Açık denizde vahşi bir sınıf komedisi

Sinema salonlarında bu hafta biri yerli, 7 film vizyonda. Yapımlarda ‘Turist’in yönetmeni Ruben Östlund’un Cannes Film Festivalinde Altın Palmiye Ödülü alan ‘Hüzün Üçgeni’ öne çıkıyor. Baş karakterlerinden Yaya’ya hayat veren 32 yaşındaki oyuncu Charlbi Dean’ın geçen yaz kendisini beyazperdede izleyemeden ansızın hayatını kaybettiği film, günümüz küresel eğlence anlayışına yönelik bir sınıf komedisi olarak beyazperdede.

Sinema salonlarında bugün biri yerli, 7 yeni film vizyonda. Yabancı yapımlarda 2014’te ‘Turist’ filmi ile dikkatleri üzerine çeken İsveçli yönetmen Ruben Östlund’un Cannes Film Festivalinde Altın Palmiye Ödülü alan ve 20 dakika ayakta alkışlanan hicivli kara komedisi ‘Hüzün Üçgeni’ öne çıkıyor. Östlund’un, bu kez lüks bir yat gezisinde yaşananları izleyiciye aktardığı filmin başrollerinde Charlbi Dean, Harris Dickinson ve Woody Harrelson’un yer alıyor. Yönetmenin ilk İngilizce filmi olarak beyazperdede yer alan filmin ana karakterleri Carl’ı Harris Dickinson ve Yaya’yı ise Charlbi Dean canlandırıyor.

Filmde bir Instagram fenomeni Yaya karakterine hayat veren ve oyunculuğu büyük beğeni toplayan Güney Afrikalı oyuncu Dean, henüz 32 yaşında ani bir hastalığa yenilerek Ağustos 2022’de vefat etmişti. Filmi izleyen eleştirmenler Dean’ın oyunculuğuna tam not vermişti. Manken bir çiftin bir grup milyaderin olduğu bir gemi tatilinde hiyerarşinin ve sınıfsal rollerin tekrar yazıldığı bir hayatta kalma mücadelesiyle karşı karşıya kaldıkları komedi ve dram karışımı film, günümüz küresel eğlence dünyasına yönelik bir sınıf komedisi izlemek isteyenler için beyazperdede.

CANNES ÖDÜLLÜ İLK KORELİ OYUNCU ‘BEBEK SERVİSİ’NDE

Japon yönetmen Hirokazu Koreeda’nın yönetmenliğini üstlendiği ‘Bebek Servisi’ filminde de Kang-ho Song, Dong-Won Gang ve Bae Doona rol aldı. Dram türündeki film, terkedilmiş çocukların yaşadığı bir tesiste yaşananları beyazperdeye taşıyor. İki adamın, bebeklerin bırakıldığı ‘bebek kutusu’ndan karaborsada satmak için bir bebek çalmasının ardından yaşananları izleyiciye aktaran Güney Kore yapımı filmin başrollerinden birini üstlenen Song Kang-ho, Cannes Film Festivali’nde ‘En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü kazanan ilk Koreli oyuncu oldu. Sinemada yerli film izlemek isteyenler de Cenk İzgören’in yönetmenliğini üstlendiği, başrolünü Açelya Elmas ve Murat Aslan ile paylaştığı ‘Kafes: İki Savaş Arasında’ filmini tercih edebilir. Film, yetiştirme yurtlarında büyüyen ve askerliği sırasında gazi olan eski bir kafes dövüşçüsünün hikayesini anlatıyor. Ali Samadi Ahadi tarafından sinema perdesine taşınan animasyon türündeki ‘Aya Sihirli Yolculuk’ ise çocuklar için beyazperdede. Animasyon, genç Peter’ın kaçırılan kız kardeşini kurtarmak için aya gerçekleştirdiği yolculuğu ve burada yaşadığı maceraları konu ediyor.

KASIRGAYI BEKLERKEN HABERSİZ GELEN TEHLİKE

Karanlık salonlarda korku türünü sevenleri bu hafta iki yapım bekliyor. ‘Katil Kim’ filminde de Amandla Stenberg, Maria Bakalova ve Rachel Sennott’un başrolleri paylaşıyor. Halina Reijn imzalı film, yaşadıkları bölgeyi vurmak üzere olan kasırga sırasında vakit geçirmek için parti düzenleyen bir grup zengin gencin, aralarında başlattıkları oyunun tahminlerinden farklı şekilde ilerlemesini anlatıyor. Daniel Stamm’ın yönettiği; Jacqueline Byers, Virginia Madsen ve Colin Salmon’un rol aldığı ‘Şeytan Kapanı’ filmi de, şeytan çıkarma uygulamasını gerçekleştirecek olan bir rahibenin kendi geçmişiyle bağlantılı şeytani bir güçle karşı karşıya gelmesini konu alıyor.

EMILY BRONTE’NİN BİLİNMEYEN YANI

Oyuncu Frances O’Connor’ın ilk yönetmenlik denemesi ‘Emily’, İngiliz yazar Emily Bronte’nin hayatını altüst eden aşkını ve “Uğultulu Tepeler” adlı başyapıtını yazma sürecini beyazperdeye taşıyor. Emma Mackey’nin isyankar ve uyumsuz baş karakteri canlandırdığı filmde, genç oyuncuya Oliver Jackson-Cohen ve Fionn Whitehead eşlik ediyor. Filmde Bronte’yi kendi hikayesinin merkezine koyan O’Connor, Emily’nin babası Patrick’in dağınık yardımcısı küratör William Weightman (Oliver Jackson-Cohen) ile arasındaki romantizmin Uğultulu Tepeler’e ilham verdiğini öne süren söylentiye odaklanıyor. Bu ilişkiye dair hiçbir kanıt olmadığını belirten birçok sinema eleştirmeni O’Connor’ı eleştirmiş, yönetmen ise ‘filmin tamamen doğru olması amaçlanmadığını’ söylemişti.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.

Kültür Sanat Haberleri