Bilim ve teknolojinin yanı sıra geçmişten, gelecekten ya da apokaliptik dönemden izler taşıyan bilim kurgu romanları, okuyucuları yaşamı sorgulamaya davet ediyor. Yazar Duygu Elçi Verpilleux, sosyal fantastik bilim kurgu türünde kaleme aldığı “Arthur ile Zamanın İzinde Evrenin Merkezine Doğru Bir Yolculuk” adlı kitabında, klasik bilim kurgu romanlarının aksine, NASA ve ESA’nın çalışmalarından ilham alarak ütopik bir gerçekliğe hayat veriyor. Farklı galaksi ve evrenlere kapı aralayan kitap, okuyucuları yaradılış kavramını ve yeryüzüyle olan bağlarını sorgulatan bir uzay macerasına sürüklüyor.
yüzüklerin efendisi’nin uzay versiyonu
Kitabına ilişkin değerlendirmede bulunan Yazar Duygu Elçi Verpilleux, “Romanımla okuyucuları geçmişten geleceğe, dünyanın kayıp uygarlıklarından evrenin farklı galaktik uygarlıklarına uzanan bir maceraya sürüklüyorum. Kitabımı, Yüzüklerin Efendisi eserinin uzayda geçen bir versiyonu olarak tanımlayabilirim. Kitabımda yarı insan yarı uzaylı olarak başka bir ırkın mensubu olan Peter ve akıllı saati Arthur’un, 3 Nisan 2022 tarihinde Los Angeles’ta başlayan hikayesini, uzay ve astronomi alanındaki gelişmeler ışığında yapılan çalışmalardan yararlanarak işliyorum. Kitabım bu yönüyle benzer türde yazılmış romanlardan ayrışarak ütopik bir gerçekliğe hayat verirken, yeryüzü üzerindeki yaşantımızı, evrenle ilgili sorularımızı ve gerçeği arayışımızı irdeleyerek okuyuculara zengin bir evren resmi çiziyor.” dedi.
YAŞAMIN ANAHTARI MU VE ATLANTİS KITALARIYLA SULAR ALTINDA
Oldukça sıradan bir yaşam sürdüren Peter’in, teleskobu aracılığıyla dünyaya en yakın güneş sistemi Proxima Centauri’den bir sinyal almasıyla değişen yaşamının izini süren kitap, okuyucuları efsanevi Mu ve Atlantis kıtalarında yaşayan eski uygarlıklarla tanıştırıyor. Kitabında farklı evrenlerdeki ve dünyanın farklı dönemindeki uygarlıklar arasındaki ilişkiden yola çıkan Duygu Elçi Verpilleux, insanların fikir ayrılıklarıyla yaşamın anlamından uzaklaştıklarını vurguluyor. Verpilleux, konuyu şu sözlerle açıklıyor:
“Mu ve Atlantis’te yaşayan eski uygarlıklar, Xson ve Genesia gezegenlerinden gelen dünya dışı varlıklarla barış içinde yaşarken, hatta birlikte barış paktına imza atarlarken, insanlığın fikir ayrılıkları devreye giriyor. Bu iki farklı türün birbiriyle iletişimini etik bulmayan fikirler, toplumu iç savaşa sürüklüyor. Bu savaş sırasında uzayda yıldızlararası seyahati kısaltmayı olanaklı kılan yaşamın anahtarı ve ileri uygarlıklar teknolojisine dair bilgiler de Mu ve Atlantis kıtalarıyla birlikte sular altına gömülüyor. İnsanlık, dayanışma ve anlayış kültürünün yoksunluğundan ötürü en kıymetli mücevherini kaybediyor”
GEÇMİŞİ, GÜNÜMÜZÜ VE GELECEĞİ KONU ALAN SERÜVEN
Yazar Duygu Elçi Verpilleux, “Arthur İle Zamanın İzinde Evrenin Merkezine Doğru Bir Yolculuk” adlı kitabında geçmiş, bugün ve gelecek arasında geçen olaylar örgüsüne yer veriyor. Peter’in okyanus açıklarında yaşamın anahtarını bulmasıyla evreni kurtarma mücadelesinin de başladığına değinen Yazar, “Peter ve bilim adamları, bu anahtarla geçmişteki ileri uygarlıkların insanlar arasındaki ilişkilerine dair bilgilere ulaşıyor. Farklı evrenlerdeki gezegenlerden Genesia’nin, güneşi Euphorisias’ı kaybetmesinin ardından radyoaktif ve karanlık bir döneme girmesi, Peter ve bilim adamlarını harekete geçiriyor. Genesia’da oluşan kara deliğin önüne gelen her şeyi yutmasıyla başlayan tehlikenin önüne geçmek için, olağanüstü bir güç sergiliyorlar. Gezegenin vakum etkisi yaratarak dünyanın içinde bulunduğu evreni de yutma ihtimali, onları kıyasıya bir mücadeleye sürüklüyor” diye bilgi verdi.
MACERA YENİ KİTAPLARLA SÜRECEK
Romanın bir serinin ilk kitabı olduğunu belirten Duygu Elçi Verpilleux, “Peter’in ve bilim adamlarının paralel evrenleri kurtarma mücadelesi serinin yeni romanlarıyla devam edecek. Kitabımın farklı aşamalarında okuyuculara okurken dinlemelerine yönelik şarkı tavsiyelerinde de bulunuyorum. 1970’lerin efsanevi sanatçısı David Bowie’nin Time, Deep Purple’ın Anthem parçaları ve The Moody Blues’un ünlü albümü Days of Future Passed bunların başlıcaları arasında yer alıyor.” dedi.