileceğimizi ele alma zarureti doğmuştur" dedi.
Faciayı getiren ihmaller zinciri:
1-Kabe'deki genişletme çalışmaları nedeniyle bazı yollar kapalı. İnsanlar açık buldukları yollara dalıyor.
2- Yön levhaları yetersiz. Gruplar karşı karşıya geliyor
3-Hindistan ve Afrika'dan gelenler kural tanımıyor
4-Şeytan taşlama bölgesinde güvenlik bantları yok.