Hükümetin, piyasalara güven aşılamaktan uzak olan anlayıştan geri dönüleceğine ilişkin mesajları, Merkez Bankası’nın yeni başkanı Naci Ağbal başkanlığındaki ilk toplantıya yansıdı.
MB faizi 475 baz puan artışla yüzde 15’e yükseltti. Açıklamada “Önümüzdeki dönemde sıkı parasal duruş sürdürülecek. Şeffaflık, hesap verilebilirlik ilkeleri uygulanacak” denildi. Beklentilerle örtüşen karar sonrası dolar kuru 7.51’e düştü. Euro 9 liranın altını gördü.
‘SADECE ZAMAN KAZANDIRDI, UÇAK HÂLÂ ARIZALI’
Atılan adımla ‘görünür faizle örtülü faizin aynı seviyeye getirildiğini’ kaydeden ekonomistler “Tek yararı sadeleştirme. Bu sadece zaman kazandırdı. Uçak arızalı, uzun süre uçamaz” ifadelerini kullandı.
Kuru tutabilmek için MB rezervlerinden yapılan 130 milyar dolarlık harcama ise karşılıksız kalmış oldu. Gelecek Partili İbrahim Turhan “Kötü yönetimle TL itibarsızlaştırılmasaydı beş yılda kişi başı 5 bin 875 dolar daha fazla gelirimiz olacaktı” dedi.
'ŞİMDİLİK UÇURUMUN KENARINDAN DÖNDÜK'
- Türkiye faiz artırımıyla uçurumun kenarından dönme hareketi yaptı.
- MB 2-3 metrelik kar küredi, oradan geçip yolunu bulmak hükümete düşüyor.
- Yol açıldı ama demokrasiyi, hukuku sağlamadan ekonomide bir yere gelmek mümkün değil.
- Sadeleştirme de faiz artırımı kadar önemli. Eski defteri kapattığına dair bir ima bu.
- Liyakatsizlerin yerine para politikasından anlayan bir ekibin gelmesi de gerekli.
MADEM ÖYLE 130 MİLYARI NİYE YAKTIK
MERKEZ'DEN 475 PUAN İLE FAİZDE 'SIFIR' ARTIŞ
Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, ilk toplantısında beklentileri karşılayarak sürpriz yapmadı. Politika faizini 475 baz puanlık artışla, yüzde 15’e ulaştırdı.
Günlük fonlama faizi artıştan önce 15 seviyesine ulaşmıştı. Merkez’in bu hamlesi piyasalara sıfır olarak yansıdı. Böylece sadeleşme mesajı da verildi. Kur yapılan sert artışa olumlu tepki verirken, 130 milyar dolarlık rezervin neden yakıldığı soruldu.
Ekonomideki yönetim değişikliği sonrasında ilk somut adım Merkez Bankası’ndan geldi. Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal yaptığı ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizinde beklenildiği gibi sert artışa gitti. 10,25 olan politika faizi 475 baz puan artışla yüzde 15’e ulaştı.
Böylece 14,80’e ulaşan günlük fonlama faizi karşısında artış 0,20 puan olarak gerçekleşti. 475 baz puanın tabeladaki karşılığı da sıfır olarak gerçekleşti. Hem tabela hem de günlük fonlama faizi yüzde 15 seviyesinde buluştu. Bu sıfır artış bile piyasalar tarafından oldukça olumlu karşılandı.
Kararla birlikte dolar/TL, ilk tepki olarak 7.50’ye kadar çekildi. Euro/TL ise 8.88 liraya geriledi. Açıklamadan dakikalar öncesinde dolar/TL 7.70; euro/TL 9.15 düzeyindeydi. Gelen ilk tepkinin ardından yükselen dolar/TL 7.60’ın seviyesini koruyor.
Faiz artışı piyasa beklentilere paralel gelirken, piyasaların bir başka beklentisi olan sadeleşme adımı da atıldı. Merkez Bankası fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılacağını ve bu faiz oranının parasal duruş için tek gösterge niteliğinde olacağını duyurdu. İktisadi faaliyette toparlanmanın devam ettiği kaydedilen duyuruda, şu değerlendirmelere yer verildi:
GÜÇLÜ KREDİ CARİ İŞLEMLERİ ETKİLEDİ
Artan vaka sayıları nedeniyle getirilen kısmi kısıtlamalar, başta hizmetler sektörü olmak üzere iktisadi faaliyetin kısa vadeli görünümüne dair belirsizlikleri arttırmaktadır.
Diğer yandan, salgın döneminde sağlanan güçlü kredi ivmesinin gecikmeli etkileriyle artan iç talep, ithalat kanalıyla cari işlemler dengesini olumsuz etkilemektedir.
TL’DEKİ KAYIP ENFLASYONA YANSIDI
Türk lirasındaki değer kaybının gecikmeli etkileri, uluslararası gıda fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki bozulma enflasyon görünümünü olumsuz etkilemektedir.
Kasım ayına ilişkin takip edilen veriler, enflasyonda yakın dönemdeki döviz kuru oynaklığı kaynaklı bir yükselişe işaret etmekle birlikte, para politikasındaki kararlı duruşla beraber bu artışın geçici olacağı değerlendirilmektedir.
GÜÇLÜ PARASAL SIKIŞTIRMA
Bu doğrultuda Kurul, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede yeniden tesisi için, net ve güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir.
KALICI DÜŞÜŞ SAĞLANANA KADAR DEVAM EDECEK
Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak, enflasyonda kalıcı düşüş sağlanana kadar kararlılıkla sürdürülecektir.
REEL FAİZ ORANI RESMİYETE KAVUŞTU
Ekonomist Enver Erkan “Merkez Bankası, bundan önceki süreçte geç likidite penceresini bir ana politika aracı gibi kullanarak günlük fonlamadaki ağırlığını artırmıştı.
Eylül PPK toplantısı haricinde, resmi bir politika faiz artışı yapmayan Merkez Bankası, ucuz fonlama kanallarını kısarak veya kapatarak bankaları en yüksek borç verme oranı olan GLP’ye yönlendirerek TL fonlama maliyetini artırıyordu.
475 baz puanlık faiz artışı, dramatik bir artış gibi görünse de aslında 18 Kasım itibariyle açıklanan TRY fonlama oranının yüzde 14,80 olmasından dolayı pratikte sadece 20 baz puanlık bir faiz artışına işaret ediyor.
Ancak, bundan önce farklı kanallara yönlendirilen TRY fonlamasının, repo faizi etrafında şekillenecek olması itibariyle günlük olarak çok sık ve yüksek aralıklarla değişen bir fonlama kompozisyonu olmayacak.
Bu durum Merkez Bankası’nın politikasına yönelik öngörülebilirliği artıracak ve politika hamlelerinin amacına ulaşmasını sağlayacaktır. Politika faiz artışı ile beraber, reel faiz pozisyonu da resmileştirilmiş oldu” dedi.
1.5 MİLYAR DOLARLIK KAYIP
Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervleri bir haftada 1 milyar 540 milyon dolar düşüş gösterdi. Merkez Bankası’nın 13 Kasım haftasına ilişkin Haftalık Para ve Banka İstatistikleri göre, bir önceki hafta 41 milyar 914 milyon dolar olan rezervler, 13 Kasım ile sona eren haftada 40 milyar 374 milyon dolara geldi.
TCMB’nin toplam rezervleri geçen hafta 2 milyar 890 milyon dolar azalarak 82 milyar 351 milyon dolara indi. Merkez Bankası brüt rezervi 13 Aralık 2013’te 115 milyar 144 milyon dolar ile tarihi zirvesini görmüştü. Sadece geçen hafta yabancılardan 951 milyon dolar geldi. Bunun büyük bir kısmı hisse senetlerinde.
MADEM ARTACAKTI NEDEN ISRARLA DÜŞÜK KALDI
“Merkez silahı kullandı” diyen ekonomist Uğur Konuk, sırada adaletten ekonomiye kadar yapısal reformların olduğunu söyledi.
Analist Fatih Sezer de “Politika faizi yüzde 15’e çıkarıldı. Peki daha önceki ekonomi yönetimi ve TCMB yönetimi neden politika faizini ısrarla yüzde 10,25’te tuttu veya faizin artırılmasına izin verilmedi?” dedi.
Ekonomist Mahfi Eğilmez’in yorumu da şu oldu: “TCMB politika faizini 475 baz puan artırarak yüzde 15’e yükseltti. Buna karşılık tüm fonlamanın haftalık repo ile (yani bu faiz üzerinden) yapılmasına karar verdi. Bu durumda zaten yüzde 15’te olan MB ortalama faizi değişmezken kararın tek yararı sadeleştirme oldu.”
YOK FİYATINA DÖVİZ REZERVLERİNİ NEDEN SATTINIZ?
Gelecek Parti Başkan Yardımcısı İbrahim Turhan “Ekonomi büyük bir çöküşün, hızlı bir felaketin kıyısından şimdilik kaydıyla kurtuldu. Merkez Bankası ve yeni başkana teşekkürler. En çok da dedikoduları boşa çıkardığı için. Rasyonelleşmenin kesintiye uğramadan ve ekonomi politikasının bütün alanlarında sürmesini diliyorum. Kısacası yetmez ama evet” paylaşımını yaptı.
CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu ise “Hani faiz enflasyonun sebebiydi? 475 baz puan faiz artırıldı. Madem bu yolda gidecektiniz 120 milyar dolar dövizi neden yok fiyatına sattınız. Sizin cehaletiniz yüzünden bu millet daha ne kadar fakir ve işsiz kalacak. Bundan sonra olacak şey ekonomik durgunluk ve işsizlik” açıklamasını yaptı.
CHP Başkan Yardımcısı Faik Öztrak da “Faiz sebep, enflasyon sonuç diyerek, ülkenin 120 milyar dolarını sattınız. Milleti faiz ile döviz arasına sıkıştırdınız. Dün ekonomiyi kapattınız. Bugün ise faizleri 475 baz puan artırmak zorunda kaldınız. Hızla daralacak ekonomide, esnaf, sanatkar, çiftçi, emekçi ne yiyip içecek?” ifadelerini kullandı.
TEK GÖSTERGE POLİTİKA FAİZİ
Duyuruda, düşük enflasyon ortamının kalıcı olarak tesisinin, ülke risk primlerinin düşmesi, dolarizasyon eğiliminin tersine dönmesi, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla, makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceğinin değerlendirildiği belirtildi.
Merkez Bankasının, fiyat istikrarını sağlama ve sürdürme temel amacına enflasyon hedeflemesi rejiminin gerektirdiği şeffaflık, öngörülebilirlik ve hesap verebilirlik ilkelerini uygulayarak ulaşacağı vurgulanan duyuruda, “Bu ilkeler ışığında, Merkez Bankası fonlaması temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılacak ve bu faiz oranı parasal duruş için tek gösterge niteliğinde olacaktır” ifadelerine yer verildi.
Duyuruda, açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin PPK’nın geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanarak, toplantı özeti beş iş günü içinde yayımlanacağı bildirildi.
130 MİLYAR DOLAR KÜL OLDU
Merkez Bankası’nın attığı bu adım eleştirilere de neden oldu. Önceki PPK toplantılarında faizin sabit tutulması ve Murat Çetinkaya döneminden sonra sürekli düşüş yaşaması kur tarafında piyasaların dengesini bir hayli bozmuştu. Ekonomistler ise karar sonrasında ‘madem güçlü artış yapılıyordu neden TL ezildi?’ sorularını sormaya başladı.
Artan kurla birlikte Türkiye’nin hem dış borç yükü arttı hem de ithalat tarafında yükselişler kaydedildi. Öte yandan yap-işlet-devret (YİD) modeliyle yapılan projelere verilen garanti ücretleri artan kur ile birlikte 2-3 katına çıktı.
Sadece kuru dengelemek için 130 milyar dolardan fazla döviz satışı gerçekleştirildi.
‘ÇOK İYİ BİR BAŞLANGIÇ YAPTI’
Analist İzzet Akyol ise Merkez’in kararı üzerine şu paylaşımı yaptı: “Bir fıkra var, ağa yanındaki kâhyasına “Madem böyle olacaktı…” diye soruyor. Ben de soruyorum: ‘Madem böyle olacaktı, 130 milyar dolar rezervi saçma bir fantezi uğruna niye yaktınız ağalar?’ Maalesef, uyduruk ‘Faiz sebep enflasyon sonuçtur’ inadının kurbanı olduk.”
Bluebay Asset Management Gelişen Piyasalar Stratejisti Timothy Ash, faiz artışını “Ağbal’dan mükemmel karar” paylaşımıyla değerlendirdi.
Ash “Nihayet Türkiye, Merkez Bankası’nı yöneten düzgün bir başkana sahip oldu. Yüzde 15’e doğru bir hareket mantıklıydı ve pazar için olumlu. Şimdi yabancı portföy girişi/dolarizasyon şansı var. Ağbal çok iyi bir başlangıç yaptı. Piyasa bu konuda ona saygı duyacak, ancak sanırım ileride büyük savaşlar olacak ve enflasyonu dizginlemek için politika faizini uzun bir süre yüksek tutması gerekecek. Ama bugün umut var” diye konuştu.
ENFLASYON ARTTIKÇA YETERSİZ KALABİLİR
Ekonomist Mustafa Sönmez ise şu paylaşımı yaptı: “Beklenen oldu 475 baz puan artış piyasanın beklediği faiz fiili faiz 14,75 olacak. Kur da çok değişmez. Satın alınmıştı bu beklenti. 475 baz puan artışla beraber dolar kurunda biraz gevşeme oldu 7.50 basamağına oturur euro da dokuzun altına düştü ama dokuz basamağına oturur 475 baz puan uzun süre idare etmez enflasyon yukarı gittikçe faiz yetersiz bulunacaktır.”
Ekonomist Banu Kıvcı Tokalı ise “Para politikasında net ve güçlü sıkılaşma ile sadeleşme yine ön planda. Fonlama artık tek kanal olan politika faizinden gerçekleşecek. Küresel ekonomide 2’nci dalga ve aşının bulunması; içeride de yenden dengelenme ve dezenflasyona geri dönüşte kararlılık ana etkenler” dedi.
Analist Özlem Derici Şengül ise şöyle konuştu: “Politika faizi beklendiği gibi 475 baz puan arttırıldı ve haftalık repo faizi yüzde 15 oldu. Sadeleştirme adına çok önemli bir adımla TCMB fonlamanın tamamen haftalık repodan yapılacağını açıkladı. Açıklama sözlü yönlendirme diyebileceğimiz bir cümle içermiyor.”
MERKEZ BANKASI UÇURUMDAN DÖNDÜ
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan ve Genel Başkan Yardımcısı Kerim Rota, Merkez Bankası’nın faiz artırımını KARAR TV canlı yayınında yorumladı.
Mustafa Karaalioğlu’nun sorularını cevaplayan Kerim Rota, faiz artırma kararı ile Türkiye’nin ödemeler dengesi krizinden şimdilik kurtulduğunu belirtirken Serkan Özcan “Uçurumun kenarından döndük” yorumunu yaptı.
Rota “Merkez Bankası, hükümete 2-3 metrelik bir kar küredi. Oradan geçip yolunu bulmak hükümete düşüyor. Onun için de yazın gelmesini bekleyecek vaktin olmadığını da biliyoruz. Faiz artışının piyasa faizlerinde ekstra bir artışa neden olmayacak. Zaten yansımıştı. Acı reçete geldi kurtulduk diye kimse düşünmesin. Asıl ‘acı reçete’ bundan sonra geliyor. Hasta olan vatandaş değil. Onlar görevlerini yerine getirdi, vergisini ödedi.
Acı reçeteyi ülkeyi hasta adam durumuna sokan hükümetin üstlenmesi gerekir. İçilmesi gereken bazı ilaçlar var. Ama bu da dönüp dolaşıp vatandaşı vuracaktır.”
Özcan ise şu yorumu yaptı: “MB’nin faiz artırımı kadar önemli bir kararı daha var. ‘Tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına karar verilmiştir’ deniyor.
Yani artık ben koridordur, ağırlıklı ortalama fonlama maliyetleridir bunlarla uğraştırmayacağım, sadeleştiriyorum diyor Merkez Bankası. Eski defteri kapattığına dair bir ima bu.
Artık para politikası dolambaçlı yollardan yapılmayacak diyor. Bu da doların düşmesinde 475 puan kadar etkili olmuştur. Türkiye faiz artırımı ile uçurumun kenarından dönme hareketi yaptı.
Dövizin tedariği bir saat öncesine göre daha kolay ama risk pirimi ve faiz maliyeti daha yüksek. Çünkü bu kadar büyük ‘U dönüşü’ yaşayan bir ülkeye yatırım yapacak olanların güven sorunu devam eder...”