Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tüm dünyayı etkisi altına almaya devam ediyor. Birçok ülke koronavirüse karşı aşılama uygulamalarına hız kazandırdı. Bu kapsamda Türkiye de kendi yerli aşısı Turkovac'ı duyurdu. Bununla birlikte Türk araştırmacılar tarafından Kovid-19 teşhisini 10 saniyede yüzde 99 güvenilirlikle yapabilen nanoteknoloji temelli 'Diagnovir' adlı sistem geliştirildi.
Bilkent Üniversitesi Ulusal Nanoteknoloji Araştırma Merkezi'nde (UNAM) geliştirilen sistem, güvenilirlik testlerini geçerek kullanılmaya başlandı.
Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdullah Atalar, Türkiye'de ilk vakanın görülmesinin ardından kurulan iş birliğiyle UNAM'da geliştirilen sistemin kullanıma başlaması dolayısıyla açıklamalarda bulundu.
DÜNYANIN HER YERİNDEN TALEP VAR
Kovid-19 Türkiye'de görülmeye başlamasının hemen ardından hızlı sonuç veren bir test sisteminin geliştirilmesi için başlanan projenin tamamlandığını ve PCR'ın yerini alabilecek, çok da hızlı, saniyeler içinde sonuç verebilen yöntemin başarıyla hayata geçirildiğini ifade eden Atalar, şu bilgileri verdi:
"Şu anda seri üretim sürecine geçildi. Dünyanın her tarafından sisteme talep var ve kullanmak istediklerini belirtiyorlar. Özellikle Kovid-19 riski büyük olan havaalanı gibi yerlerde, sonucu hemen alınabildiği için havaalanları istiyor, üretimin durması büyük maliyetlere neden olabileceği için büyük fabrikalar istiyor. Örneğin, Alman Futbol Ligi istedi. Dünyada eşi olmayan bir sistem olduğuna inanıyoruz."
'BÜYÜK İLGİ GÖRDÜ'
Atalar, sistemin, dünyanın bazı önemli fuarlarında sergilenerek büyük ilgi gördüğünü de aktardı.
Bilkent Üniversitesinin mezuniyet törenlerinden hemen önce öğrencilere ve ailelerine 'Diagnovir' adlı sistemle hızlı Kovid-19 testleri yaptıklarını bildiren Atalar, "Üniversitemizin mezuniyet töreni 4 bin kişilik açık bir alanda yapılıyor, 8 ayrı seansta gerçekleştirilen her törene ailelerle birlikte yaklaşık bin 200 kişi katılıyor. Tören alanında bulaş açısından sosyal mesafenin yeterli olmasına rağmen bu yıl ilk kez bu sistemi kullandık" dedi.
'TEKNOLOJİ SAHADA KULLANILABİLİR HALE GELDİ'
Bilkent Üniversitesi UNAM baş araştırmacılarından Doktor Öğretim Üyesi Bülend Ortaç ise EA Teknoloji Genel Müdürü Ali Aytaç Seymen, Arizona Üniversitesinde doktora sonrası araştırmalar yapan Erol Özgür, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erkan Tuncay ile geliştirdikleri ve geçen yılın sonunda kamuoyuna duyurdukları klinik öncesi çalışmanın ardından süreci başarılı şekilde yürüttüklerini belirtti.
Ortaç, bu sürece ilişkin şu bilgileri verdi:
"Yaptığımız klinik çalışmalarda yüzde 99 doğruluk oranıyla çalıştığını test ettik. Sistem nanoteknoloji temelli olarak çalışıyor. Klinik araştırmaları Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalında tamamladık ve orada aldığımız sonuçlarda oranlarımız belli oldu ve böylece sistemin güvenilirliği bir kez daha ispatlandı. Bu oranlarla yaptığımız dosya ile Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğüne başvurumuzu yaptık ve oradan bu sistemi kullanabileceğimiz onayı alındı. Bu sistemin yanında buradaki teknolojiyi okuyabilen ve sonuçları doğrulayan bir cihaz geliştirmiştik. Bu cihazın Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından onayı da alındı. Bu iki onay ile birlikte geliştirdiğimiz teknoloji sahada kullanılabilir hale geldi."
'POZİTİF OLUNCA 5-10 SANİYEDE SONUÇ ÇIKIYOR'
Bilkent Üniversitesi mezuniyet törenine katılacak öğrenci ve velilerin Kovid-19 testlerini 16 ayrı cihazla yaptıklarını bildiren Ortaç, "Öğrenci Kovid-19 testinin sonucunu aldı, testi negatif çıkan öğrenciye rozet verdik ve bu rozetle birlikte törene katıldılar, böylece mezuniyet töreni için güvenli bir ortam oluşturulmuş oldu. Tüm buna karşın maske ve sosyal mesafe kurallarına da dikkat ediliyor." diye konuştu.
Bülent Ortaç, hızlı test kitinin çalışma prensibine ilişkin şunları kaydetti:
"Temel bilimlerden uygulama bilimlerine kadar çeşitli dallardan uzmanlarla çalışılarak geliştirdiğimiz sistem, ağızdan alınan bir sürüntü hızlı test kitine yerleştiriliyor. Virüs pozitif olması halinde virüs proteinleri bu kite bağlanarak optik sinyal veriyor. Bu hızlı sinyal sonucunda yapılan algoritmalar, farklı varyantlara da cevap verebiliyor. Bu algoritmalar negatif ya da pozitif olarak cevap veriyor. Hastadan alınan numune örneğinin pozitif olması halinde 5-10 saniye içinde, negatif durumda ise kontrollerin yapılarak 20-30 saniye içinde sonuç çıkıyor. PCR testi, hata payı yüksek ve hastalık başladıktan 2-3 gün sonra sonuç veren bir yöntemken bizim sistemimiz saniyeler içinde ve hastalığın erken evresinde sonuç veriyor, doğruluk payı ise yüzde 99'lık oranla çok çok yüksek. Hastalar üzerinde yaptığımız testlerde, PCR testlerinin çok öncesinde sonuç aldık."