Kayseri kent merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta, küllü toprağa sahip bir tepede bulunmasından dolayı "Kültepe" olarak adlandırılan bölgede, dönemin krallığının başkenti olan "Kaniş" ve ticaret kervanlarının mallarının indirilip dağıtıldığı liman anlamına gelen "Karum"dan adını alan Kültepe Kaniş/Karum Höyüğü'nde sürdürülen kazı çalışmalarıyla Anadolu, Suriye ve Mezopotamya tarihi aydınlatılıyor.
Türk Tarih Kurumu adına Prof. Dr. Tahsin Özgüç önderliğinde 1948'de başlatılan, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ankara Üniversitesinin desteğiyle devam ettirilen kazı çalışmalarına ABD, Avrupa ve Uzak Doğu'dan da arkeologlar katılıyor.
Asurlu tüccarların yaklaşık 4 bin yıl önce kervanlarla malları Kaniş'e getirip burada vergilerinin ödemesinin ardından Anadolu'daki çeşitli şehirlere dağıtılmasından dolayı o dönem önemli bir ticaret merkezi ve Anadolu'nun en zengin şehirlerinden biri haline gelen Kültepe, günümüzde de tarihi bakımdan en zengin yerlerden biri olmayı sürdürüyor.
Bugüne dek kazı çalışmalarında 3 saray ve 3 tapınağın bir kısmının ortaya çıkarıldığı 550 metre çapındaki Kültepe Höyüğü'nde taş döşeli yolla açılan kerpiç evler ile binlerce tarihi eser tespit edildi.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi Öğretim Üyesi, Kültepe Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, höyükte sürdürülen kazı çalışmalarında elde edilen bulgular ışığında günümüzden 8 bin yıl öncesinin verilerine ulaşılabileceğini söyledi.
"ÖN ASYA'NIN EN BÜYÜK ŞEHİRLERİNDEN BİR TANESİ"
Kazı çalışmaları hakkında bilgi veren Kulakoğlu, şunları kaydetti:
"1948’den itibaren başlayan kazılarda yaklaşık olarak Kültepe'nin yüzde 5-6'lık kısmı ancak kazılabildi. Çok geniş bir şehir. Ön Asya'nın en büyük şehirlerinden bir tanesi. Dolayısıyla 70 yılda yüzde 5'i kazıldıysa bundan sonra önümüzde 3-4 bin yıl kazılacak bir yer var demektir. 3-4 bin senelik bir bilgi bankası burada duruyor. Anadolu'nun değil, Türkiye'nin değil, bütün Ön Asya'nın günümüzden 4-5 bin yıl önceki durumu hakkında bilgi verecek bir merkezden bahsediyoruz. Şimdi çalışmaya devam ettiğimiz alanlarda daha erken tabakalara yani daha erken tarihlere inmek istiyoruz. Eğer onları da gerçekleştirebilirsek Kayseri'nin tarihini daha erkene götürmek mümkün olacak."
"19 BİN TABLET TÜRKİYE MÜZELERİNDE KORUNUYOR"
Şu ana kadar yapılan kazılarda bulunan eserlerin İstanbul, Ankara ve Kayseri'deki müzelerde sergilendiğini hatırlatan Kulakoğlu, "Şimdiye kadar bulunan 23 bin tabletin bir kısmı daha önceki kazılarda yurt dışına götürülmüş ama en az 19 bin tablet şu an Türkiye müzelerinde korunmakta. Bunların sadece bir kısmı sergileniyor, hepsinin sergilenmesi bir anda mümkün değil ama yine aynı şekilde kazılarda bulunmuş arkeolojik eserlerin de büyük bir kısmı müzelerde sergilenmekte. Müzelerdeki eserlerin büyük kısmını Kültepe eserleri oluşturuyor." diye konuştu.
"AVRUPA ÜLKELERİNDEN BİLİM İNSANLARI BU KAZILARDA YER ALDI"
Ön Asya arkeolojisi ile ilgili hemen hemen dünyadaki tüm ülkelerden arkeologların kazılara katıldığını ifade eden Kulakoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Fransa, İngiltere, Hollanda, Danimarka, İtalya başta olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinden bilim insanları bu kazılarda yer aldı. Aynı şekilde, uzak ülkelerden Japonya, Kore, Avustralya, Yeni Zelenda gibi birçok ülkeden Kültepe'de çalışmak üzere gelen bilim insanları yer almakta. Bunlarla ilişkilerimiz belki alanda değil ama akademik olarak hem laboratuvarlarda hem de kütüphanelerde devam etmektedir."
KAYSERİ / AA