Müze’nin Kurucusu olan Kenan Yavuz, “Anadolu’nun kültür derinliğini görünür kılmak için çıktığımız yolculuğumuzun geldiği aşama bizi heyecanlandırıyor” dedi ve,
"BİR SAHİPLENME HİKAYESİYİZ BİZ..."
“Samimiyet ile bezenmiş bir emeğin hikayesiyiz biz…
Sadeliğin keşfinin hikayesiyiz, unutulmaya yüz tutan geçmişimizin, değişmemesi gereken güzelliklerimizi dünden bugüne, bugünden yarına taşınmasının hikayesiyiz..
Köklerimiz ile bağımız kopmasın istedik.
Köylerimizin geleneksel dokusu bozulmasın, geleneklerimiz yaşasın istedik. Hız kesmeden devam eden iç göç artık dursun, gençlerimiz doğdukları yerde doysun istedik.
Sadece hatırlatması yetmez dedik müzelerin, hatırlattığını yaşatsın istedik. Modernizmin dayattığı yaşam biçiminin yarattığı sosyal tahribata dikkat çekmek istedik. Kuşaklar arası kültürel kopuşun çoraklaştırdığı kültür dünyamıza küçük bir nefes olmak istedik.
Devasa binaların içinde kaybolunan değil, insanın kendisi ile buluşacağı bir müzecilik anlayışına mekan olmak istedik.
İnsanlar, unuttuklarını hatırlasınlar, hatırladıklarını da yaşasınlar istedik. Kültür mirasımızın ve geleneksel üretim deneyimlerimizin bugünün dünyasına vereceği mesajların taşıyıcısı olmak istedik.
Kendi köyünden, kendi toprağından, kendi özünden ve kokusundan neşet etmiş insanların, kökleri ile buluşmadıkları sürece sosyal dokumuzdaki tahribat devam edecektir. Minik bir örnek ortaya koyalım dedik, gördüğümüz teveccüh, takdir ve aldığımız duaların, başka insanları teşvik edeceğini ümit ederek çıktık yola…
Kalkınma, sadece, yol, su, elektrik üzerinden okunur ise nitelikli ve sürdürülebilir bir kalkınma olamayacaktır. Toprağın ruhunu, dokusunu, estetiğini, evlatlarının yeteneklerini, hikayelerini, masallarını, sohbetlerini, türkülerini, ezgilerini görünür ve yaşanır kılamaz isek, medeniyetimizin özü ve ruhu betonların arasına sıkışıp kalacaktır.
Aynileşmiş, mekanikleşmiş, çelik kapılar ardına saklanmış, birbirinden ürken ve çekinen bir toplumsal yapıya doğru hızla sürükleniyoruz.
"BİNALARA ÖNCE İÇİNDEN DEĞİL, DIŞINDAN BAŞLAMAK GEREK"
Binalara önce içinden değil, dışından başlamak gerektiğini yeniden öğrenmeden, estetikten yoksun binalar yığınının arasında, nasıl bir medeniyet tasavvuru kurabiliriz ki?
Zaman ve mekan ilişkisi kopmuş bir yapılaşma ile, kültür hafızamızı, dilimizi, aşkımızı, sevgimizi, dedemizi ve ninemizi nasıl yaşatabiliriz ki?
2021 YILINDA AVRUPA'DA YILIN MÜZESİ ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLDÜ
Müzemizin temsil ettiği misyonu tescil ederek bizi 2021 yılında Avrupa’da Yılın Müzesi ödülü ile taçlandıran Avrupa Müze Forumu Yönetim Kurulu ve jürisine çok teşekkür ediyorum. Kültür derinliğini görünür kılmakta ortaya koyduğumuz başarılı projelere, muhteşem sadelik ve yerel halk ile birlikte oluşturduğumuz entegrasyon başarısı, bizi ödüle taşıyan temel özelliklerimiz olmuştu.
"VERİLEN DESTEKLER İÇİN TEŞEKKÜR EDİYORUZ"
Belgesel projemizin ortaya çıkmasına verdiği destek için Bayburt Valimiz Sayın Cüneyt Epcim'e, Kudaka Genel Sekreterimiz Oktay Güven'e ve ekibine, belgeselin liderliğini yapan Serhan Bali’ye, Habitat TV ekibine ve ekibin lideri ülkemizin yetiştirdiği en büyük belgeselci sayın Çoşkun Aral'a, danışma kurulu ve yönetim kurulu üyelerimize,çalışma arkadaşlarıma ve müzemizin haberlerine her zaman yer veren medyadaki dostlara çok çok teşekkür ediyorum.”
MÜZECİLİK ALANINDA DÜNYANIN EN PRESTİJLİ ÖDÜLÜ
Gala gecesine destek veren Seyahat Acentaları Birliği(TÜRSAB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Bilir, yaptığı konuşmada “Ülkemizin her köşesinde böyle projelere ihtiyacımız var. Daha yüksek hedeflere sürdürülebilir bir yapıda ulaşabilmemiz için ülkemizin tüm coğrafyasının rengini ve dokusunu ortaya çıkaracak örnekler gerekiyor. Müzecilik alanında dünyanın en prestijli ödülünü alan Kenan Yavuz Etnografya Müzesi’ni tebrik ediyor ve TÜRSAB olarak yaşayan ve yaşatan bu muhteşem müzeyi her zaman destekleyeceğimizi ifade etmek istiyorum…” dedi.
Gala gecesine katılan Bayburt Valisi Cüneyt Epcim ise, “Bölgemizin ve Anadolumuzun kadim kültür derinliğini görünür kılan Kenan Yavuz Etnografya Müzesi gururumuz oldu. Gerek valiliğimiz ve gerekse Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı (KUDAKA)olarak, belgesel çalışmasına destek verdik. Bundan sonra da destek olmaya devam edeceğiz. Bu akşam “Bir Sahiplenme Hikayesi” belgesel filmimizi izlemek için gelen ve salonu tıklım tıklım dolduran sizlere çok teşekkür ediyor ve sizleri Bayburt’a davet ediyorum. Güzellikler paylaşılarak çoğalır” dedi.
Yoğun olan gala gecesi seyahat acentaları, turizm rehberleri, basın, iş ve sanat dünyasından yoğun bir ilgiyle beraber gerçekleşti. Etnografya Müzesi’nin ilham veren yolculuğunu anlatan “Bir Sahiplenme Hikayesi” izleyiciyle buluşurken gala gecesi ise, katılımcıların hep birlikte söylediği “ey gül dalı gül ve zayoldum geze geze” isimli Bayburt türkülerinin söylenmesiyle sona erdi.