İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İstanbul’un fethinden hemen önce yapılan, 570 yıllık Rumeli Hisarı'nın tarihini, restorasyon sürecini ve hizmete girdikten sonra yapılacakları anlattı.
Rumeli Hisarı'nın restorasyonunun Anadolu Hisarı ile birlikte başladığını belirten Polat, boğazın iki yakasında, fethin en önemli iki yapısını restore etmiş olacaklarını söyledi.
Hisarda, Fatih Sultan Mehmet’in üç veziri tarafından yaptırılan üç kule bulunduğunu belirten Polat, adını fethin önemli isimlerinden Çandarlı Halil Paşa'dan alan kuleyle ilgili şunları söyledi:
"Fetihten hemen sonra burası zindan olarak kullanılmış. Bu Orta Çağ yapısının restorasyonu bitip bütün Rumeli Hisarı açığa çıkarıldığı zaman, insanlar hakikaten kentte Kara Surlarıyla beraber belki de fethin en önemli izlerinden birisi olan bir yapıya ulaşmış, erişmiş olacak. Ne yazık ki son yıllarda erişime kapalıydı. Çok ağır hasarlar almış ve bazı riskler içeriyordu."
"HİSARLAR GÜVENLİĞİ SAĞLIYORDU"
Polat, boğazı iki yönden tutmak üzere hisarların yapıldığını belirterek "Hisar sadece geçişleri desteklemiyordu, bir de donanmanın güvenliğini sağlıyordu. Hem karadan hem denizden lojistiği vardı. Burası İstanbul'un kültür ve mimari tarihi için eşsiz bir yapı” diye konuştu.
Hisarda, Fatih Sultan Mehmet’in üç veziri, Çandarlı Halil Paşa, Zağanos Paşa ve Saruca Paşa tarafından üç kule yaptırıldığını söyleyen Polat, İstanbul'un tarihini değiştiren üç yapının restorasyonunun kendi fiziksel koşullarına göre olacağını belirterek şunları söyledi:
"Askerin hisarların üzerinde durdukları klasik yollar gezinin parçası olmasını istediğimiz alanlar. Yani insanlar geldiklerinde kuleleri, avluyu gezecek, duvarlara çıkacak ve bütün kule seviyesini gezmiş ve deneyimlemiş olacak. Hisar yapıldığı sırada, burada Bizans yapısının olduğu tarihçiler tarafından sıklıkla söylenir. Bilinen bir gerçektir. Biz de bu malzemeleri sıklıkla buluyoruz."
Restorasyonun sadece inşa faaliyeti değil tarih laboratuvarı işlevi olduğunu belirten Polat, "Burada 570 yıl önceki derzi buluyoruz. Şu an katman katman derz ve yapı teknolojisine ilişkin malzeme buluyoruz. Harçların ve malzemelerin analizleri yapılabiliyor" dedi.
Polat, Rumeli Hisarı'nın İstanbul'un fethine ilişkin çok önemli bir bilgi kaynağı olduğunu belirtti.
Zağnos Kulesi'ni açık, çağdaş sanat sergi alanı düşündüklerini belirten Polat, "Mekanın ruhu da çağdaş sanat sergilemesine çok uygun. Karşıdaki Zağnos Kulesi sadece kademelendirmeyle en üste çıkaracağımız bir alan olduğu için, bahçesinde, avlusunda küçük akustik konserler verilecek nokta olarak düşünüyoruz, Zağnos Kulesi'nin içini. Hem estetiği çok güzel hem akustik değerleri çok iyi hem de İstanbulluların konser dinlemekten keyif alacakları bir alan" şeklinde konuştu.
Polat, mahallenin camisinin kalan tek minaresinin restorasyon sırasında amfiye dönüştürüldüğüne dikkat çeken Polat, "Şu an Rumeli Hisarı'nın içerisindeki bu cami, hemen yanındaki minareyle birleşik olarak inşa edildi. Bu rekonstrüksiyon bir camidir. Rekonstrüksiyon şu demek; bizim tescilli, Türkiye'de korunması gereken yapılar grubunda statüsü tanımlanmış bir camimiz bu. Yani artık restore edilmiş ve tarihi kimliği olan bir camidir. Bu koruma mevzuatı açısından korunan bir statüdedir" dedi.
Polat, hisarların restorasyonuna odaklandıklarını ve konser faaliyetlerini Zağnos Paşa'da yapacaklarını söyleyerek, "İlk önce Zağnos Paşa Kulesi'nin içerisinde konserler başlayacak. Küçük akustik konserler için çok da muhteşem bir nokta" dedi.