Bloomberg HT'nin bu yıl ikincisini düzenlediği Türkiye Ekonomi Zirvesi başladı. Zirvenin açılışında konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, piyasalarda dalgalanmaların yaşandığını, bu süreçte sakin kalmak gerektiğini söyledi.
Şimşek'in konuşmasından satır başları şöyle:
Ümit ediyorum ki bugün çok verimli paneller üzerinde Türkiye sorunları tartışılacak. Her zaman olduğu gibi kısa bir sunum yapmak istiyorum. Dünya ekonomisi kısa vadede toparlanma içerisinde.
Orta ve uzun vadede çok ciddi sorunların olduğu bir gerçek. Fakat Türkiye piyasalarında ciddi dalgalanmalar var. Bunları iyi anlamak ve sakin bir şekilde paniklemeden resmi doğru okumak çok önemlidir. Türkiye son 15 yıla baktığınız zaman çok ciddi dış şoklarla karşı karşıya kaldı.
Bu şokların hepsi şimdi sadece birer gözlem olarak duruyor. 2003 yılına giderseniz Amerika'nın Irak'a müdahalesi bizim tavrımız piyasalarda hatırlıyor musunuz? Çok önemli şok olarak görülüyordu.
O GÜNLER GERİDE KALDI
O günler geride kaldı. Yine gördüğünüz gibi Avrupa borç krizi... Onun etkileri tartışmalar, piyasalardaki iniş çıkışlar geride kaldı. Arap baharı ev sonrasında başlayan karmaşa sonuçta tepkileri devam eden süreç, DEAŞ Terör Örgütü, artan terör, jeopolitik gerginlikler.... Nereden bakarsanız bakın. Rusya'yla krizimiz... Tüm bunların hepsi geride kaldı.
Türkiye'nin iç şokları, stres noktaları, seçimler... Hepiniz bunları zaten yakından takip ettiniz. En son geçen sene hain bir darbe girişimine sahip olduk. Milletimiz devletine sahip çıktı. Türkiye tam aksine, gayri meşru yollarla iktidarı ele geçirmeye kalkışan bir suç örgütüne karşı Türk demokrasisini koruyor.
YAŞANAN SORUNLAR GEÇİCİDİR
Bugünkü piyasa iniş çıkışlarını da bir yere oturtmak lazım. İç ve dış şokları gösterdim. Türkiye bunların hepsini geride bıraktı. Ekonomisinin, insanının çok büyük bir direnç gösterdiğini ve ortalama azami bir performans koyduğunu görmemiz lazım. Bunlar geçicidir. Yaşanan sorunlar geçicidir.
Türkiye'nin kamu sektörünün bilançosu hiç olmadığı kadar güçlü. İşin özü şu, bize bir miktar manevra alanı tanıyor. 15 Temmuz sonrası ekonominin hızla toparlaması için kamu maliyesini devreye soktuk ve başarı sağladık. Burada hakikaten hangi ülke grubu ile karşılaşırsanız karşılaştırın, Türkiye'nin kamu borç milli gelire oranı en düşük oranda, yüzde 28.5 bu sene, gelişmekte olan ülkeler arası toplam yüzde 47.
DÖVİZ BORCUNUN ORANI DÜŞÜYOR
Döngü karşıtı bir maliye politikasını devreye soktuk. Harcama kısıntılarına gidiyoruz. Yine vergi politikası ile güçlendirdik. Türkiye'nin tabii ki kamu borcuna baktığınız zaman döviz kuruna ve faizlere olan duyarlılığı azalmış durumda. Eskiden Türkiye'nin borcunun yüzde 58'i döviz cinsindeyken bugün bu rakam yüzde 39 civarı.
Bankacılık sektörü sağlam. Bugün sermaye yeterlilik oranı yüzde 17'nin üzerinde. Problemli kredilerin toplam kredilere oranla yüzde 3 oranında. Bankacılık sektörünün kaldıraç oranı oldukça düşük sayılır.
Bankacılık sektörü de makul düzeyde kârlı. Sermayeyi biriktirmeye devam ediyor. Bu ne yapıyor? Türkiye'nin şoklara karşı dayanıklılığını artırıyor. Ekonominin geneline bir bakalım, gelişmekte olan ülkelerde toplam borcun milli gelire oranı yaklaşık yüzde 220 civarı peki Türkiye, yüzde 144.
Dolayısıyla Türkiye iddia edildiği gibi ciddi bir borç altında değildir.
Bankacılık sektörünün bugün net anlamda açık pozisyonu yoktur. Hane halkının da yok. 100 milyar dolardan fazla döviz fazlası var. Hane halkının dövizle borçlanmasının önünü kapadık. Kamu sektörü de net anlamda dış dünyaya borçlu değil, dış dünyadan alacaklı. Çok net bir şekilde kamu sektörü itibarıyla da önemli noktada.
Türkiye'nin bilançosunun kötü olmadığını ortaya koyuyoruz. Türkiye'nin direncini daha da artıracak yapısal reform gündemimizi güçlü bir şekilde uyguladık, uygulamaya devam ediyoruz.
Yapısal reformda tüm dünyada bir bozulma var. Türkiye kapsayıcı bir büyüme içerisinde. 2007 yılında her yıl ortalama 940 bin vatandaşımıza biz yeni istihdam sağlamışız.
Beşeri sermaye bizim petrolümüz, birincil kaynağımız. Bütçede en büyük kaynağını, vergi gelirinin neredeyse dörtte birlik kısmını eğitime harcıyoruz. Eğitimin kalitesi nasıl artırılacak? Öğretmen başına öğrenci sayısı düşecek, teknolojiyi daha fazla kullanacağız, öğretmenlere teknik, mesleki, yabancı dil eğitimleri iyileştirilecek.
AR-GE DESTEĞİ
Türkiye doğrudan yatırım girişimde ciddi bir yatırım oldu şirket sayısı 10 kattan fazla arttı. Geçen sene çok önemli reformlar yaptık ama kapsamlı reformlarımıza devam edeceğiz. Yine Ar-Ge ve inovasyon konusu. Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı 2'ye katlandı.
Özel sektöre diyoruz ki siz 100 dolarlık Ar-Ge yapın biz size 225 dolara kadar destek verelim. Personellerde 4 kat artış var. Yine patent konusunda da şunu söyleyeyim 38. sıradan 21. sıraya yükseldik. Biz 11. sıraya da yükseliriz.
İhracatın teknoloji kompozisyonuna baktığımız zaman beklediğimiz yerde değiliz.
Küresel inovasyon endeksinde de 120 ülke arasında 43. sıradayız. Geçen sene çok önemli bir patent kanunu çıkarttık, fonların fonuna kaynak aktardık. Finansmana erişim artıyor. Kredi Garanti Fonu, melek yatırımcılar aklınıza ne gelirse her şey var.
Girişimcilik kültürümüz güçlü, teşvikler var, beşeri sermaye ciddi ilerleme var.
BANKACI ARKADAŞLARA SESLENİYORUM
Buradaki bankacı arkadaşlara sesleniyorum. Bilançonuzun ufak bir kısmını da olsa girişimciliğe ayırın. Bu işten çok kazanacaksınız. Kısa vadede negatif nakit akışı olan şirketlere gelecek vadediyorsa Tesla gibi kredi verin. Bir kısmını ayırın yapmıyorsanız lütfen yapın. Bu, sizin esas olarak kazanacağınız bir alan.
Kitle fonlaması Meclis'te. Kadınların iş gücüne katılımı önemlidir, artıyor daha da artıracağız. Bu reformlar devam edecek. Part time çalışmanın önündeki engeller azaltılacak.
Yargı sistemi... 4 önemli bileşeni vardı bunları da yaptık. İş davalarında ortalama dava ne kadar sürüyor? Algı kötü ama Türkiye kötü değil. Türkiye yine makul bir noktada.
Bilirkişi reformu yaptık, modern uzlaşma sistemi getirdik. Bütün bunlar kaliteyi artırıp, süreci hızlandıracak.
ENFLASYON MESAJI
Bugünkü piyasalardaki kargaşa geride kalacak. Türkiye'nin kamu maliyesi, bankcılık sektörü güçlü, adaptasyon kabiliyeti oldukça yüksek.
Evet bir cari açık sorunumuz var. Ama birkaç yıl öncesine kadar çok daha yönetilebilir düzeyde. Kur nedeniyle enflasyonist bir süreç var. Bunu çok yakında tek haneye indireceğiz. Yakın coğrafyamızdaki sıkıntılar da geçecek ve belki üç yıl sonra belki bu salonlarda Orta Doğu'yu yeniden nasıl inşa ederizle ilgili paneller yapacağız.