Kurban Bayramı teşrik tekbirleri ne zaman başlar, ne zaman biter? Teşrik tekbiri nedir? Teşrik tekbiri ne zaman getirilir? sorularının yanıtı Kurban Bayramı'na 2 gün kala araştırılıyor. Arefe Günü başlayacak olan teşrik tekbiri ile ilgili "Arefe Günü ne zaman?" sorusunun yanıtı ve detaylar haberimizde...
AREFE GÜNÜ NE ZAMAN?
10 Ağustos Cumartesi günü arefe, 11 Ağustos Pazar günü ise bayramın birinci günü olacak. Kurban bayramı 14 Ağustos Çarşamba günü sona erecek.
10 Ağustos 2019 Cumartesi: Arefe
11 Ağustos 2019 Pazar: Kurban bayramı 1. günü
12 Ağustos 2019 Pazartesi: Kurban bayramı 2. günü
13 Ağustos 2019 Salı: Kurban bayramı 3. günü
14 Ağustos 2019 Çarşamba: Kurban bayramı 4. günü
KURBAN BAYRAMI TEŞRİK TEKBİRİ NE ZAMAN BAŞLAR? NE ZAMAN BİTER?
Teşrik Tekbirinin ilk vakti Arefe Günü sabah namazının farzının selamından sonradır. Son vakti ise bayramın 4. günü ikindi namazının farzının selamından sonradır. Kimin üzerine beş vakit namaz farz ise, o kimse üzerine farz namazlardan selam verdiğinde hemen tekbir okuması vacip olur.
Cem'-i takdîm: Arefe günü Arafat'ta öğle ve ikindi namazlarının öğle vakti içinde birleştirilerek birlikte kılınması sünnettir. Buna cem'-i takdîm denir. Ebû Hanîfe'ye göre bu namazların cem'-i takdîm ile kılınabilmesi için;
a) Arefe günü hac için ihramlı olarak Arafat'ta bulunmak,
b) Mescid-i Nemîre'de cemâat-i kübrâ ile kılmak gerekir.
Aksi halde her namaz kendi vaktinde kılınır. Diğer üç mezhep ile Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed'e göre, arefe günü hac için ihramlı olanların Arafat'ta öğle ve ikindi namazlarını, ister Nemîre Mescidi'nde ister çadırlarda, ister cemaatle, ister münferit olarak cem'-i takdîm ile kılmaları sünnettir. Bu namazlar cem'-i takdîm ile kılınırken ezan okununca önce öğle namazının ilk sünneti kılınır. Sonra ikamet yapılarak öğlenin farzı kılınır. Tekrar ikamet yapılır ve ikindinin farzı kılınır. İkindi namazı için ayrıca ezan okunmaz ve iki farz arasındaki sünnetler kılınmaz. Her iki farzdan sonra telbiye ve teşrik tekbirleri okunur.
TEŞRİK TEKBİRİ NASIL OKUNUR?
İster cemaatle, ister yalnız başına namaz kılan, kurban kesen veya kesmeyen yolcu olan veya olmayan kadın-erkeğin; farz olan her namazın peşinde Teşrik tekbirlerini getirmesi gerekir. Teşrik tekbiri getirmek için illa kurban kesmek gerekmiyor. Kurban kesmeyenler de tekbir getirmekle yükümlü.
Teşrik Tekbîri: “ALLAHÜ EKBER, ALLAHÜ EKBER. LÂ İLÂHE İLLALLAHÜ VALLAHÜ EKBER. ALLAHÜ EKBER VE LİLLÂHİLHAMD”.
TEŞRİK TEKBİRİNİN ANLAMI NEDİR?
Teşrik tekbirinin anlamı: "Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Allah'tan başka ilâh yoktur. O Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Hamd Allah'a mahsustur".Fakihler ilgili âyet ve hadisler ile sahâbe görüş ve uygulamalarını dikkate alarak teşrîk tekbirlerinin lafzını, hükmünü, başlangıç ve bitiş vakitlerini belirlemeye çalışmışlardır.
Hanefî, Hanbelî, Zâhirî ve Zeydî mezheplerine göre teşrîk tekbirleri “Allāhüekber Allāhüekber lâ ilâhe illallāhü vallāhü ekber Allāhüekber ve lillâhi’l-hamd” şeklindedir. Bazı kaynaklarda bu lafızlar Hz. İbrâhim’e nisbet edilmiştir (İbn Âbidîn, II, 178-180; ayrıca bk. es-Sâffât 37/100-110).Mâlik ve Şâfiî teşrîk tekbirlerinin üç defa “Allāhüekber” denilerek yerine getirileceğini söylerken sonraki dönem Şâfiî ve Mâlikî fakihleri diğer mezheplerce belirlenen tekbir ibaresinin okunmasını da uygun görmüştür.
Şâfiîler ayrıca buna, “Lâ ilâhe illallāhü vallahü ekber Allāhüekber ve lillâhi’l-hamd; Allāhüekber kebîren ve’l-hamdü lillâhi kesîren ve sübhânellāhi bükraten ve asîlâ” lafızlarının eklenmesinin uygun olacağını, ardından, “Lâ ilâhe illallāhü ve lâ na‘büdü illâ iyyâhü muhlisîne lehü’d-dîne ve lev kerihe’l-kâfirûn; Lâ ilâhe illallāhü vahdeh sadaka va‘deh ve nasara abdeh ve hezeme’l-ahzâbe vahdeh; Lâ ilâhe illallāhü vallāhü ekber” ibarelerinin katılmasının müstehap olduğunu söylemişlerdir (Şirbînî, I, 315).
Osmanlı bestekârı Buhârîzâde Mustafa Itrî Efendi’nin teşrîk tekbiri için yaptığı segâh makamındaki beste İslâm âleminde geniş kabul görmüştür. Teşrîk tekbirleri Hanefîler’e göre vâcip, Hanbelîler, Şâfiîler ve Zeydîler ile bazı Hanefî âlimlerine göre sünnet, Zâhirîler ve Mâlikîler’e göre mendup, Ca‘ferîler’e göre müstehaptır. Fakihler, arefe gününden önce ve bayramın dördüncü gününden sonra tekbir alınmayacağı ve cemaatle kılınan farz namazların arkasından tekbir alınması gerektiği hususunda ittifak etmiştir.
BAYRAMIN 1. GÜNÜ (10 Zilhicce).
Bu günde yalnız Akabe Cemresi'ne yedi taş atılır. Hanefîler'e göre, bayramın birinci günü taş atma zamanı, tan yerinin ağarmasından (fecr-i sâdık) ertesi günün tan yeri ağarmasına kadar olan süre olmakla birlikte, belirlenen bu süre içinde, güneşin doğması ile öğle namazı vaktinin girmesi arasındaki vakitte taşlamak sünnet, sabah güneşin doğmasından önce ve akşam güneşin batmasından sonra taş atmak mekruh kabul edilmiştir. Bu vakitlerde taş atmanın mekruh sayılması, ortalığın karanlık olmasıyla ilgilidir. Çünkü karanlıkta atılan taşın hedefi tutması zor olduğu gibi, hedefe varıp varmadığı da izlenemez.
Bunun yanında hem eziyet çekme hem de başkasına eziyet etme ihtimali bulunmaktadır. Fakat günümüzde bu bölgeler aydınlatıldığı için kerâhet sebebi olan sakıncalar da ortadan kalkmış olmaktadır. Bu bakımdan özellikle yaşlıların ve kadınların taşlamayı bu vakitlerde yapmaları, hem kendileri için rahat olacağı, hem de gündüz olacak izdihamı rahatlatacağı gerekçesiyle daha uygun görülmüştür.
Mâlikîler'e göre taşlama vakti bayramın birinci günü tan yerinin ağarmasıyla başlar ve akşam namazı vaktinin girmesine kadar devam eder. Güneş battıktan sonra (gece veya ertesi gün) atılırsa, edâ değil kaza sayılır ve ceza gerekir. Şâfiî ve Hanbelîler'e göre ise bu vakit gecenin yarısından bayramın dördüncü günü güneş batıncaya (teşrik günlerinin sonuna) kadar sürer. Bu sürenin herhangi bir anında taş atılması sahihtir. Ancak henüz güneş doğmadan atılması mekruh; güneşin doğuşundan zevale kadar geçen sürede sünnet; zevalden güneş batıncaya kadar kerâhetsiz câiz; mazeretsiz güneş battıktan sonraya geciktirmek ise mekruh sayılmıştır.
BAYRAMIN 2. VE 3. GÜNLERİ (11-12 Zilhicce)
Bu günlerin her birinde her üç cemreye yedişer olmak üzere toplam 21 taş atılır. Bu iki günde taş atma zamanı, zeval vaktinde başlar. Hanefîlere göre ertesi gün fecr-i sâdıka kadar, Malikîlere göre ise güneşin batmasına kadar devam eder. Belirtilen bu sürenin herhangi bir bölümünde taş atma işi yapılabilir. Bu iki günde zevalden önce taş atılması ise câiz değildir. Şâfiî ve Hanbelîler'e göre ise bu günlerle ilgili taşlamanın süresi de bayramın ilk günü gibi teşrîk günlerinin sonuna kadardır.
BAYRAMIN 4. GÜNÜ (13 Zilhicce)
Ebû Yûsuf, İmam Muhammed ve diğer üç mezhep imamına göre bayramın dördüncü günü de taş atma vakti, ikinci ve üçüncü günlerde olduğu gibi zevalden itibaren başlar. Ebû Hanîfe'ye göre ise bayramın dördüncü günü taş atma zamanı fecr-i sâdıkta başlar. Ancak taşların henüz güneş doğmadan atılması mekruh, güneşin doğuşundan zevale kadarki sürede câiz, zevalden sonra atılması ise sünnettir. İster edâ, ister kazâ olsun, bayramın dördüncü günü güneşin batmasıyla taş atma süresi sona erer.