SALİHA SULTAN
Hijyen ve aşı uzmanı kesildiğimiz pandemi sürecinin ardından, son iki yıldır muhabbetler artık ‘markete gitmeye korkuyorum’ ile başlayıp, ‘ne olacak bu ekonominin hali’ sorusuyla sona eriyor. Dolar 26 lirayı aşınca hükümeti de kamu kurumlarına ‘israf yapmayın’ uyarısına sürükleyen ekonomik kriz, yalnız mutfaklarımızı vurmuyor, hayatımızın her alanını da derinden etkiliyor. Örneğin biletleri bugün 100 lirayı aşan sinemaya gitmek birçok insan, özellikle aileler için artık bir lüks. Birçok aile bu rakamı ay boyunca yüzlerce film izleyebileceği dijital platformlara vermeyi tercih ediyor. Hal böyle olunca da sinema salonları gibi birçok sektörün geleceği de risk altında. Peki, insanoğlunun yaşadığı bu ekonomik krizler beyazperdeye nasıl yansıyor? 1929’da başlayan Büyük Buhran’dan 2008 Finansal Krizi’ne beyazperdeye yansıyan, bu ekonomik krizleri neden yaşadığımıza ışık tutan yapımları KARAR okurları için derledik.
BORSA DÜNYASINDAKİ KELEBEK ETKİSİ
Robert Connolly tarafından yönetilen ve David Wenham ve Anthony LaPaglia’nın başrol oynadığı 2001 tarihli Avustralya gerilim/dram filmi ‘Banka: Kelebek Etkisi’ filmi bankacılık ve rüşvet ilişkisine odaklanıyor. Adını dünyanın bir ucunda kanatlarını çırpan bir kelebeğin, okyanusun öteki ucunda bir fırtınaya neden olabileceği teorisinden alan film, borsadaki çalkalanmaları önceden tespit edebilen bir program tasarlayan Jim Doyle’un büyük ölçekli Centabank isimli bir bankayla iş yapmaya başlaması ve sonrasında sarpa saran işleri aktarıyor.
KOMEDİNİN PENCERESİNDEN İŞSİZLİK
‘Modern Zamanlar’, 1929 yılında tüm dünyada baş gösteren global ekonomik krizi döneminin atmosferini tüm çıplaklığıyla yansıtan bir Charlie Chaplin filmi. Başrollerini Chaplin ve Paulette Goddard’ın paylaştığı 1936 yapımı film, değeri zaman içerisinde sinema tarihinde bir başyapıt haline geldi. Büyük Buhran’ın hemen ardından çekilen filmde, ekonomik kriz öncesi alışılagelmiş seri üretim anlayışı ve kriz sonrası yaşanan işsizlik, sefalet, eylem gibi kavramlar Chaplin ve çevresi üzerinden mizahi bir dille eleştirilerek, irdeleniyor.
DAHA İYİ BİR YERE GİTMEK MÜMKÜN MÜ?
John Steinbeck’in Pulitzer Ödüllü romanından beyazperdeye uyarlanan ‘Gazap Üzümleri’, 1930’lu yıllardaki kriz sırasında insanlığın dramını etkileyici bir dille anlatıyor. Yönetmen koltuğunda John Ford’un oturduğu, Henry Fonda, Jane Darwell, John Carradine, Charley Grapewin ve Russell Simpson gibi oyuncuların rol aldığı filmde, Kaliforniya’da daha iyi bir hayat kurma umuduyla Oklahoma’nın tozlu yollarında ilerleyen Joad ailesini izliyoruz. ‘Gazap Üzümleri’ yoksulluktan kurtulmak ve yeni bir hayata başlamak için kendine yeni topraklar arayanların acıklı hikâyesi.
FAKİRLİK VE KADER İLİŞKİSİ ÜZERİNE BİR İDDİA
Amerikalı yönetmen John Landis’in ‘Zengin ve Sefil’ (Trading Places-1983) filmi, 80’li yılların en önemli ekonomi filmlerinin başında geliyor. Komedi tarzındaki film, finans ve emtia piyasalarında aracılık hizmeti veren büyük bir şirketin sahibi olan iki zengin ve yaşlı kardeşin, insanların geleceğini belirlemede genetiğin mi yoksa çevrenin mi önemli olduğu konusunda girdikleri iddia üzerine, şirketlerindeki beyaz bir müdürle sokaktaki siyah bir üçkağıtçının yerlerini değiştirmesinin hikâyesi. Edie Murpy filmde Dan Aykroyd’un canlandırdığı beyaz müdürün yerine geçen üçkağıtçı rolünde.
MODERN BANKACILIĞIN KARANLIK YÜZÜ
Adam McKay tarafından yönetilen 2015 tarihli biyografik komedi-drama filmi ‘Büyük Açık’ 2007-2008 yıllarındaki ekonomik krizi tetikleyen mortgage sisteminin bir balon olduğunu kimse farkında değilken gören dört kişinin hikâyesini konu alıyor. Michael Lewis tarafından yazılan ‘The Big Short’ kitabına dayanan film, küresel krizin eşiğinde akıllarına gelen bir fikri uygulamaya koyma cesareti gösteren, Brad Pitt, Christian Balley gibi oyuncuların canlandırdığı bu dört kişi üzerinden modern bankacılığın karanlık yüzünü izleyiciye aktarıyor.