2018 Kurban Bayramı'nı idrak ediyoruz. Müslümanlar olarak hepimiz bu günleri iple çektik. Cenab-ı Hakk'a yaklaşmak manasına gelen kurban ibadetimizi gerçekleştirdik ya da gerçekleştireceğiz. Bugüne has yapılacak ibadetlerin neler olduğunu öğrenip görevlerimizi yerine getirmek istiyoruz.
Resulullahın (sav) bildirdiğine göre: "Günlerin en faziletlisi arefe günüdür. Faziletçe cumaya benzer. O, cuma günü dışında yapılan yetmiş hacdan faziletlidir. Duaların en faziletlisi de arefe günü yapılan duadır. Benim ve benden önceki peygamberlerin söylediği en faziletli söz de: Lailahe illallah vahdehu la şerike lehu. (Allah birdir, ondan başka ilah yoktur, O'nun ortağı da yoktur) sözüdür." (Muvatta, Hacc 246).
Arefe günü, kıymetli geceye kendinden sonra gelen günün ismi verilir. Fakat Arefe ve Kurban bayramının üç gecesi böyle değildir. Bu dört gece bugünleri takip eden gecelerdir. Arefe yalnız Zilhiccenin 9. günüdür. Başka güne Arefe denmez. Arefe Günü’nün İslam ’daki karşılığı kurban bayramından önceki gün olarak tanımlanıyor. Türkçede ise Arefe Günü, "herhangi bir dini bayramdan öncesi" olarak biliniyor.
KURBAN BAYRAMINDA YAPILACAK İBADETLER NELER?
Bu bayramda kurban keseriz, bayram sabahı bayram namazı kılarız, Arafe günü sabah namazından sonra başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazı sonuna kadar devam etmek üzere "teşrık tekbirleri" getiririz, yoksullara kurban eti dağıtırız, ölü (mezarlarda) ve diri (evlerde) yakınlarımızı ziyaret ederiz, halleşir, dertleşir, hasret giderir, muhabbeti arttırırız. Günümüzde haberleşme imkanları geliştiği için ziyarete gidemediğimiz yakınlarımızı telefon vb. vasıtalarla arar, hal hatır sorar, bayramlarını tebrik ederiz.
Bayramda yapılan bu ibadetler ve merasimlerin dindeki yeri (hükmü; farz mı, vacib mi, sünnet mi olduğu) tartışılıyor. Asıl sorulması gereken soru şudur: Bunlar terkedilirse ne olur, neleri kaybetmiş oluruz? Bence en önemlisi bir şiarımızı kaybetmiş oluruz; "Şiarı kaybetmek caiz midir?", soru böyle sorulmalıdır.
Kurban kesmenin bazı mezheplerde vacibi bazılarında sünnet olduğunu söyleyenler, önce şu soruya cevap vermelidirler: Meselâ kurbana sünnet diyen Şafi'î mezhebini örnek olarak alalım: Şâfiîlere göre sünnet ve vacib olan ibadetler var da kurban bunlar içinde sünnet ibadetlere mi giriyor? Bu sorunun cevabı "Hayır" dır. Şâfiîlerde, "farz ile sünnet arasında yer alan" bir vacib kavramı yoktur; onlara göre ibadetler ya sünnettir ya da vâcib (yani farz)dır; onlara göre vacib ile farz aynı manada kullanılır. Şâfîlerde, Hanefîlerde olan manasında bir vacib olmadığı için onlar kurbana sünnet demişlerdir; başka bir deyişle sünnet demeselerdi farz diyeceklerdi. Kafanız karıştı ise daha açık ifade edeyim; hiçbir İslam mezhebinde kurban, terkedilmesinde sakınca bulunmayan, yapılması da fazla önemli olmayan bir ibadet değildir; kurban önemli bir ibadettir, Hz. Peygamber (s.a.) buna önem vermiş ve hayatı boyunca yerine getirmiştir.
Kurban bayramının dördüncü günü ikindi namazına kadar ,Arefe günü sabah namazından başlayarak erkek-kadın herkes, cemaatle kılsın, yalnız kılsın, 23 vakit farz namazda selam verir vermez, (Allahümme entesselam...) demeden önce, bir kere, vacib olan teşrik tekbirini söylemelidir. "Allahü ekber, Allahü ekber. La ilahe illallahü vallahü ekber, Allahü ekber ve lillahil-hamd" demelidir.
AREFE GÜNÜ YAPILACAK İBADETLER NELER?
Allahu Teâlâ bazı geceler duaların reddedilmeyeceğini Peygamber Efendimize (sav) bildirmiştir. Rahmet kapılarının açıldığı dört mübarek gece şunlardır:
1- Fıtr (Ramazan) Bayramı gecesi,
2- Kurban Bayramı gecesi,
3- Terviye gecesi (Zilhicce ayının 8. gecesi),
4- Arefe gecesi, (Isfehani)
Arefe gününü ve gecesini ibadetle geçirmek çok faziletlidir. Arefe gecesini ibadetle geçirenin cehennemden azat olacağını müjdeleyen rivayetler vardır.
Arefe günü günahlardan uzak kalanın da bağışlanacağı Resulullah (sav) tarafından müjdelenmiştir.
"Arefe günü Resulullahın (sav) yanında bulunan bir genç, kadınları düşünüyor ve onlara bakıyordu. Resulullah (sav) eliyle birkaç defa gencin yüzünü kadınlardan çevirdi. Genç yine onları düşünmeye başladı. Resulullah (sav):
- Kardeşimin oğlu, bugün öyle bir gündür ki, bugünde herkesin kulağına, gözüne ve diline sahip olursa günahları bağışlanır, buyurdu." (Müsned)
Arefe Günü Yapılması Tavsiye Edilenler:
1- Arefe gününün sabah namazının farzından sonra teşrik tekbirleri getirilmeye başlanmalıdır.
2- Arefe günü oruç tutulmalıdır.
3- Arefe gününe hürmet edilmeli, günaha girmemeye dikkat edilmelidir.
4- Arefe günü çok dua ve istiğfar edilmelidir.
5- Arefe günü 1000 âdet İhlas-ı şerif okunmalıdır.
BAYRAM DUASI NASIL YAPILIR?
اعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
رَبِِّ الْعَالَم۪ينَ ﴿﴾ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّق۪ينَ ﴿﴾ وَلََ عُدْوَانَ إِلََّ عَلَي الظَّالِم۪ينَ ﴿﴾
هَّ ألَْحَمْدُ لِِلَ وَالصَّه لٰة وَالسَّ ه لٰمُ هُمَّ رَبَّنَا يَا رَبَّنَا
هَّ عَهلى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَ ه ألِه۪ وَصَحْبِه۪۪ٓ أجَْمَع۪ينَ ﴿﴾ ألَل
تَقَبَّلْ مِنَّا إِنَّكَ أنَْتَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ ﴿﴾
Ey rahmeti ile bütün varlığı, bütün kâinatı kuşatan Rahman ve Rahim olan Allah’ım
Şu mübarek Bayram sabahında huzuruna geldik. Lâyıkı veçhile kul olamayışımızın mahcubiyeti içinde divanına durduk. Şükrümüzü hakkıyla eda edemeyişimizin bilinci içindeyiz. Bizi huzuruna kabul buyur, dua ve niyazlarımızı kabul eyle Allah’ım!
Ya Rabbi!
Kıldığımız namazları, “Kurban Bayramı günlerinde senin katında en sevimli amelimiz olan kurbanlarımızı”, okuduğumuz Kur’anları, indirdiğimiz hatm-i şerifleri, yaptığımız zikirleri, tesbihatı, dua ve niyazları, va’z-u nasihatleri, hasılı bütün ibadet ve taatlerimizi, hayır ve hasenatımızı, şu Bayram günü hürmetine en güzel şekliyle kabul eyle Allah’ım!
Bu mübarek bayram sabahında, yürekten itiraflarımız ve samimi tövbelerimizle sonsuz rahmet ve mağfiretine iltica ediyoruz. Bizi gönüllere şifa, dertlere deva, huzur ve barış kaynağı olan Kur’an’la buluştur Allah’ım!
Bize bahşeylediğin en büyük sermaye olan ömrümüzü rızana uygun geçirmeyi nasip eyle Allah’ım! Bizleri Sana layık bir kul, Habibine layık bir ümmet eyle.
Onları cennetinle ve cemalinle müşerref eyle! Ailelerine sabır ve metanet ihsan eyle! Dinimizin, devletimizin, milletimizin bekasını sarsacak her türlü dâhili ve harici belalardan, sıkıntılardan, musibetlerden, kederlerden ve terörden bizleri muhafaza eyle!
Ya Rabbi!
Aziz milletimizi ağır imtihanlardan muhafaza eyle! Fitne ateşiyle bizi tutuşturmak isteyenlere karşı yekvücut olmayı, tek bilek olmayı milletçe hepimize nasip eyle Allah'ım!
Bütün acılara rağmen milletimizin hiçbir ferdini haktan, hukuktan, adaletten, merhametten bir an olsun ayırma! Sana inanan bu aziz milletten yardım ve inayetini, kuvvet ve rahmetini esirgeme Allah’ım!
Bizleri bütün mazlumların, mağdurların umut bağladığı ülkemize ve tarih boyunca canlarını veren bütün şehitlerimizin uğruna canlarını verdikleri yüce değerlere sahip çıkanlardan eyle Allahım!
Ya Rabbi!
Bizlere anne-babalarımıza hayırlı evlatlar olmayı nasip eyle!
Hayatımızı paylaştığımız eşlerimize, göz bebeğimiz olan yavrularımıza karşı görevlerimizi bihakkın yapabilmeyi ihsan eyle Allah’ım! Onlara sevgi, rahmet, merhamet, şefkat, muhabbet ve ülfetle muamele etmeyi nasip eyle Allah’ım!
Ailelerimize dirlik, düzenlik ve huzur ihsan eyle Allah’ım!
Evlatlarımızı ailelerine, vatanına, milletine hayırlı eyle. Çocuklarımızın kalplerini iman ve Kur’an nuru ile tenvir eyle Allah’ım!
Bu mübarek Bayram hürmetine hasta kullarına acil şifalar, borçlu kullarına edalar, dertli kullarına devalar ihsan eyle Allah’ım!
Ya Rabbi!
Şu mübarek Bayram hürmetine; ortak evimiz ve imtihan yurdu olan dünyamızı savaşlarla, işgallerle, katliamlarla, açlıklarla, inleyen bir enkaz olmaktan kurtar! Varlık alemine ibret nazarıyla bakabilmeyi bizlere nasip eyle!
Yeryüzü ve tüm mahlukat bize emanet, biz de birbirimize emanetiz. Mazlumlara, gariplere, yetimlere, kimsesizlere sahip çıkmayı; çocukların, kadınların, gençlerin, yaşlıların hasılı bütün mahlukatın hak ve hukukunu korumayı bizlere nasip eyle Allah’ım!
Kırık kalpleri onarmayı; yaralı gönülleri imar etmeyi; haset, kin ve nefretten uzak durmayı; aramızda sevgi, merhamet ve kardeşlik köprüleri kurmayı lutfeyle Allah’ım!
Ya Rabbi!
Bizleri, günahta ve düşmanlıkta değil; iyilikte ve takvada yardımlaşanlardan eyle! Hak ve hakikatin yolunda olanlardan eyle Allah’ım!
Bizleri, birbirine kin güdenlerden, nefret duyanlardan, buğzedenlerden; fitne çıkaranlardan, gıybet ve iftiraya bulaşanlardan, kul hakkına girenlerden eyleme Allah’ım!
Bizleri, kendisi için istediğini mümin kardeşi için de isteyenlerden, işlerini adalet, hakkaniyet, merhamet ve şefkatle icra edenlerden eyle Allah’ım!
Ya Rabbi!
Şu mübarek bayram sabahında günahkâr beden ve gönüllerimizi istiğfar ile arıtmak istiyoruz. Sen nasip eyle Allah’ım! İmanımızı ve ahdimizi tazelemek muradımız. Sen bahşeyle Allah’ım! Kırdığımız kalpleri onarmak, paraladığımız onurları tamir etmek, ihlal ettiğimiz hak sahipleriyle helalleşmektir borcumuz. Sen lufteyle Allah’ım!
Allah’ım!
“Rabbimiz! Yalnız Sana güvenip dayandık, Sana yöneldik ve sonunda da Senin huzuruna varacağız.” diye sana yakaran Hz. İbrahim peygamberin lisanıyla yalvarıyoruz. Huzuruna tertemiz yüzle, hesabını verebileceğimiz salih amellerle varmayı bizlere nasip eyle Allah’ım!
Rabbimiz!
Peygamberimizin (s.a.s) dilinden hiç düşürmediği dua ile Sana yalvarıyoruz. “Allahümme inneke afüvvün, kerimün, tühıbbül afve fa’fu anna”. “Allah’ım! Sen affedicisin. Sen Kerim’sin. Affetmeyi seversin. Bizleri affeyle Allah’ım!”
Allah’ım! Bütün peygamberlerin yaptığı dua ile Sana yöneliyoruz. “Rabbena atina fi’d-dünya haseneh, ve fi’l-ahirati haseneh, ve kına azabe’n-nar.” “Rabbimiz! Bize dünyada güzellikler ihsan eyle, Ahiret’te de güzellikler ihsan eyle. Bizi cehennem azabından muhafaza eyle.”
Yâ Rabbe’l-Âlemîn,
Bizleri zikrinde, şükründe, hüsn-i ibadetinde daim eyle. Bedenlerimize sıhhat ve afiyetler ihsan eyle.
Ümmet-i Muhammed’e güzel hizmette bizlere güç ve kuvvet ihsan eyle. Vefatımız geldiği zaman da dilimiz zikrinle meşgulken, alnımız secdede iken, Senin sevdiğin ve razı olduğun bir hal üzereyken ruhumuzu kabzeyle Allah’ım. Ecel şerbetini içeceğimiz son nefesimizde, Kelime-i şahadet ki buyurun,
اشهد ان لَاله الَالله واشهد ان محمدا عبده ورسوله
KURBAN BAYRAMI HUTBESİ 2018: GAYRET MÜMİNLERDEN, ZAFER ALLAH’TANDIR
Muhterem Müminler!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’a ve Resûlüne itaat edin, birbirinize düşmeyin, sonra gevşersiniz ve gücünüz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor: “Elinizle, dilinizle ve malınızla cihad edin.”
Kıymetli Müslümanlar!
Vatan, insanın huzur ve güven içinde yaşadığı, hür olmanın şerefini taşıdığı topraktır. Aynı cesaretle tarih yazanların, aynı değerler uğruna baş koyanların, aynı ideallerle geleceği inşa edenlerin yurdudur. İzzetini ve istikbalini korumak için şehadet şerbeti içenlerin, gazi olup varlığından geçenlerin emanetidir vatan. Ecdadımız, Allah’a olan imanları ve vatana olan sevdaları ile bu mukaddes toprakları asırlarca korumuş, zulme ve zalime karşı kahramanca mücadele etmiştir. Yegâne emeli, mabedinin göğsüne namahrem eli değdirmemek olan bu aziz millet, haysiyet ve onuruna hiçbir zaman halel getirmemiştir. Tarih boyunca nice Ağustos ayına damgasını vuran Malazgirt, Otlukbeli, Çaldıran, Mercidâbık, Mohaç, Sakarya ve Büyük Taarruz zaferleri buna şahittir. Bu kutlu zaferler göstermiştir ki, gayret müminlerden, zafer Allah’tandır. O’nun rızasını kazanmak ve yeryüzünde iyiliği hâkim kılmak için çarpan yürekler asla esaret altına alınamaz. Hakka tapan milletimizin birlik ve beraberliğine göz dikenler, rezil ve zelil olmaya mahkûmdur. Yurdumuzun üstünde tüten en son ocak sönmeden bu bayrak inmeyecek, bu ezanlar dinmeyecektir.
Muhterem Müslümanlar!
Bugün de ülkemizi baskı altına alma ve İslam coğrafyasını kuşatma girişimleri karşısında zafer bilinci kuşanmamız gerekmektedir. Zafer bilinci, zorluklar karşısında sabır ve sebat göstermektir. Kökü derinlerde olan ulu bir çınara benzeyen bu toplumu içten içe kemiren çekişmeleri, tartışmaları, ihtirasları bir kenara bırakmaktır. Kardeşliğimizi sarsmak ve muhabbetimizi bozmak isteyenlere karşı uyanık olmaktır. Aziz milletimiz, dün en ağır şartlara rağmen yedi düveli dize getirdiği gibi, bugün de feraseti ve Allah’ın inayetiyle hainlere geçit vermeyecektir. Dün 15 Temmuz işgal girişimine göğsünü siper ettiği gibi, bugün de ekonomik ve teknolojik her türlü saldırıya korkusuzca karşı koymasını bilecektir. Nihayetinde hak ile bâtıl arasındaki savaşın adı, zamanı, zemini ve şartları değişmiş olsa da değişmeyen tek bir gerçek vardır ki, o da; “Ey iman edenler! Eğer siz Allah'ın dinine yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.” 3 ilâhî fermanıdır.
Aziz Kardeşlerim!
Milletimizin bekası uğruna, Allah’a olan sadakatimizi, teslimiyetimizi ve tevekkülümüzü pekiştirelim. Yüce Rabbimizin, “Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz.”4 ayetine gönülden bağlanalım. Maddi varlığımıza, manevi değerlerimize, el emeğimize, ürünümüze, yavrularımızın yarınlarına sahip çıkalım. Tutumlu olmaya, sade ve mutedil harcamaya, israftan uzak durmaya her zamankinden fazla özen gösterelim.
Kardeşlerim!
Tarih şahittir ki Cenab-ı Hak, dinini ve vatanını muhafaza etmeyi en ulvi görev bilen aziz milletimizi yardımsız bırakmayacaktır. Her kim mazlumun, mağdurun, mültecinin ve muhacirin yanındaysa, Allah’ın rahmet ve inayeti de onun yanında olacaktır. Ey bu toprakları asırlardır Müslüman yurdu kılan, bu milleti şehadet ve gazilikle defalarca onurlandıran, şüheda evladı eyleyen Rabbimiz! Bizlere zafer bilinci kuşanmayı, maddi ve manevi her anlamda kenetlenmeyi, zorlukların üstesinden gelmeyi ve kardeşler olarak bu topraklarda ilelebed yaşamayı nasip eyle! AMİN.