Cumartesi akşam saat 20.30 sıralarında, Küçükçekmece Mehmet Akif Mahallesi Aşık Veysel Caddesi'nde yaşanan olayda, sokakta karpuz satan bir esnafın küçük kızına, Suriyeli bir gencin tacizde bulunduğu iddiası mahalleyi karıştırdı.
İddianın kulaktan kulağa yayılmasıyla birlikte mahalleli sokağa döküldü. Kalabalık Aşık Veysel Caddesi üzerinde yürüyüşe geçerek Mehmet Akif Mahallesi’ndeki polis merkezine yürüdü. Bazı göstericilerin Arapça yazısı olan iş yerlerine saldırdıdığı ortaya çıktı. İş yerlerinin, kepenkleri, camları ve tabelalarının taş ve sopalarla kırıldığı gözlendi.
Yaşanan durum neticesinde olay yerine çok sayıda çevik kuvvet ekibi sevk edildi. Polis ekipleri burada vatandaşların dağılması yönünde uzun süre anonslarla uyarılarda bulundu. Yapılan uyarıları dikkate almayarak slogan atan gruba polis TOMA ile müdahalede bulundu. Müdahale sırasında vatandaşlar sokak aralarına kaçıştı.
EMNİYETİN AÇIKLAMASI
İstanbul Emniyet Müdürlüğü de geceyarısı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada “Küçükçekmecedeki taciz iddası ile ilgili konu şu şekilde; 12 yaşında Suriyeli bir çocuk, 12 yaşındaki başka bir çocuğa camdan ‘gel, gel’ der. Konu sadece bundan ibaret, herhangi bir fiziki temas, taciz, tecavüz olayı yok” denildi.
KIZIN AİLESİ ŞİKAYETÇİ OLMADI
Kalabalığın dağılmasının ardından tacize uğradığı iddia edilen çocuğun ailesinin ifadesine başvuruldu. Emniyetten yapılan ikinci bir açıklamda, ailenin yaşananların yanlış anlamadan kaynaklandığı belirttiği ve Suriyeli çocuktan şikayetçi olmadığı ifade edildi. Polisin protesto eylemlerine karıştığı için gözaltına aldığı 18 kişi ise serbest bırakıldı.
VALİLİĞİN AÇIKLAMASI
İstanbul Valiliği de olayın ardından sabah saatlerinde açıklama yaptı. Açıklamada; “Küçükçekmece ilçemizin Mehmet Akif Mahallesinde dün akşam saat 20.36'da ALO 155 hattına (A.D) adlı bir çocuğa yönelik sözlü cinsel taciz iddiasıyla ilgili ihbarda bulunulmuştur. Hemen olay yerine sevk edilen İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince, yabancı uyruklu (E.A) adlı (suça sürüklenen çocuk) şüpheli ile mağdur olduğu iddia edilen çocuk, saat 21.15'te Çocuk Polisi Şubesine teslim edilmiştir. Olayın görgü tanığı, mağdur olduğu iddia edilen çocuk ve çocuğun anne-babasının ifadelerinde “konunun yanlış anlamadan kaynaklandığı ve herhangi bir kişiden şikayetçi olmadıklarını” beyan ettikleri anlaşılmış olup, adli ve idari tahkikatı sürdürülmektedir. Şüphelinin alınması ve sonrasında, çevrede toplanan vatandaşlarımızca yapılan gösterilerde bazı işyeri ve araçlar zarar görmüş, kalabalığın dağılması ve taşkınlıkların önlenebilmesi için zorunlu olarak polis ekiplerimizce müdahalede bulunulmuştur. Bu ve benzeri olaylarda saygıdeğer vatandaşlarımızdan toplumsal huzur ve barışımızı hedef alan provakasyonlara karşı dikkatli olmalarını ve güvenlik güçlerimize destek vermelerini bekliyoruz. Durumu olduğundan çok farklı gösteren, şahsi kimliğini gizleyerek sosyal medya yoluyla provakatif paylaşımlarda bulunanlar mutlaka tespit edilecek ve haklarında yasal işlemler yapılacaktır.” denildi.
Küçükçekmece’deki olay, sosyal medyada da geniş yankı buldu.
MİLLETVEKİLLERİ TARTIŞTI
AK Parti Hatay milletvekili Abdülkadir Özel, Suriyelilerin karıştığı taciz olaylarının ardından sık sık ikditarın Suriyeli sığınmacı politikasına dikkat çeken eski MHP milletvekili Sinan Oğan ve İYİ Parti İstanbul milletvekili Ümit Özdağ'a tepki gösterdi. Özel twitter hesabından yaptığı açıklamada “Bu olay üzerinden provokatif çağrılar yapan tüm hesaplar incelenmeli ve başta Sinan Oğan ve Ümit Özdağ adlı müptezeller başta olmak üzere sokaklarımızı karıştırmak isteyen herkes hukuk önünde hesap vermeli. Biz de takipçisi olacağız” dedi.
SİNAN OĞAN: "TARTIŞALIM"
Sinan Oğan da AK Partili Özel'in bu paylaşımına tepki göstererek, “Hodri meydan, İstediğin kanalda Suriyelileri göçü, Suriye politikasını konuşalım. Var mı yüreğin? Ama korkarsın sen, yüreğin yetmez karşıma çıkmaya, senin gibilerin ruhunu bilirim” yorumunda bulundu.
ÖZTÜRK YILMAZ'DAN BASIN TOPLANTISI
Öte yandan Bağımsız Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz TBMM’de Suriyelilerle ilgili basın toplantısı düzenledi. Yılmaz, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de biyometrik verilerle kayıt altına alınan geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sayısının 3 milyon 613 bin 644’e ulaştığını söyledi.
Kaydı bulunmayan en az 500 bin Suriyelinin bulunduğunun kendilerine iletildiğini belirten Yılmaz, son dönemde Afganistan, Irak, İran ve Afrika ülkelerinden yaklaşık 1 milyon göçmen geldiğini vurguladı. Suriye’de iç savaş olduğunu, bir komşu olarak Türkiye’nin kapılarını açtığını hatırlatan Yılmaz, “Türk halkı bunları istemese de misafir etti. Yalnız bu misafirlik uzun sürdü.” diye konuştu.
Türkiye’de 815 bin Suriyeli gencin yaşadığına değinen Yılmaz, “Bir ordu kursanız değil Suriye’yi, Orta Doğu’yu yeniden özgürleştirirsiniz. Kamplarda 109 bin Suriyeli yaşıyor, yüzde 98’i Türkiye’nin şehirlerine dağılmış durumda.” ifadelerini kullandı.
Suriyelilere vatandaşlık ve ikamet izinleri verildiğini dile getirerek eleştirilerde bulunan Yılmaz, “Kulağımıza vatandaşlık ve ikamet izinlerinin bazı çeteler tarafından satıldığı iddiaları geliyor. Geçici koruma altındaki 79 binden fazla Suriyeliye vatandaşlık verilmiş. Hangi kriterle verildi, ne özellikleri var, hangi kişiler, gruplar bunlara aracılık etti? 1 milyon Suriyeliye ikamet izni verilmiş. Niçin verdik bu izinleri, amaç neydi? Maalesef bazı duyumlar çok ciddi, bunların araştırılması gerekiyor.” dedi.
Türk milletinin yardımsever olduğunu ancak Türkiye’deki Suriyelilere ilişkin mevcut durumun “fazla” olduğunu anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: “Bugün Türkiye ekonomik krizle boğuşurken, şirketleri batarken, insanlar işsiz kalırken bu kadar ensarlık yapamayız. Böyle bir bütçemiz yok. Bu, Türkiye’nin üzerindeki en büyük kamburudur. Ekonomik krizin en büyük sebeplerinden biri budur. Ülkenizde 5 milyon insanı besliyorsunuz. Gürcistan, Ermenistan, Çekya, Slovakya ve Malta’nın nüfusu bu kadar değil. Niçin beslediğimizi de kimse açıklayamıyor. Irkçılık yapılmasını asla tasvip etmeyiz ama ensarlıkla enayiliği ayırt etmemiz gerekir. Ensarlık yaparken kimsenin bizi enayi yerine koymasına izin vermeyiz.”
Yılmaz, 5 milyonu aşkın Suriyeliye ilişkin kimsenin çözüm sunmadığını savunarak “Suriye’de çözüm kıyamete kadar olmayacak diye bunlar kıyamete kadar benim içimde mi yaşayacaklar? Millet bunu konuşmasın mı? Konuşanlara niçin linç kampanyası başlatıyorsunuz?” diye sordu.